Ateşin Harına Karşılık Suyun Gücü & Balık Burcu Ay Tutulması

 

“Tanrı’dansın, Tanrı değilsin. Manzursun nazar değilsin. Sadece yerini  tutansın. Kendisi değilsin. Kutsal nefesten üflendi sana. Kendini kutsal nefes sanma. Ruhumdan denmiş. Ruhum,denmiş sana. Bir şeysin,ama kendini her şey zannedipte aldanma. Varlık nedenini unutma. Senin haddin buraya kadar. Haddini bil. Ötesine kalkışma.”

Eskiler çok takıntılı olan bireylerin  sonunun ince hastalığa  yakalanmak olduğunu iddia ederlermiş. Hala ederler lakin Tıp bu kadar ilerlemişken bendeniz gökyüzünü takıntı haline getirmişken bizlere kaderimizi seçme lüksünden ziyade Yaratıcının bir ikramı olarak görmemiz gereken, doğum anında tecelli eden ve yazgımızı oluşturan yerleşimler neticesinde KADER de varsa rıza ile karşılamayı öğretti. Bir kahvaltı masasını paylaşabilmek de hayat, ölmek de hayat, bazı hikayeler iki kişi başlar, tek kişi sonlanır. Efendim 2016 dedik, sonbahar dedik. Ve nihayet yılı bitirmemize 3.5 ay kaldı. Yılın son Ay tutulması Balık burcunda 16 Eylül 2016 Saat:22:30, 0.30 enlem değeri ile Purvabhadra Nakhasta yöneticisinin Jüpiter olduğu yıldızın 4.padasında. Etkisine girdiğimiz tutulma hayrdan hayr, şerden yine hayr doğursun!

16 Eylül göğün kalibresinde mistik ve yardımsever olarak tanımlanan nokta Balık yerleşimi. Zodyağın son durağı. Balığın sonu-sonun başı.  Yani Balık burcunda 20:00 ile 03:20 enlem değerleri arasında Natal gezegen yerleşimi bulunanların 1.dereceden etkileneceği tutulma.  T.Mars’ın bir kavuşum, bir karşıt ve iki kare görünümü ile tutulma derecesini tetiklediği anda enerji 4 yılı kapsayacak zaman diliminde zuhur edecektir. Sizi bilemem kendimden örnekleyeyim ki Rasi haritalarınıza bakınız. Purvabhadra Nakhastrada Ay ve Güneş yerleşimi olan bir Balık olarak zokayı yutmuş vaziyetteyim. 🙁 vesselam!

Çoğu zaman güçlü olmakla güce hükmetmek ve otorite, kariyer sahibi olmak kavramını birbirine karıştırıyoruz zannedersem. Güçlü olmak için öncelikle cesur ve şanslı olmak gerekiyor bana göre tek başına biri diğeri olmadan bir hiç. Amerikalı yazar Core Haris “Kendini cesur hissetmediğinde yapabileceğin en cesurca davranış, bir cesaret teorisi geliştirmek ve ona göre hareket etmektir” demiş bir yazısında 😀 demişte bende diyorum ki kendisine; güç bende artık diyebilmek için hepimizin He Man yada She Girl olması veya herhangi bir süper kahraman olması gerekmiyor. Üzerimizdeki etiketler kalktığında hala kendimize değer veriyorsak, yeteneklerimizin farkındaysak ve yeni durumlara hemen uyum sağlayabiliyor ve kendimizi geçmişe dönüp suçlamıyorsak gerçekten güçlü bir insan olma yolunda ilerliyoruz demektir. Bunun için ise evrenin tetiğe basması şart…… 🙂 🙂 🙂 Bu tutulmada evren tetiğe basıyor Can’lar. İyiler ve kötülerin savaşı var yukarıda, ne düşerse nasibinize sizlerin karması kapsamında. Yaptıysanız iyilik, rahatsa vicdan dediğimiz nokta korkmayın o vakit! 4.Padanın yöneticisi Ay’dır. Yansımaları yüksek idealleri, sezgiselliği ve spritüel konuları kapsar. Bu Takımyıldızında Merkür’ü olanlar mesela iş hayatında çok başarılı olurken mükemmel bir konuşma yetisiyle donatılmıştır. Spiritüel konularda merak Jüpiter doğasına özgüdür. Yöneticisinin Jüpiter olduğu için tutulma anında ki Jüpiter konumu bizler için önemlidir. Ve T.Jüpiter Başak burcunda. Lagnadan itibaren inceleyecek olursak Yükselen Boğa yöneticisi Venüs Başak burcunda Jüpiter ile birlikte demek ki tutulma öncelikle duygusal konuları su yüzeyine vurdurtacak ve yine suyun etkisi ile bitişler kadar yeni başlangıçlar söz konusu olacaktır. Kala Sarpa Yoga etkisinde gerçekleşecek tutulma anını 2016 yılının tamamı ve Haziran-Temmuz aylarında ne yaşadıysanız biliniz ki tamamlanma söz konusu olacaktır. Tutulma anında Balık burcunda ki Ay’a Jüpiter, Venüs 6-12 kuralına göre görünüm verecek ve güçlü yogalar oluşturacakladır. Yinede Kala Sarpa etkisi bertaraf olur mu derseniz cevabım bireysel transitlerinizde saklıdır derim. Ay Satürn ve Mars açısından Trikona görünüm etkisinde. Her bir haltın sorumluları Rahu ve Ketu sahne dışında bu görsel şölende.  AK gezegen Mars; Şiddet gösterme, öfkeden uzak dur ve kimseyi sözel yada fiziksel incitme! Mars üstelik Gandanta geçişinde ASKER ve POLİS tedbir önlem adına pik seviyelere taşınmalı bu ihtimal odur ki bir saldırının habercisi olacak yöndedir.

Gökyüzünde yer alan her yıldıza Hint’liler isimler vermişler. Güneş sisteminin ötesinden bakıyoruz Nakhastralar ile Vedic haritalarına. Nakhastralar Vediğin bel kemiğidir. Dolayısı ile basite alınmayacak kadar derindir anlamları. 27 adetten oluşan bu kümesel  grup için her oluşumun bir bahanesi rastlantısal olduğuna dair bir hikayesi vardır…Kaderimiz parmak izimiz gibi doğum anında horoskoplarımıza yansıyan yerleşimler, transit yıldızlar ile acılarımızı, bilinçaltımızı, insani zaaflarımızı, bu yaşamdaki denenme, sınanma, onur, mükafat, ve kayıplarımızı, eşimizi, arkadaşlarımızı, çocuklarımızı, annemizi, babamızı, sahip olacağımız mal varlığımızı, tensel zevklerimizi, cinsel tercihlerimizi daha bir sürü yaşam olayını HAYAT denen bu süreçte bizlere yansıtmaktadır. Cüzz-i irade mi? Külli irade mi? Sorusu ile çok karşılaşıyorum. Ben ki yaşadıklarım neticesinde kaderimi değiştireceğim derken aksine sonuna kadar verilen kararlarda dahi enerjilerin etken olduğunu defalarca deneyimledim. 😀

Zodyakta gezegen ve evlerin aynı insan doğası gibi karakteri, meziyetleri olduğu kadar olumsuzlukları da mevcut. Yaşanan Transit ve Dasa periyotlarının bazen sessiz ama derinden gittiği sinsi yönleri de var, bazen ise bağıra çağıra güle oynaya göstere göstere ben geliyorum diye haykıran sesleri var. İşte bunların hiç birine engel olamıyoruz. Bilim adamlarının beynin arka bölümünde tam alın hizasında yer alan alın yazısını kabul ettiği gibi yaşanan her şeyin yazılı bir minval olduğu kabulü kolaylaştıracaktır bakış açınızı. Horoskop kader şifrelerinin açılımıdır, parmak izimiz gibi, soyumuzdan gelen, geçmişte atalarımızın işlediği günahlar ve kazandıkları sevapların dahi yedi kuşak yansıyacağı, kalıtımsal genetik özelliklerimiz gibi her insanın farklı farklı yaşam dönemleri, farklı potansiyelerini barındırır. Satürn ve Mars Retro yerleşimleri duble çalışır etki anlamında yerleştikleri evlere göre tabii Retro gezegen süreçlerinde doğmuş kişiler karma yasasına göre daha öncede dünyaya ruh olarak gelmiş olduğu kabul edilir. Yeniden dönüşü tekamül evresi içindir. Herkes ayrı kadere sahiptir. Yeryüzünde milyonlarca Balık kadını, milyonlarca Başak erkeği vardır. Aynı gün aynı saat aynı yerde doğan kişilerin kaderleri eş zamanlı gelişir, 4 dakikalık süreçte değişen Pada yerleşimleri kaderin nasıl farklı olduğunun yansımasıdır. Çok merak ediyorum inanın kendimle sorgu halindeyim. Doğu’da şehit düşen Er’lerimizin burçları 13.burç mu? Bu nasıl bir yazgı? Bu nasıl bir kaderdir? Astroloji aile ve çevrenin çocuğun yaşamında etkisini kabul eder, Astroloji kader potansiyelini kendi içerisinde şifrelemiştir. Kodlama stilinde zamanı gelince çözülür. En basit örnek sizlere kendimden vereyim. Küçük kızım Derin 17 Temmuz’da doğması gerektiği yerde 4 Haziran’da doğmuştur. Güçlü bir haritaya sahip olduğu kadar olumsuzlukları ile Annesinin yaşamda ki yön değişimini tetiklemiştir ki ben işi gücü bıraktım burada sizlerle ilim deryasında bir çare gönüllere derman olma yollarındayım. Derin’le birlikte aynı saatte aynı andan doğan çocuk yok muydu? Vardı ama farklı şehirlerde olmuş olması enlem-boylam farkı ile horoskobu değiştirecektir. Bu iki kişinin kader şifreleri aynıdır, Aile ve çevre faktörü de eşit ise aynı şeyleri yaşarlar, farklı ise aynı kapıya çıkan fakat değişik yollardan gidilen ,daha dikenli yada daha çimenli yolları yürüyerek yine aynı sonuca ulaşırlar. Bir de en büyük silahımız, yazgımız, kabullenme mekanizmamız kader var elimizde. Titreşimlerden, frekanslardan oluşan, iyi zamanlarda güzel insanları etrafımıza çeken, kötü zamanlarda zihinsel kaygı uyandıran kader! Yaşadığımız etkiler Dasa gezegen periyotarında rezonans oluşturur. Bu titreşimlere bir de Retro gezegen süreçleri eklendiğinde sanki o filmi, o kareyi  daha önce görmüş, diğer insanlarla, yerlerle, zamanla, olaylarla birebir yaşamış gibi hissederiz. Bazı zamanlarda nefreti iyileştirmek ve derin hoşgörüye hasıl olabilmek, kişinin kendi bilgeliği yolunda ruhsal anlamda tekamülü için şarttır.

Bir de Satürn var. Vedic Astrology Satürn sonrası gezegenleri kullanmaz onların varlığını baz almaz. O yüzden sistemin en son gezegenidir bizim için. Satürn bir burçta 2.5 yıl kalır ve yaşam evresinde her evi dolaşır 30 yılda bir doğum anında ki yerine gelir ki buraya gelinceye kadar geçtiği evlerden sadece 3.6.11.evlerde faydalı sonuçlar doğuracaktır. Geriye ne kaldı yaşamda 7.5 yıl mükafat 7.5 yıl durağan, 7.5 yıl hüsran bitti zaten ömür gitti. Satürn aynı anda doğan bu iki kişinin 5.evlerinden geçerken eğlence hayatlarını, Aşk ilişkilerini, çocukları ile kuracakları diyalogları, kısıtlamaları ve sosyal konumlarını etkileyecektir. Kişi belki de hayatının Aşkını yaşayacak yada çok sevdiği AŞIK olduğu sevdiğini kaybetmek zorunda kalacaktır. Satürn 30 yıl sonrasında en ağır süreci yaşatır. Örnekte ilk Satürn kavuşumundan bahsediyorum. Tevekkül etmemizi ister gibi işte o dönemin etkisini aynı anda alan bu iki kişi o dönem içerisinde Satürn’ün verdiği dersi ne derece doğru anlamış ve uygulamışsa, korkularının ne kadarını aşmışsa bu dönemi daha kolay atlatacak ve ödül toplayacaktır. Kader ve irade demiştik, Satürn 5.evde kader ise bu transit süresince hayatınına giren çıkan kişilerin kazandırdıkları ile sizlerin olaylara gösterdiğiniz iradedir. Diğeri başarısız olabilir bir diğeri ise başarıyla atlatabilir. Yada her ikisi tekamülün gereklerini aynı özellik ve kalitede sonuçlandırabilir. Bunun açıklaması ise DASA süreçlerinde gizlidir. Dakikalar bazında değişen Dasa periyotları farklı kaderler ortaya çıkartır. Sadesati evresini kayıplarla atlatanlar kadar kazançlarla tamamlayan kişiler var etrafımda haritalarını baktığımda bu süreçte SATÜRN-MERKÜR Dasa yaşayan biri başarısını perçinlerken, SATÜRN-VENÜS Dasa yaşayan başka biri ise yıllar süren evliliğini dahi bitirebilmekte. (Bize de düştü Ketu-Merkür). Allah’tan Merkür 9.evimde 3.ev ve 12.ev yöneticisi. Bol bol seyahat ve bol bol yazıdır meali. Sizleri 2017 yılında kitabımla buluşturacağım.

Sonra birde Ekliptik Düzlem var. Bunları hatırlatıyorum ki yazılarımızı okurken daha iyi anlamanız adına. Gökyüzünde Aslan burcunda ki Rahu ile Kova burcunda ki Ketu o kadar güçlüler ki. Rahu ve Ketu kendi yöneticisi oldukları takımyıldızları ile Jüpiter ve Merkür’ün yönettiği Nakhastralarda olumlu çalışarak haritaya katkıda bulunurlar. Ve bu durumlar Ülkemin haritasını da etkilemekte. Bu eksen ve Nakhastralarda ki seyirleri sonbahar süresince devam edecek. Tek ve yegane tavsiyem fazla riske girmeyin, suya sabuna bulaşmadan hayatı devam ettirin. Bu bizim kaderimiz ”dayan yüreğim dayan” modundayız. Derinlerde olanlar, katmerlenir bazı zamanlarda, özlemler ayyuka olur. Hasret öyle bir dayanır ki insanın boğazına, ruh düşlerde dahi yorgun düşer geçmişindekilerle uğraşmaktan. Umut ektiğimiz nice şafaklar, saksılarda çiçekler, gönlümüzde hazin ve hazan dolu fırtına, nefesimizin kesildiği anlar. Harap oldu duygular, ezildi umutlar, kırıldı can…Ve can kırıkları batmaya başladı en can alıcı yerlere…Göğün göğsü AŞKIN KADERİNİ YAZIYOR! VENÜS-JÜPİTER teması ve Başak noktasında ki değer kaybı ile…Venüs Ekim ayında bir geçsin Terazi burcuna hepimizin gönlü rahata ersin.

Tasavvufta KARA SEVDA şu şekilde yorumlanır. Kalp üzerinde bulunan siyah bir noktanın aşık olma vesilesiyle kalp üzerinde fiziksel olarak büyümesi ve aşka karşılık bulamama nedeniyle fiziksel olarak küçülmeye başlayan ve küçüldükçe acı çektiren bir siyah nokta. Bu Tasavvufi bilgiyi kara sevdayla örtüştürenler vardır. Tamda bu noktada Venüs uğrayacağı zarar engel teşkil eden, tutkuyu nefse hapis eyleyecek enerjilerle aşıkların vay haline! Neden Aşkın simgesi kalptir? Neden beyin Aşkla ilişkilendirilmez yada miğde?  Mantık dediğimizde aklımıza sadece aklın gelmesi, yüreğin bu olaya dahil edilmemesi nedendir? Ya sonrasında ise Aşk’a düştüğümüzde yüreğimizi ince bir sızı kaplar, o delip deşen ve acısının nasıl hafifleyeceğine dair tıbbın bile çare bulamadığı sızı? EKİM 2016 zaman sonrasında aklı unutup, kalbinize iyi bakın emi! Haa birde duygusal zekası olmayan insanlardan uzak durun diyeceğim.

Akıl ile kalp arasında mantık oturmuyormuş  yada bu mantığı yaş tecrübesi oturtuyor. Engeller, adanmışlıklar, yaşanmışlıklar, kırgınlıklar aklımıza geldikçe AŞIK olduğumuzu sandığımız kişiye karşı hissiyatımızın değiştiği fark ediyoruz tabii AŞK horoskop potansiyeline bağlı bazıları gerçek  sevdalar yaşarken bazıları ise senin gibi Sevgili okurum meftun oluyorlar. O yüzden Aşk Kalbimizle ve Horoskobumuzla ilgilidir. İçine mantık girmez. Deli divane Aşık olmak, kara sevdaya düşmek, akıllı insan işi değildir zaten. Zira tarifi hala bulunmayan geçmiş yaşamlardan dinlediğim AŞK Öyküleri de bunun ispatıdır aslında. Leyla, düşünme ve yargılama sistemini devreye sokabilseydi, Mecnun’un yolunu mu gözlerdi? Mecnun kalbinin sesini dinlemeseydi, çöllerde mi yürürdü? Artık devran döndü, bu gözü kara Aşklar yok. Değiştik, evrim geçirdik, dönüştük. Ne kadar çok sevdiğimizi düşünsek de, artık hiçbirimiz Dağları delmiyoruz. Aşk için verilen mücadelenin kavuşana kadar sürdüğünü düşünmeye başladım ki ben bana göre ruhunu tamamen yitirdi. Bireysellik! Özgüven! Ego! Kendini sevmek! İRADEYE SAHİP ÇIKMAK adına inatlaşmalar. Yaşamın içinde en az hasarla ilerleyebilmek ve günümüz şartlarında ayakta durabilmek için daha pek çok özelliğe sahip olmamız gerekiyor. Peki, Aşk’a ne oldu? Akıl kalbi yendi! 🙂 Tüm dünya düzeninin değişmesi, teknoloji, uzay çağı, milenyum, değişmeyen ne kaldı ki? Komşuluk ilişkileri? Eskiden insanlar evlerinin kapılarını kilitlemeden yaşarlardı. Şimdi mümkün mü? Aynı apartmanda oturan ve hiç tanımadığınız komşularınız yok mu? Çocuk yetiştirmek dayak ve ceza üzerine kuruluydu. Şimdi psikologlarımız, okulda rehberlik servisimiz, çocuğa nasıl davranılması gerektiğini anlatıyorlar. Tüm ailenin düzeni çocuğa göre ayarlanıyor, eskiden çocuk, dünyaya geldiği evin düzenine uyum sağlardı.

”Kanıyor…Kanatıyor…Kan ağlıyor…Her yanımız…..Bir zamanlar canımın attığı SEN canımı yakıyor artık….Ya yakmalı senin için biriktirdiğim tüm harflerimi…Ya da yazmalı…Kalemimle beraber bitene kadar ”SENİ”……” diyecek bu süreçte başlayan AŞK ilişkileri.

Lagna,Güneş ve Ay konumuna göre 1.ev ile 7.ev ekseni Balık-Başak: 1.ev veya Yükselen burç kişinin en fazla karakterini ve eğilimlerini yansıtan özelliklere sahiptir. Bu nedenle yükselende ki bir gezegen insanın fiziki yapısını, sağlığını, mizaç veya tabiatını yansıtır. Onun dış dünyaya nasıl göründüğünü ve nasıl kabul edildiğini belirtir. Ayrıca toplumda tanımının nasıl olacağını, ün veya saygınlık olasılığını açıklar. Güven uyandırma, kendinden eminlik ve kabul edilir olmak bakımından en önemli göstergedir. 7.Ev genel olarak ortaklık ve evlilik ile bağlantılıdır. Evlilik hayatının kalitesini ve niteliğini açıklar. Evlilik ortağının durumu ve şartları ortaya çıkar. Ayrıca, yabancı ülkelerdeki ikameti yönetir. 7.ev bir köşe (kendra) evi olarak genel olarak talihli sayılır ve yöneticisi yerleştiği evin değerini yükseltir. 7. evin kılavuz (karaka) gezegeni Venüs’tür. İlişkisi olanlar için, sorunlar var ise yüzleşme zamanı, aştıkları dağ geride kaldı ise, birlik içinde hareket ederek yeni bir eve taşınma isteği, yeni bir çevre içine girme gibi durumlar cereyan edebilir. Ortak işleri olanlar, yeni bir imza için hayırlı, Hukuksal konularla uğraşanlar, devam eden davaları olanlar için yine yeniden durumu gözden geçirmeniz gereken işaretler ve tamamlanmalar yaşanacaktır. Satürn karmanın efendisi geçmiş konuları daha iyi analiz edebilmeniz için fırsat yaratırken Mars mücadelenin hat safhalara taşınacağını anlatmaktadır.

Lagna, Güneş ve Ay konumuna göre 2.ev ile 8.ev Kova-Aslan: 2.ev ve 8.ev genel anlamda maddesel değerleri simgeler daha çok parasal yönden cinsellik, ameliyatlar, doğum-ölüm, borçlanmalar, alacaklar, bankalar, yasal konuların ekonomi alanında olan konular, gizlediklerimizle özellikle sırlarla ilgilidir. Balık/başak sağlıkla da ilgili olduğundan acil bir ameliyat söz konusu olabilir, dolunayın gökyüzündeki etkisi konumu dolunay, süreci tedaviye taşıyabilir. Sözler önemlidir size ait sırlar açığa çıkabilir. Çıkacak olan her ne ise mahcubiyet yaşamanıza ve bu üzüntüyü içinize hapis etmenize yol açabilir. Kimseye sırrınızı vermeyin zira bu faz gerçekten üzüntü verici hele ki enerji 2.5 yıllık bir zaman yayılacakken.

Lagna, Güneş ve Ay konumuna göre 3.ev ile 9.ev Yengeç-Oğlak: Vediğe göre 3.ev Kardeşler, cesaret, serüvenler, kişisel gayret, yaşam, enerji, heves, sezgi, motivasyon, arzu ve istekler, ruhsal denge, kişilik direnci, komşular, mektuplar, haberleşme, iletişim, yazım, hizmetçiler, kısa yolculuklar, 9.ev ise Talih, kısmet, Baba vurgusunun ağır bastığı uğurlu evlerden biridir. Kardeşlerimizle ilgili, uzaktaki yakınlarımızla ilgili, komşularımız la ilgili, sağlık sorunları baş gösterebilir, bunlarla ilgili haberler alabilir, acil seyahatlere çıkmamızı gerektirecek durumlar olabilir. Bu evler eğitimlede ilgilidir, hem dünyevi eğitim hem de içimizdeki ruhsal terbiye ile manevi yaşamımızla, bilgimizle ilgilidir, yeni bir konuya merak salabilir, kendimizi geliştirmemize ön ayak olacak insanlarla tanışabiliriz, yakınlık kurabiliriz. Manevi anlamda doyurucu gelişmeler yaşayabiliriz.

Lagna, Güneş ve Ay konumuna göre 4.ev ile 10.ev İkizler-Yay: Vedic için 4.Ev Anne, kalp (duygular ve tutkular), mutluluk, arazi, sabit değerler ve taşıtları simgeler. Bundan başka mutluluğu ve kalbi yönetir. Bu nedenle 4.eve yerleşen gezegenin kişinin kalbinden kaynaklanan tutkuları açıkladığı kabul edilir. Yaylar dualarınız kabul olacak kalp gözünüzü açık tutun yeter. 10.Ev Kariyer, Meslek, şöhret, ünvan, statü, devlet, kutsal ziyaretler, hayırlı işleri, toplum yararına girişimleri gösterir. Dolunay enerjisi için, geleceğimizle alakalı, güvenliğimizle alakalı, yaşadığımız evimiz yuvamızla alakalı gelişmeler olabilir. Dünyaya dönük evler olduklarından bu evler, emlak gibi konularda hareketlenmeler olabilir, yine ev değiştirme, tadilat yapma, ev alma, alınmış bir ev var ise eksi tarafta ise bu evle ilgili sorunlar gündeminizi bir süre meşgul edebilir. Aile büyüklerinden hasta olanlar var ise durumları bir anda ağırlaşabilir. İşinizle kariyerinizle ilgili değişimler kapınızda olabilir. Ne olursa hayrınıza olacaktır emin olun.

Lagna ve Ay konumuna göre 5.ev ile 11.ev Akrep-Boğa: Vediğe göre 5.ev Çocuklar, zeka, bellek, geçmiş yaşam kredisi (ödülü), spekülasyon, kumar, sporlar, boyama veya çizim sanatı, ahlak, erdem, hayırseverlik, dine bağlılık, romantizm, aşk maceraları, zevkler, ruhsal yönelimler, bilgelik, yüksek eğitim, iyi alışkanlıklar, yücelik değerlerinin ön plana çıkmasıyla olumlu gelişmeler yaşayacak olan Akrepler hemen karşıtı 11.ev konumu ile Vediğe göre Arzular, hedefler, başarma tutkusu, büyük amaçlar, istekler, fırsat, arkadaşlar, büyük kardeşler, kazançların artışının vurgu kazanacağı Boğa’lar daha bir şanslısınız diğerlerine nazaran. Her İnsanın geleceğe yönelik bir planı bir projesi mutlaka vardır bunun için illa İş adamı yada İş kadını olmanızı gerektiren durumlar söz konusu bile değil. İkili ilişkilerinizde bu evde Dolunayı karşılıyor iseniz, gizlediğiniz konular var ise açığa çıkabilir, kaçmayın yüzleşin, ya evet ya da hayır deyin, ya özür dileyin affettirin kendinizi, ya da sevmesini bilmiyorsanız çekip gidin sessizce. İnce işçilik sevmek çok ince tutkulu sevmeler geliyor ola la la la parti var! Sizlere AŞK var. ‘’Gözünü ayrı, yüzünü ayrı, sözünü ayrı seveceksiniz, yeniden yeniden yeniden bıkmadan, değiştirmeden, hatalarıyla, saçlarında ki beyaz, yüzünde ki çizgilerle, ilk defa görüyormuş, her görüşte ölüyormuş gibi…..seveceksiniz…..sevemiyorsanız unutacaksınız!….’’ kayıplara da hazır olun AY, Güneş  ve Lagna konumu AKREP olanlar için AŞK adına tam anlamıyla karmanın yaşanacağı 2.5 yıllık zaman dilimi.

Lagna ve Ay konumuna göre 6.ev ile 12.ev Koç-Terazi: Vediğe göre 6.ev düşmanlar, rakipler, kıskanç insanlar, hastalıklar, illetler, iş, yiyecek (gıda), iştah ve istek, yönetim altında çalışanlar, kiracılar, borçlar, yedikleriniz. 12.ev ise Dusthana 6.ev gibi bu durumda en fazla etki alacak olanlar Terazi ve Koç ekseni diyebiliriz tabii masraflar ve harcamalar, israf, aksilik, kurtuluş, ebedi özgürlük, ölümden sonrası, yatak zevkleri (Cinsel hazlar), cinsel fanteziler, yatalak, hastaneler, hapishane ve mahkumluk, gizli düşmanlar, uzak ülkeler, yabancı ülkelerdeki yaşam buralardan alacağınız haberler vurgu kazanacak. Başarılı insan, önce evinde huzuru yakalamış insandır evinde huzuru bulan İnsan işinde de sosyal ortamlarda da mutludur. Meydana gelen, oluşmuş olan her huzursuzluğun, sorunun da sizin gelişmeniz için basamak olduğunu bir nimet olduğunu bu dönem daha net görecek ve artık onu bunu suçlamayı bırakacaksınızdır sanırım. Kendiniz ile yeniden tanışacağınız, barışacağınız güzel bir dönem sizler için.

Değişimin önünde duramayız. Direndikçe sancılı olur değişim süreci. Bilim, tıp ilerliyor. Her gün daha iyi ve doğruya yürüyoruz. Elbette dönüşmek zorundayız. Yediğimiz yemekler, kıyafetlerimiz, dinlediğimiz müzikler, her şey farklılaşıyor. Ayak uyduracağız, mecburuz. Genetiğimiz bile dönüşüme uyum sağlıyor. Fiziksel özelliklerimiz farklılaşıyor. Peki, bu değişime Aşkın katılmamış olması mümkün mü? Elbette değil! Aşk ve dostluk gibi insanı insan yapan pek çok etken, ne kadar dirense de, değişime karşı gelemez asla. Özellikle bu iki kavram, tek bir temelin üzerine kurulu.  Kendinden fazla sevme kimseyi! Dost için, Aşık olduğunuz kişi için, neler feda edilmezdi ki? Şimdi böyle bir lüksümüz yok! Kimseyi kendimizden fazla sevemeyiz. Cebimizde iki liramız varsa, bir lirasını paylaşabiliriz. Eğer paranız zaten bir liraysa, onu da kendimize saklamak zorunda kalırız. Yaşam bir savaşa dönüştü çünkü ya öldür, ya öl! Hayatta kalmak istiyorsak, önce BEN demek zorundayız.

Aşk, bu sistemin içinde eski haliyle yaşayamaz bence. O da değişecek mecburen. Artık birini seviyorsak, içine mantık koyuyoruz. Aklın şimdi kalbi yenemeyeceği günlerdeyiz ama bir gün gelecek, başkalarıda bizim  AKLIMIZA yenilecek. Eylemlerin adı başka, tadı başka, ardından yaşattıkları başka, o başka, bu başka, ben başka, sen başka, bam başkalık dört tarafta, her şey aslında göründüğünden çok başka. Dönün yüzünüzü GÜNEŞ’e… Bırakın hayat akıp gitsin, isterseniz çağlasın dökülsün, dilerse dursun, varsınız var olacaksınız  her daim…

Sizler dönün yüzünüzü , kendinize dönün KENDİNİZ İÇİN…..Değmez inanın hiç kimse için….

Şöyle bir bakın nesiniz, neredesiniz?  Hangi çizgide, hangi sınırda, hangi zemindesiniz? Ölçün kendinizi. Bırakın geçenleri, bırakın geçmekde olanları, bırakın geçip gidecek olanları, yada geçemeyenleri, sizi sevmeyenleri sevmeyin, unut gitsin. Kendinizi ve ne söylediğinizi dinleyin, kime baktığınızı düşünün, kim olduğunuzun farkına varın bir de. Hangimiz rolümüzü yanlış oynamadık ki; perde acımasızca kapanacak  bir gün yüzümüze bir daha açılmamak üzere. Üzerimize yıkılan dekorun altında kalacağız; BEN, SİZ ve dahi ötekiler!

Mundane Türkiye yorumuna bakacak olursak şayet Ay ve Lagnadan itibaren 10. evde gerçekleşecek olan Ay tutulmasının ilk etkileriniz Ekim-Kasım aylarında hissedeceğiz. 10. Ev; Hükumetimizi, devlet başkanlarmızı, iktidar ve hemen karşıtı ile Muhalefet partilerini, yöneticileri, Devletin dış ülkelerce itibarını, kariyerini, toplumsal anlamda halkın öne çıkan kişilerini simgeler. 10.ev aldığını Jüpiter ve Venüs görünümü ile ülkemiz ve dış basınla alakalı bir bayan politik liderin söylemlerini, kendisi ile alakalı gündem haberlerini, vizyonlarımıza taşıyacaktır. Sn Meral Akşener ile alakalı 2015 sonu 2016 başında öngörümü beyan etmiş ve başarı elde edemeyeceğinin altını çizmiştim. Kendisi için başarı 2019 yılının bitimi iledir. 2017-2018 kariyeri ve toplumsal adına oldukça ilginç gelişmelere gebedir. Hemen karşıtı 4.evde aktive olacağı için 4. Ev; Doğal kaynakları, doğal afetleri, ülkelerin anıtsal ve tarihsel değerlerini, gayrimenkulleri,  ülkenin sahip olduğu emlakları, barınak evlerini, madenleri, çiftçileri, inşaatçıları, mezarlıkları simgeler. Tutulmanın etkisi ile 10.ev ve 4.ev eksenleri dahilinde jeolojik hareketlenme hissedilecektir. Vedahi Sn Devlet büyükleri mezarlıklar aradığınız sırların saklandığı yerlerdir. Ay tutulması gerek iktidar gerek muhalefet parti liderlerine düzenlenebilecek suikastinde habercisidir. Sınırlarımızda ki başarı devam edecek fakat bir tarih var ki henüz sizlerle paylaşmadım o tarih geldiğinde büyük bir üzüntüye boğulabiliriz ki TSK güçlerinin geri çekilmesi gereklidir.

Renklerin her tonudur gökyüzünü sevmek benim için. Mutluyum çünkü çok severek yapıyorum işimi. Yalnızlığımın uhdeli  vakitlerinde deliyorum yüreğimi sonra bu satırlar çıkıyor ortaya. Gönlünüzde ki en ölümsüz düşlerin gerçekleşmesini dilerim.

SEVGİLER…

AYŞEN TOK