Havada Bahar Kokusu & Kova Burcu Güneş Tutulması

 

Tek bir kelimeden binlerce anlam çıkardığım günler de oldu, yazılan uzun cümleleri görmezden geldiğim günlerde. İnsanlara inanmaya çalışmaktan yoruldum…

Tezer Özlü

Kova burcunda deneyimleyeceğimiz 2015-2016 yılında ki tutulmaların son serisi. Ay, Güneş, Merkür ve Ketu tam kavuşum halinde Kova burcunda Satabhiska Nakshatranın 3.padasında kavuşacaklar. Satabhiska önemli bir yıldızdır. 06.40-20.00 derece Kova aralığında ki bu takımyıldızın yöneticisi Rahu. Zenginlik, saygınlık, manevi inanç, güzel nitelikler verir. Sezgiler çok güçlüdür. Gayrimenkul gibi dünyevi değerlere önem veren kişiler açısından zenginlik verir. İlişkilerde desteklemez zira Rahunun arsız ve doymayan yönü her zaman baskın bir karakter oluşturur.

26 Şubat 2017 tarihinde gökyüzünde Lagna Aslan yöneticisi Güneş Kova burcunda Ketu ile temas halinde. Ketu-Güneş kavuşumları şöhret ve ün kaybı veren, yaşam enerjisini düşüren kavuşumlardır. Yine bu kavuşumun etkisi tutulma enerjisi ile birlikte değerlendirildiğinde önümüzü görmeyi engelleyecek bir sis perdesini hakim kılacaktır. Olmayan, sizleri zorlayan karmik deneyimleri bırakabilmemiz içinse itekleyici bir güçtür. İşin ilginç kısmı Navamsaya bakıldığında Ay ve Güneş Wargottama etkisindedir ve bu gerçekten olumlu anlamda önemli bir tutulmadır. Yine Navamsa haritasında Mars ve Retro Jüpiter Wargottama gücüyle olumlu enerji üretmektedir.

Bu Güneş tutulmasında hissedeceğiniz enerji 4 yıllık zaman diliminde yaşamlarınızda yeniden kendisini hatırlattıracak. Esasında Ocak ayında başladık durumların içerisine çekilmeye. Tutulmalar genel anlamda 3 ay evvelinden başlar kendini hissettirmeye sizlere Ocak ve Şubat makalelerinde bahsetmiştim.

Kova Güneş tutulmasında sağlığını ön plana alması gerekenler, iş değiştirecekler, gizli gizli düşmanlığa uğrayacaklar Vediğe göre Ay ve Lagna, Güneş Başak yerleşimleri…Kova Güneş tutulmasında kaybedecek olanlar 🙁 neyi diye sormayın bana eş bile dahil bu konuma ve dahi kronik hastalıkla tanışacaklar Ay ve Lagna, Güneş yerleşimi Vediğe göre Yengeç olanlar…Geçmişinde sevdiklerinden vefa bekleyenler iyice düşünsün her gece her yanınız titreyecek 2.5 sene…Kova Güneş tutulmasında aşkta kaybedenler kulübünün kadim üyeleri 🙁 Ay ve Lagna kadar Güneş’i Vediğe göre Terazi, Kova, Aslan, Koç eksenlerinde olanlar 🙂 AŞK herşey demektir fakat bitince dağılırsınız…Kova Güneş tutulması en çok kimin işine yarayacak biliyor musunuz? BALIK Ay ve Lagnası kadar Güneş yerleşimi Vediğe göre Balık burcunda olanlar 😀 Nedir bağımlılık yaratan konu ruhunuzda, madde ya da MANEVİYAT kurtuluyorsunuz…”Ben güzel ruhuna aşık oldum senin. Sadece bu yüzden sadakat kokuyor bu tutku dolu ilişki çünkü sen ebedi ruh hastalığım olacaksın benim!” dediği gibi şairin yüreğinde koşulsuz SEVGİ taşıyanlara, son dönem yakınlarını kaybedenlere, yinede azda kalmış olsak, her yeni günde umudu elden bırakmayanlara, sırlarını gecelere gömüp dört duvarla dertleşenlere…şifa olur inşallah zira Satabhiskanın böyle bir yönüde vardır.

Bir bizim ülkemizde ki yöneticiler değil emin olunuz ki tüm dünya liderleri kafayı yemiş vaziyette! Lakin bu filmin ön fragmanı MART-NİSAN-MAYIS itibariyle oyun sergilenecek. Kimse özel hayatı ile alakalı riske girmesin arkadaşlar! Paranıza sahip çıkın zira durum sandığınızdan da beter!

Ömür dediğimiz nedir ki bir masal gibi. Ya mutlu ya mutsuz sonla biten…Aynı ülkenin iki ucu, aynı şehrin iki ucu. Doğu ve Batı. Birinde yürek telaşıyla yaşayan çocuklar, bir diğerinde ise kahkahaya boğulan çocuklar. Ve yine de yürekler umut dolu bu coğrafyada. Ömür dediğimiz hep hazan değil ki bir düşününün bakalım. O hazan dolu yılların arasında ki mutluluklarınızı. Düşünün ve yazın bu makalenin altına nerelere gömdüğünüz o derin anılarınızı hatırlayın benim için. Güneş vals yapıyor gökyüzünde KETU ile bu bile başlı başına felakettir. Mevsim bahara dönerken. Dans ediyor bir adam ve bir kadın, dans ediyor teröre kurban giden ailelerin geride kalanları, dans ediyor korku içinde evinden, yurdundan olan insanlar, can pazarı yaşanıyor Suriye’de… Tıpkı diğer Ay evreleri gibi dans dediğim aşındırıyorlar anılarını. Dansın bitiminde ne kalacak ellerinde sıcacık bir tebessüm ya da acı dolu hatıralar, bir burukluktan başka? Mutluluk arıyor başka bir coğrafya da insanlar! Gülüşlerinin kıymetini bilerek asırlara saklayıp sonrası nesillere hediye etmeyi temenni ediyorlar. Gözler nicedir ağlamaklı, AŞK ve SEVGİ kırılgan deniz dalgası gibi AY ışığı gibi yansıyor yaşamlarımıza. Coşup coşup geliyor kıyıda kırılıyor. Cesareti yok dalganın ve kıyıya vuruyor tüm coşkusunu. Dilerim sevgi dolu kalplerin üzerine doğan Güneş hiç batmasın hep sıcacık kalsın diye temennide bulunsakta birkez daha gördük ”iyi düşünün, iyi olacak” diyenlerin tezini…Hatırlatırım VENÜS retrosunu.

Ne olur sanki en güzel anları hatırlasak ve hep o anları yaşasak! Bir kuşun kanadına saklansak! Ne olur? Kor gibi yanıyor gönüller, bir mevsimin intikamını sorgularcasına. ‘’Ne çabuk unuttuk bu geçmişi’’ diyeceğiz fazla değil tam bir ay sonra, ŞUBAT tutulmaları bir çoğumuzun yaşamlarında kasırgalar kopartacak. Ve ben hep yazacağım sizler için, sözcüklerim birbiri içine geçecek. Her Dolunay da içimizi serinleten olaylar, içtiğimiz suyun, yangını söndürmesi adına her zerresi umut ve özlem dolu olsa da mevsim değişirken, düşlerimizi gecelere devir eyleyen AŞK; yıldız yıldız yağsa gökyüzünden. O yıldızlardan biri kalbimize dokunsa önce paramparça olsak, sonra yeniden tamamlansak, sarılsak yeniden ve bölündükçe yakınlaşsak. Susmasak konuşsak, kırsak tüm zincirleri ve o hayat hep en güzel zamanlara saklasa sevdamızı, kavuşsak bir kuşun kanadında aşkı yaşasak!

Çiçek açalım bizde ilkbahara özgü; kan değil! Nefret değil! Ölüm değil! Ayrılık hiç değil! Sevgi denilen duygu aşk sarhoşları için yalan değildir ki!

Ten zindan, fikir düşman…Venüs retrosu hepimizin dokunacak bam teline.

İlkbahar bu belli olmaz çoğu sükunettir esasında. Şubat yarısında baharı saklar. Her baharda yenilenmek gibi bir alışkanlığım vardır benim. Yerlerde yemek arayan yoksul kuşlara ekmek kırıkları bırakmak ve içimde ölenlerle, doğada yeşeren yaprakların sevincini hissedebilmek için mevsimlerin ve ayların kralıdır Şubat ile Mart ve biliriz en güzel baharlar en soğuk kışlardan sonra gelir.

Hayat çok kısa ve mutluluk hayallerimizi süslediği zaman düşler kurarız. Hayallerin girdabında her kahkaha sonrası dudaklarımızdan süzülen ışık aydınlatır yüreğimizi. Bahar gecelerinin zulasında damarımıza dolan tutkuyu hissetmek adına anılarımızı yakacağız Venüs sayesinde. Uzun gecelerde rüzgarın fısıltısı bizleri derinliğe sürükleyecek, sonra cayır cayır yanacağız. Bir an sadece bir an durmaksızın dönen bu kader çarkında hesap etmeyiz dişlinin bir gün kırılacağını. Hesap etmeyiz dallarda açan çiçeklerin zamanı geldiğinde döküleceğini, üşüyen doğanın gözyaşlarına bürüneceğini, hesap etmeyiz dert deryasında dertli bir şarkının hep yitip giden günlerin hesabını sordururcasına çalacağını. İşte o dertli şarkının sözleridir belki de HAYAT!

‘’Ben seni derin bir geçmişe, ben seni içinde ki nefrete, ben seni yalnızlığa, ben seni yalanlara, ben seni yeni sevdalara, ben seni başka başka şehirlere, ben seni hayaline, ben seni gözlerine ve ben seni sensizliğime uğurluyorum.’’ Sevgilinin diyeceği kelam budur. (Venüs retrosu)

Kalbi yorgun ve aşırı kırgın olan kişilerin ister kadın ister erkek olsun dili keskin oluyor. Belki de bu bir nebze güvenlik çemberi gibi sürekli karanlıkta kaldığınızda körlüğe alışmak gibi ve tabii yine Rasi haritalarında 2.eve yerleşen ve düşüşte olduğu noktada ki bir doğal zararlı ya da 2.ev yöneticisinin zarar görmesi ister istemez kelamları da keskin bıçak namzetine bürüyor. Ne yapıyoruz o zaman? Ya kalbi yorgun olanların yanında olmuyoruz, ya da yanında yer aldığımız kişilerin KALPLERİNİ yormuyoruz. Olmuyorsa zorlamıyoruz.

Kova-Aslan ekseninde oluşacak enerji ile kalbi kırılacak olanlar; Yengeç-Oğlak-Aslan-Kova-Koç-Terazi.

Biliyoruz 🙂 ezber ettik. Her gidişin sebebi ya da sonucu vedalara gebedir, inancımız ve umudumuz bakidir. Gidenin elbet döneceğine dair. O inanışla bizi hayata bağlayan yegane tutanak gözümüzle görmediğimiz, böyle İlkbahar dönemlerinde sağ elimizle okşadığımız, sol yanımızda ki acının sızısıdır. En coşkulu zamanlarımızı bizlere unutturan, anıların sevinçlerle harman olduğu süreçlerdir. Bir mevsimi daha karşılamaya hazırlanırken, anladığımız bu hayat, tek kişi başlar, iki kişi olunur ve çoğalarak devam eder. Netice olarak en sonunda TEK kişi olarak biter. Kimi ağlarız, kimi güleriz. Bir veda şarkısıdır dinlediğimiz ”yalnızlığım yollarına, pusu kurmuş nöbetler”. Herşeye rağmen aşık, mutlu ve umutlu insanlarız bu gökkubbe altında.

Bir rüzgarla başladı gökyüzünden yüreğime düşen sevdanin hikmeti. Nasıl deli bir poyraz esiyor ki İzmir’de. Kirpiklerimden huzur ve hüzün karışmış akıyor. Nasipllerimize ne duşecekse vardır bunda bir hayr, vardır bir hikmet demekten başka ne gelir elden…!

Öyle sevda ve muhabbet demli gökyüzü Satabhiska sayesinde. Belli mi olur belki de solunuzu öpecek Ay ile Güneş..! O Venüs ki aralayacak mazinin kapısını ve çok özlenen sevgili süzlecek kalbinize. Ruhlarınızın istidadı değişecek. Böyle gökyüzü varken ellerimde kâr eder mi yaralı yüreklere tembihlerim. Bu ne dil işidir nede akıl!

Tutulacagiz vesselam.

Ruhumun yansıması gibi gelecek bu tutulma. Yaşamlarımızda şifa ve mucizeye ihtiyaç var. Karanlığı bol olan bir süreçte hepimiz kimliğimizİ arıyoruz. Hayallerimizde beyaz köpükler raks ediyor, ritmini yitirdiğini düşündüğümüz engin sularda, hayatlarımızda böyle işte. Yazgı alnımızda oluşan derin çizgilerde saklı. Elemler, kâh mavi, kâh beyaz, kâh siyah, süreçlerin sonunda ki iz düşümleri sitem edercesine, Güneş’i yansıtsın diye coğrafyamıza…..

Özlemek derin bir yara kalplerimizde. <3 Unutmayalım, unutturmayalım! 2016 hazin bir iz tarihte! Özlemiş………im yazmayı.

Gönül şense dünya şahane! İnsanlar uzun zamandır mutsuzlar. İnsanlar sosyal medya sayesinde sahte mutluluk oyunu oynuyorlar 🙂 hepimizde sevdik işin cilveli kısmı bu oyunu 😀 Uzun zamandır yaşamın ahir kıyılarında kavuşmayı arzuluyanlar var birde, birde yorulanlar ve verdiği sözleri unutanlar!

Onların hikayelerine bahar rüzgarı, deniz ve AY ile yıldızlar eşlik edecek. Karanlık dünyalarına ışıltı sunsun diye uykuları her gece bölünmesin diye düşlerinin araladığı göz kapaklarına hayaller sürüyorlar. Gönlü yorgun insanlar!

Bütün kederleri ve bütün sevinçleri birbirlerine bağlasalar da geçmiyor acıları, dinmiyor gözyaşları! İnsanlar çocuk, kadın, adam benim filminin başrol oyuncuları. Aşk muamma evrende. Gökyüzü iyilik serpsin diye öyle derin ki hisleri ve bağları, öyle ışıltılı ve öyle huzur dolu değil hayatları. Bir adam ve bir kadın ve bir çocuk vazgeçiyorlar sevgiden, kavuşmaktan, aşktan, gel gelelim özlemek bitmiyor!

Sevmek 😀 ismi konulamayan derin bir duygu asırlık bir tutkudur. Hayat yorgun yorgun akarken nefessiz kalır ya insan iç sesinin hakimiyetinde sulara gömülmek isterya o sularla dertleşmek, sevişmek isterya gizlice. Diller de unutulmuş o eski şarkılar izler ya kendine ait olan hayatı sessizce. Arzuları ve özlemleri ayyuka çıktıkça ruhunu gömerya yanıp kül olma pahasına hayata. Geçmiş eski bir hikaye olsa film demiyorum ama dikkat edin hikaye sadece bizim uydurduğumuz oysa ki biz hikaye dinlemek yerine film seyrediyoruz ve bu daha uzun bir süre devam edecek. Hangi rol senin? Hangi partneri seçtin? Hangi replik verildi eline? Kaç defa yenildin gönlüne? Akarken su gibi içimizde ki keder, içimizde öyle çok ki o gidenlerden biriktirdiğimiz dertler. Bir oyun olsa ve rolleri de çocuklara özgü. Olmasa içinde bir adam ve bir kadın, olmasa dertler, olmasa sevda, her şey akıp gitse su gibi…Dolunaylar, baharlar, cemreler bahanesidir hayatımın. Ortaya şiir gibi satırlar çıkartabilmem için <3

Bir yangının orta yerinde tutuklu kaldı müptela oldu bazılarınızın gönülleri. Sizlerden gelen mailler hep Ay ve Lagna konumu Akrep-Boğa-Aslan-Kova bireylerine ait. Satürn Yay seyrine geçmiş olabilir. Geçiş anından itibaren en az 6 ay geçmeli yani 3 derece ilerlemeli ki negatif ruh haliniz pozitife dönsün.

Yaralarımızın iyileşmesi için umutlarımızı öldürmememiz şart. Uykusuz gözler, ağlamalar, dillerde eski anılar, boğulduğumuz özlemler, kimi hüzün, kimi sevinç silkelenemedik bir türlü. O yangın artığı zamanlarda bir külün izi, akıp giden günlerin pişmanlığı, taşan denizlerimiz, şakıyan kuşlar, sevdaya kanat açan bahar ve yeni bir mevsim.

Diğer tarafta ise dertleri gönlüne pelesenk olmuş isyana duran ruhlar. Uyku firari. Geçim derdi, sorumluluk, hayatın ağırlığı altında ezilip, yorulanlar, çoğul yaşamların içine sıkışan hazin hatıralar. Asırlarca vatanlarında ki kimlikleriyle yaşayan, yersiz, yurtsuz, vatansız kalanlar,,,,,,vs….Ölüme, yalana, anlık yaşamaya gerdan kıran ruhsuzlar coğrafyası oldu memleketim!

Baharlar bu yüzden yeni bir başlangıç arafıdır. Her yaşam hikayesi ilmek ilmek örülür, herşey bittiğinde birden sökülür. Ay yansırken düşlerimizin satırlarına, yüreğe düşsün cemreler, gecelerde hüzün dolar ve içimize döneriz ya ne yöne savrulduğumuz değil, bazen çokça nereden geldiğimizi unutmamamız adına umut polenleri savrulsun bu ilk Güneş tutulmasında.

AY, YÜKSELEN, GÜNEŞ Koç ve Terazi; Arkadaşlar, sosyal çevre, başkaları vesilesi ile elde ettiğimiz işten gelen kazancımız, içinde bulunduğumuz organizasyonlar, sosyal gruplar, babamız varsa şayet kullandığı kredi, vergiler, borçlar, ortak parayla ilgili durumları, ameliyatı, annemizin maddi durumunu, parasını, evlilik, aileye katılacak yeni bir bebek, istenmeyen bir hamileliği sonlandırma, ortaklıkla ilgili durumları, davaları. Çocuklarımızı, sanatsal faaliyetlerimizi, spor aktivitelerimizi, başımıza gelebilecek olası mümkün kazaları, yaratıcı yönlerimizi, gelir elde ettiğimiz ek işlerimizi, seyahatlerimizi, dikkatlice gözden geçirmeliyiz.

AY, YÜKSELEN, GÜNEŞ Boğa ve Akrep; Sahip olduğumuz işimiz, kariyerimiz, toplumsal statümüz, hedeflerimiz, annemiz, annemizin genel sağlık durumu, annemizle diyaloğumuz, gayrimenkullerimizi ilgilendiren her türlü durum, alım-satım işleri, sahip olduğumuz araçlarımız. Çocuklarımızın iş ortamı, sağlığı, eşimizin ev içerisinde ki varlığı, ailemiz, atalarımız, köklerimiz, geçmişin karması, aile çatısında ki bireylerin iş durumları, statüleri, mülkleri, tam anlamıyla deformasyona uğrayabilir.

AY, YÜKSELEN, GÜNEŞ İkizler ve Yay;  Eğitim konuları ilkokul-lise ve Üniversite dahil olmak üzere, iletişimde bulunduğumuz kişiler, yazı yazmak, kardeşlerimiz, yakın komşular, kuzenlerimiz, yeğenlerimiz, kısa yolculuklar, eşimizin uzak akrabaları, yabancılarla diyaloglar, hukuksal süreç kapsamında ki mahkemelik olduğumuz mevzular. Hayat felsefemiz, uzun yolculuklar, ikinci eşimiz, eşimizin akrabaları, uzak akrabalarımız konuları kapsamında değişimler söz konusu olacaktır.

AY, YÜKSELEN, GÜNEŞ Yengeç ve Oğlak; Kendi çabamız ile elde ettiğimiz maddi manevi kazanımlar, gelirler, gelirlerimizde artış yada düşüş, yaptığımız yatırımlar, sahip olduğumuz tapulu mallar, verdiğimiz borçlar, eşimizin işlerinden gelen kazanç, çocuklarımızın sahip olduğu kazanç, saygınlığı, statüsü, eşin kredi, borç, vergi, miras durumları, kronik rahatsızlıklar, belki ameliyatı, belki eşin kaybı bu enerjiler altında yazdığım konular meşgul edecektir sizleri 4 yıl.

AY, YÜKSELEN, GÜNEŞ Aslan ve Kova; Evlilik, eşimiz, ortaklarımız, mahkemeler, açık düşmanlığa uğrayacağımız yaşamsal konular, anlaşmalar, davalar, açık düşmanlıklar. Kişisel görünümümüz, kendimiz, sağlığımız, motivasyonlarımız, karakterimiz, arzu ve isteklerimiz, egomuz, libidomuz, kendimizi dışarıya ifade etme cesaretimiz ve dış dünyayı algılama tarzımız, fiziksel görünümümüz ve aile konularımız engeller, mucizeler ve sürprizlere gebe. Bir karar aşamasındasınız. Hayatınızda ki insanla alakalı olabilir.

AY, YÜKSELEN, GÜNEŞ Başak ve Balık; Bilinçaltı, gizli düşmanlıklar, zorluklar, kayıplar, hastane, hapishane gibi kapalı yerleri ilgilendiren durumlar, başkalarından gizlediklerimiz, inzivaya çekilme, yalnızlık, duyduğumuz kaygılar, bağımlılıklar, ( diyet, aşk, madde) bunlardan kurtulma çalışmalarımız, fedakarlıklarımız, geçmişi silmelerimiz. Yanımızda ev ortamında yada iş ortamında çalışanlar, sahip olduğumuz gayrimenkullerde ki kiracılar, ufak rahatsızlıklar, hastalıklar, babamızın kardeşleri, annemizin kardeşleri bu konularla alakalı köklü değişiklikler.

Yaklaşık olarak bir ay sonra Güneş’in Balık seyri ile birlikte Yay seyrinde ki Satürn arasında güçlü bir kare oluşacak. Vediğe göre Güneş; yönettiği konular dahilin de doğal zararlı kabul ettiğimiz bir gezegendir. Batı Astrolojisinde ki durumun tersine Satürn ve Mars gibi diğer doğal zararlılar ile bir araya geldiğinde, karşıt durduğunda ya da kare görünüm oluşturduğunda, kavuştukları evler değerince aşırı tahrip özelliği hakim değildir. Yakınlık derecesi 8 derece olmakla birlikte yaktığı gezegenin yönettiği ev ve bulunduğu ev zarar görür. Güneş; Baba, ruh, ego, otorite, güç ve saygınlık karakasıdır ve Rasi haritalarında egoyu temsil eder. Vediğe göre ruhun yöneticisi gezegen Rasi haritalarında doğal Atmakarakadır. Yani en yüksek boylam dereceli gezegen konumundadır.

Güneş; Venüs, Jüpiter veya Ay ile görünüm sağlıyorsa oldukça yararlı etkiler verir tabi yine yerleşmiş oldukları ev ve Nakhastra değerince. Güneş Rasi haritalarında 3.6.10.11.evlerde güçlü çalışıyor. Koç burcunda yücelirken Terazi düşüş noktası, Aslan burcu ise doğal evi buna karşılık Kova da yine düşüşte. Gezegenin Vedic ismi SURYA. Ay, Mars, Jüpiter ve Merkür dostça ağırlarken, Venüs ve Satürn gezegenden zararlı etkilenmektedir. Güneş’in zararlı enerjisini düzelten doğal taş kırmızı yakuttur.

Vediğe göre Satürn; Kısıtlayıp, engeller getiren, göklerin bilgesi, yaşamlarımızın eli sopalı öğretmeni. Gezegen için söylenilesi bir çok detayı zaten biliyorsunuz. Öyle bir gezegen var ki karşımızda verdiği derslerden ziyade Rasi haritalarında çok güçlü yerleşimlerde dehalar ve bilgeler yaratıyor. O dünyevi arzu ve zevk peşinde değildir o kalıcı başarıların altına, çalışma azminin altına imza atar. Tevazuyu, sabrı, tekamülü  ve adanmışlığı ise yaşattığı transitler neticesinde öğreniriz.

Rasi haritalarında 3.6.ve 11.evlerde ki yerleşimleri oldukça faydalıdır. Satürn Terazi burcunda yüceldiği noktadadır buna karşılık Koç rahatsız olduğu alan, Venüs’ün yöneticisi olduğu Boğa burcunda da elverişli sahada. Oğlak ve Kova burçlarının yöneticisi olduğu için buralarda da güçlü iken Yengeç ve Aslan burcunda zararlıdır. Çok özel kombinasyonlar gezegeni düşüşten kurtarır. Örneğin; Yengeç burcunda yerleşen bir Satürn’e karşılık, Oğlak burcunda yerleşen bir Ay gibi.

Gezegen için Merkür ve Jüpiter zararsızdır buna karşılık ise Güneş, Venüs, Ay buluşmaları, karşıtlıkları, kare görünümleri bu gezegenlerin temsil ettiği konular ve yöneticisi olduğu alanlarda zorlukları da beraberinde getirecektir. Satürn; Uzun ömür, kısıtlanma, disiplin, sorumluluk gibi konuların karakasıdır. Satürn’ün zararlı enerjisini düzelten doğal taş mavi safirdir.

Ağustos ayı çerisinde ve yaz sonuna doğru gökyüzünde meydana gelecek ve takribi Oğlak ile Aslan eksenlerindeki Ay ve Güneş tutulmasına sarkacak olan bu enerji Güneş-Satürn, Mars-Satürn kare ve karşıt görünümüne dahil olacak olan Rahu ve Ketu geçmişin izlerini sürekli hafızalarımıza kazıyan Kova-Aslan eksenlerinde şimdilerde duble güç ile seyir eden Ketu görünümü ve tüm bunlara Aslan burcunda ki ateşi-zeka ile harmanlayan Rahu yerleşimi, aslında kadersel anlamda Mevlaya yakarma gücünü ruhumuza enpoze edecektir. Detay ve titizlik formatında hepimizi aneratik düşüncelere salan Jüpiter’in retro Başak seyri. Hisler derin, derin olduğu kadar içsel hesaplaşmalara tabi tutuyor ruhumuzu, iki arada bir derede kalma durumları, aşka, sevgiliye, huzura, sağlığa, maddiyata duyulan özlemleri  ya da isyanları tetikliyor. Evet bu gökyüzü fizibilitesi ile derinlerdeyiz. Bazı yaralar var isterseniz dünya sizin olsun dermanı bulunmayan türden. Kalplerimiz var elimizde birde inanç mekanizmamız şükür ki Allah’ımız var şükür ki maneviyatımız güçlü. Bu görünümler ve yerleşimler nispetinde hissedilecek olanlar ancak masallarda ve romanlarda duyduğumuz, dinlediğimiz duygulardır. Yanınızda olmasa da hissettiğiniz özel birileri vardır. Bu enerjinin negatif etkileri de var bunu da es geçemeyiz. Çözümler her birinizin Rasi haritasında gizli ben anlatıyorum sadece paniklemeyin diye! Olumlu ise Dasa süreçleri ‘’helva’’ durumları yok olumsuzsa ‘’yandı gülüm keten helva’’ hasbihalleri.

Gökyüzünün sakinleri pek sakin durmuyor. Rasi haritalarında bu yerleşimleri Natal yerleşimleri ile birebir karşılayacak bireyler için avantaj. Sizlere zaman zaman doğum yılları veriyorum işte o bireyler içinse dezavantaj. Kişilerin yaşadıkları Dasa ya da Bhukti dönemleri önemlidir. Örneğin  Atmakaraka  gezegeni  doğal zararlı olan bir birey alt Dasa yani Bhukti süreçlerinde hayata dair derin izler bırakan etkiler yaşıyor. Hayata isyan edenler köşe evlerinde (1-4-7-10) Yay-İkizler-Balık-Başak eksenleri Satürn’ü ağırlayanlar. Sadesati , Satürn karesi ve karşıtlığı yaşayanlar. Ay düğümlerine takılanlar ”Kamburumuz çıktı Ayşen Hanım” diye başlayan mailler almaya devam.

Şimdi bu tutulma 11 Mart tarihinde tamamlanacak. Sevmeyiz Yeni Ay fazlarını zira belirsizdir herşey. Dolunaylarda aydınlanırız. Yeni Ay enerjilerinde özgüven eksilir, kendi değerinden kuşkulanır birey, yeterince iyi olmadığı duygusu zihni hakim alabilir. Suçluluk duygusu artabilir. Tanınmak veya saygı görmek arzunuz pik yapabilir. Başarısızlık korkusu yüzünden daima kendini kanıtlamak zorunda ruh sıkıntıya düşebilir. Aşırı durumlarda sert ve katı davranışlar, tepkiler kanıtlanmış normların dışına taşar, birey alışkın olduğu dertlere katlanamaz. Değişmeye korkar. Kendini sevgiye layık göremez ve son derece bariz bir sevgi ifadesinden bile kuşkulanır. Kendisini olduğu gibi gösteremez. Kendisine inanmakta zorluk çeker. Güvensizlik , karamsarlık hislerini herkes hissetmeyecek 1.4.7.10.evler hariç. Yani Ay ve Lagnanızdan itibaren bu evlerde yaşamalısınız bu tutulma enerjisini.  Aşırı güven ya da güvensizlik ruh bu iki kavram arasında yalpalayabilir. BOĞA-AKREP-KOVA-ASLAN bu enerji sizleri esir alacak en fazla birde Dusthana evlerine denk gelenleri yani  YENGEÇ-OĞLAK-BAŞAK-BALIK. Geçici bir enerji birazcık ruhunuz yorulacak. İşin ilginç kısmı Jüpiter’den destekte yok bu tabloya. Her gezegenin KARAKA yani temsil ettiği konuları farklıdır.

VENÜS; İlişkiler, evlilik, yaşam mutluluğu, konfor, para, uyum, insani vasıflar, hayatta dünyevi değerler üzerine keyif veren değerler, güzellik, zevkler, aşk, sanat, sanatsal yetenekler, erkek haritasında eş aynı zamanda cinsellik karakasıdır.

MARS: Kardeşler, arzu ve isteklerimizi eyleme geçirme şeklimiz, tutkular, sex, enerji, girişimler, gayrimenkullerimiz, cesaretimiz, kavga etme şeklimiz, savaşma yönümüz, taktik geliştirme şeklimiz, analatik zekamız, askerler, polisler, ordu, hastalıklar, ameliyatlar, doktorlar, kan hastalıkları, tansiyon sorunları, kazalar, ateş ve ısı yönüyle yanma, yaralanmalar, kadınlar için erkeksi dürtüler.

GÜNEŞ; Babamız, egomuz, hükümet, devlet, yaşantımızdaki otorite kişiler , itibarımız, libidomuz, yasama arzumuz, ruhumuzun karakasıdır.

JÜPİTER; Kadın haritalarında eş ve çocuk temsilcisidir. Dine olan yaklaşımımız, felsefe, yönümüz, inanç şeklimiz, hayatımızda ki ögretmenler, ahlak ve erdem dürtülerine yaklaşımımız, adalet, hukuk sistemi, yuksek eğitimimiz, ruhsal açılımımız, şansımız, firsatlarımız, mutluluk ve refah temsilcisidir.

MERKÜR; Zekamız, akıl, mantıkla karar verdiğimiz konularda ki yaklaşım şeklimiz, kendimizi sözel olarak ifade etme şeklimiz, mizahi yaklaşımımız, bilgimiz, ilk eğitimimiz, ticaret konularına yaklaşım ve geliştirdiğimiz taktikler, pazarlama yapabilme yönümüz, iş hayatımız, dayımız ve yazım şeklimizi temsil eder.

SATÜRN; Yaşam uzunluğu, motivasyonumuz, politik yaklaşımımız, hayatımızda ki yaşlı kişiler, inzivaya olan yaklaşımımız, düşmanlarımız, acı ve hüzün, kısıtlandığımız konular, ciddiyet halimiz, disiplin ile çalıştığımız her konu.

AY; Annemiz, iç huzurumuz, zihinsel kaygılarımız yada mutluluğumuz, hayatımıza giren kadınlar, olaylara verdiğimiz tepkiler, tüm duygularımızın temsilcisidir.

Balık burcunda koyun koyuna ilerleyen Venüs-Mars var ellerimizde. Bu iki gezegeni simgeleri açısından ele alacak olursak şayet dişi ve erkek figürlerini aldığı Jüpiter görünümü ile bir araya getirecektir. Peki kim kazanır? Nakshatraları bazında da değerlendirdiğimiz de galibiyeti Jüpiter’e yani eril enerjiye, erkek figürlerine verelim derim. Jüpiter üstelik AK konumundayken. Venüs retrosunda erkekler kazanacak. Mars bulunduğu noktadan 4-7-8.evlerle görünüm kuruyor. Balık-İkizler ve Başak eksenleri bir gergin, bir gergin sormayın. Kısacası elinde son kurşunu kalan  şeytanın  hedef atışına odaklanması gibi. Bu oluşumu romantik ilişkiler alanında ele almak daha doğru olacaktır. Bu kavuşum hali ile uzun ömürlü, sağlam, romantik ilişkiler yaşamak ya da yeni başlangıçlara imza atmak rekabeti de göze almakla eş değerdir. Duygusal yapılarımız epey bir sarsıntı geçirecek. Bazı ilişkiler anlamsız yere noktalandı fakat Ketu hepsini geri getirecek. Eş ya da sevgili ile düşeceğimiz çelişki beraberinde kıskançlık, tutku ve ihtirası da körüklüyor. Çiftler birbirini aldatabilir. Ortak yaşam alanlarında sözlü diyaloglar havada ihtiras rüzgarları estirecek ve çetin yüzleşmeler yaşanabilir hali gelecektir. Birkaç günlüğüne seks arzunuz pik yapabilir. Özellikle ilişkiler ve evlilik konularını karıştırabilecek bir görünümdür. Mars eril enerjidir. Rasi haritalarında erkek ve kız kardeşleri simgeler. Satürn ise dişi enerjidir. Rasi haritalarında yaşlı kişileri temsil eder.

4 Mart-15 Nisan aralığında ki Venüs retrosu anında öncesi gölgeli fazı baz alacak olursak kadın ve erkek figürleri arasında ortaya çıkabilecek bir anlaşmazlık ayyuka olabilir. Merhametli, şevkatli, koruma yönümüz ağır basmalı, kimseyi kandırmamalı ve dolandırıcılık gibi dürtüleri zihinlerimizden uzak tutmalıyız diyor gökyüzü, mantığa bakalım Merkür o da Kova burcunda Ketu görünümü alıyor. Jüpiter’le birlikte bir dizilim hakim ve bir çok yoga bunlar faydalı enerjiler verebilirler hepsinin sırrı kelam-ı sizin yaşamlarınızda ve Dasa süreçleriniz de gizli.

Bu gün bir çok mail gelmiş Akrep’ler ne olacak? Boğa’lar ne olacak? diye yapmayın Allah aşkına sizce her Akrep sürünüyor mu ya da her Boğa tosluyor mu bodoslama! Astroloji tecrübeler silselesi. Yazdıklarım çok değerli olmakla birlikte bireysel anlamdan ziyade eksen yerleşimlerinin yüzeysel yorumlarıdır. 🙂 Güney Doğu’da şehit olan kaç Akrep ve Boğa vardır.? Mantık lütfen bana soru sorarken de mantık!

Göz göz odalar olsa gönül hanelerimiz de ve gökyüzüne bağlı olsa saraylar inşa etsek ve mahsenler, sonrasında tek tek dolaşsak o misal işte kimi köhne, kimi ise Güneş hakimiyetinde. Yaşam bu aralar ben dahil herkesi zorluyor inanın farkındayım sıkıntılarınızın. Gecenin ve gündüzün ağlarına takılan Balık misali sözlerimle umut olabildiysem sizlere ne mutlu bana. Kış ile ilkbahar arası içinde olduğumuz geminin, yosunlu küreklerimizle uzak diyarlara, yorgun şehirlere, dargın gönüllere, sevgilinin göz kapaklarına AY’ın ışığını yansıttım mı acaba? Yanan yüreklerimizdir bilirim şafağı beklediğimiz belki serinler mi diye dinlediğimiz gün geceden gece gündüzden devşirilirken öperim güzel gönüllerinizden. Bir mutluluk ıslığıyla yürüyelim özlemin her yeni gününe zira yoksul bir bekleyiştir UMUT gökyüzünün saraylarında!

5.000 yıllık bu kadim bilgilerin nasıl derlenip, nasıl bu denli aydınlatıcı olduğu hala bir muamma, o dönemlerde yaşamak isterdim. Belki de yaşamışlığım var ki bana bu misyon yüklendi. Hindistan’da din adamları, doktorlar ve toplumda önemli konumda olan pek çok kişi günlük hayatlarında Vedic astrolojiye güvenerek ondan faydalanıyor. Yeni bir iş başlatırken, evlilik tarihlerinin belirlenmesinde, önemli seyahatler ve ilişkilerle ilgili olarak ve pek çok diğer konuda astroloji doğru yolu gösterebilir ve görevlerinizi yerine getirmenize yardımcı olabilir. Vedic horoskoplar hayatınızın her alanına netlik katar, derin anlamı olan pek çok şeyi size gösterir, pek çok fırsatı yakalamanızı sağlar ve karşılaştığınız zorlukların üstesinden gelmenize yardım eder. Vedic horoskoplar herhangi bir sorunu önceden bilmenize belki bir nebze tedbir almanıza da yardım edebilir. Vedic astrolojide haritalara Janma Kundali denir. Bu haritalar, hayatınıza başlangıç yaptığınız anı ve hayat boyunca karşılaşabileceğiniz avantaj ve dezavantajları temsil ederler. Bizler ise hala fal gözüyle bakıyoruz. Bu ilimin ağırlığında Vedic Astrologlar ezilirken, danışanlar ise cehaletleriyle enerjimizi düşürüyor.

Gökyüzü sonsuzluğun olduğunu gösteriyor. Yıldızların kıyılarında demir atan tüm Astrologların gündeminde aslında hüzün ve mutluluk yelken açmış vaziyette. Olumlu yorumlar duymak isteyen sizler için haritaları kurduğumuzda ”şimdi ne söylesem, nasıl söylesem” gibi çelişkilere düştüğümüzü biliyor musunuz? Hep yanık yüreklerimizin tarumar kıyılarını aradıkça ve hayallere umutlar bağladıkça tükenen sabrımız var maalesef! Uykular kadar uykusuzluklar da titrek ve ürkek bir günün ardına uyanmaya niyetle söyleyeceğimiz kelamların çetelesini tutarız. Maksat gönül kırmamak.

Sırlarımızın içine gömüldükçe bu sırları oluşturan anılar, hatıra gelir bu zamanlarda. Boyumuzdan uzun gölgemizin isyanında ezilir, yoğrulur, sonrasında yeniden biçimleniriz. Ant içeriz pişmanlıklarımıza dair ”bir daha asla” oysa ki o pişmanlıklar pişirir ruhumuzu, düşlerimiz örselenmiş hatıralarımıza saklar sevgiyi ve sevgiliyi! Sürgün oluruz belki dalgalıdır tüm denizimiz, köpürür, boğulmayı umarken başka bir yerden bir el uzanır ve tutunuruz can havliyle umarsız ve hesapsızca. Amacımız hayatın derin yaralarını sarabilmektir ve sarmaya başlarız da.

En derine sakladığımız en büyük sırrımızdır, yürek yorgun düşer ve gözler dahil olmak üzere gülümsemeyi unuturuz. Hayat gölge oyunu gibidir ve en gölgeli anı acımasızdır. Sırları barındırdıkça içimizde acır canımız, sırların kölesi olmuşuzdur, kimsenin bilmediği ve bilemeyeceği. Ocak-Şubat ilginç geçecekti, bir bahar geliyor ki adına şiirler, şarkılar yazılan o meşhur bahar hayata küstürecek hepimizi! Geceler de yazıyorum usanmadan ve devam edeceğim beni tanımayanlar, ruhumu anlamaya çalışmayanlar için yazdıklarım sıradan konular, bir de bazıları var ki her harfin manasını derinlerinde hissederek kâh şiirlerle süslediğim, kâh hıçkırıklara boğulduğum, bu gökyüzü aşkının özüyle yazdığım her yazıya özel teşekkür etmekte. Göğsümde açmadan solan sancılı çiçeğin farkında olanlarınıza bende sonsuz teşekkürler ediyorum.

Dertlere alıştık da sefayı ne zaman koklayacağız? Bu gezegenler yüzünden bir çoğumuzun saçlarına zamansız aklar düştü, aynalar da fark ettiğimiz çizgilerimiz için hatırlıyorsanız yeni yıl makalesinde ”bu gece aynalara iyi bakınız” demiştim. Sizlerden gelen mailler hiç iç açıcı değil. Üzüntüyle çok kolay telepati kurma şeklim var ve ben o kadar üzülüyorum ki okuduklarıma. 🙁 Buda benim kaderim olsa gerek fıtratımız Balık hassasiyeti üstüne kurulu nede olsa. Ve dahi hissiyatımız yansıyor kalemimize.

Engellerin arşa yükseldiği ve bizleri yaşamdan bezdirdiği anların bitmesini dilerken AY’IN her halinde buluruz farkındalığımızı ve gizler bize ait kimsenin bilmediği izleri. Dil bazen lâl olmalıdır mutlaka susmalıdır ve sevda konuşmalıdır. Susmadıysa şayet kırıp geçirdiyse sevgiliyi, bunun bedeline katlanmalıdır. Bu önerim Ay ve Lagna BALIK-BAŞAK-İKİZLER-YAY yerleşimi olanlara. Yaşanmaması gereken bir çok olayı zaman örter, örtmelidir, yudum yudum içtiğimiz su misali dertleri zamana hatta saniselere bölmezsek eğer kendi denizimizde yalnızlıkta boğuluruz. Gönül  bir deniz gibidir arada dalgalanmalıdır ki durulduğunda kıymet bilelim, beden ölümlüdür her canlı gibi hepimiz vakti geldiğinde ölümü tadacağız, ruh fıtratı gereği bazen sevda beller kıblesini, bazen dert, bazen düş, bazen çelişki, bazen ibadet, bazen aşk, bazen sırnaşık bir zaman, bazen yangın, bazen azap, bazen de cennet, değişkendir insan, kıvrımlardan oluşur yaşam. Hintliler her bireyin yaşamını 120 yıl olarak biçimlemişler ve bu süreci 9 gezegen evresinden oluşan yaşama yön veren Dasa süreçlerine bölmüşler. Her Dasa değiştiğinde zümremiz değişir ve tanıyamayız kendimizi, unuturuz hemen geçmişi.

Bir düş size göre Astroloji, bana göre ise hayatımın, kişiliğimin anlamını bulduğum çok değerli bir kavram. Tutulmalar farkındalığımız için Güneş, Ay ve Lagnaya göre Dusthana kabul ettiğimiz evlere denk gelmemeli. 2.6.8.12.evler. Semaya uzandığım her gece de derin ve aydınlık bir huşu bulduğum, sonrasında o bulduklarım böyle kelam oluyor dökülüyor kalemimden. Arada bir dalgalansa da gökyüzüm, gönlümü sevindiren sonsuz olan hiçbir anlam yok! Kaderden başka ‘’O’’ ne derse, nasıl derse öyle. Değiştiremeyeceğiniz ve asla korunamayacağız bir yazgı KADER! Üzüntüleri, sevinçleri, kavuşmaları, ölümleri ve ayrılıkları içinde barındıran.

Bilmelisiniz ki gemimiz alabora olsa dahi kalbimizde ki umutla, yaşam aşkıyla, düşer düşlerin yoluna, uzanırız ummanlara. Boynumuzda ki veballerle, düşlerde bulduğumuz huzur ile kavuşmayı hayal ederiz özlemle,  özlem göğüs kafesimizi daraltır, sitemlerimiz lâl eyler dudaklarımızı, hiç bitmeyecek bir son yok ve hiç bitmeyecek bir aşk da! Tutulma KOVA burcunda, Ay Düğümleri Ketu-Rahu olumsuz, Jüpiter desteği yok. Mundane haritada tutulma Ay ve Yükselen göre 9.evde. Güneş’e göre ise 5.evde. 9.ev konuları kapsamında din ve dini yerler, dini inançlarla ilgili tüm konuların değişiminde, toplumu ve sanat camiasını vicdanen ilgilendiren konular mahiyetinde, dini kötü emellerine alet eden, kendini mesih ilan edecek, diyanetin devireceği çamlar ve sözde din ulemalarının dönemini açacaktır. Sanat ve sanatçı camiasında ki önemli kişilerin bu konulara vereceği destek halkı şaşırtabilir. Polis ve askerin olaylara müdahalesi artabilir. Mart-Nisan-Mayıs dönemi ile birlikte taşkınlıklar Üniversitelere yansıyabilir. Ayrıca sınırdaş komşularımız, hava alanları, uçuş sahaları, hava korsan saldırıları, kargo taşımacılığı, deniz trafiği, deniz kazaları, uçak kazaları, yolcu veya ticaret ile bağlantılı olup olmadığını havayolu endüstrisi ve genellikle uzun mesafe trafiği, uzun mesafeli ya da uluslararası iletişim. Din, Kiliseler, vaiz ve inanç sistemleri ve felsefi ve bilimsel kuruluşlar ve yayınlar ile ilgili gündemlerimiz 4 yıl kadar meşgul olacaktır. Kova burçlarının ikinci dekanatlarında meydana gelen tutulmalar parlamenter ve kamusal anlamda keder ve üzüntüleride peşinden sürükler.

Tutulmanın ilk etkisi bireysel ve global anlamda 2017 sonuna kadar hissedilecektir. 26 Şubat 2018, 15 Aralık 2018, 31 Temmuz 2019, 16 Temmuz 2019, 31 Ocak 2020, 10 Haziran 2020’dir. Yazdıklarımı değerlendirirken bu süreçleri baz almanızda fayda vardır.

Gülüşler gibi ağlamaları da harmanladığımız hayatta her şey yolunda gittiğinde seviyoruz dünyayı ve yaşamayı. Şimdiler de sizlere bahsettiğim Sadesati evresi, Kandaka ve Asthama süreci yaşayan bireyler ruhlarının köhneliğini deneyimleme evresinde. Masal anlatmaya çalışsamda, dilimde yuvarlanan özlemleri sizlerin hayatlarına serpiştirsem de yazda kara kışı, kara kışta ise yazı yaşadığımız gerçekler var. Üstelik 2016 yılında  yaşanılanlar kadar aşikar.

Bu süreçlerde oluşuyor yüzümüzde ki asırlık kederler. Umutlar seyyah olup göçebe kuşları kıskandırırcasına uçuyor ömrümüzün yalnızlıklarından. En son ne zaman başınızı kaldırıp baktınız gökyüzüne? Ya da en son ne zaman geldiniz sevdiğinizle göz göze? Aynaya baktığımızda içimizde ki kırgınlıklar çağırıyor bizleri ötelere. Zaman geçmiyor. Derin bir iç çekiş, sonrası rüyalarda bir sarılış, bu dönemlerin coğrafyası budur işte!

AKREP-BOĞA-ASLAN-KOVA; tarumar olma zamanları….

BALIK-BAŞAK-TERAZİ-KOÇ; sürükleyin kendinizi tesadüf Aşklara…

YENGEÇ-OĞLAK-YAY-İKİZLER; ağlamaya hazır olun emi!

Hissettiklerinizi derinden algıladığım gibi aynılarını benimde yaşadığımı unutmayın. Böyle zamanlarda kulaçlasak da deryaları, netice adam boyu yalnızlıktır. Kendi günah silsilemize, eklemeyelim başkalarını, vedalar, ölümler, ayrılıklar, iflaslar hıçkırığınız olabilir. Her hıçkırık yüreğe yeni bir senfonidir. Ketu ve Rahu devredeyse eski konular, eski aşklar, bitmeyenler, bittiğini sandığınız konular gündeme gelecektir. Dillerimizi yakan acının ismini zikir etmeyelim bilelim ama zikir etmeyelim desemde. 🙁 Mutluluğun gülleri açsın gönüllerinizde. Özlemin cümleleri doldursun parmaklarımı. Daha güzel yazılar yazayım. Pusulam vuslat olsun. Kış ayazında zemheri soğuğunu hissedip üşüyen ve üzerine dertleri yorgan yapan gönüllere bir gülüş, bir ses, bir öpüşe hasret kalanlara, kabaran denizlere, öfkesi dinmeyen, kasırgası bitmeyen ruhlara nur olsun tutulma!

Baki Sevgi ve Saygılarımla

AYŞEN TOK