Ayın Rahmeti Yılanın Zehrine Karşı & Yengeç Yeni Ayı

 

Hüzün damlıyor gökyüzünün kandillerinden. Öyle bunaldık, öyle sıkıldık, öyle yorgun ve yinede öyle sevgi doluyuz ki! Bazen insan mutluluktan günün bitmesini hiç istemez. ÂLEM utanır bazende yaşanılanlardan, hissedilenlerden. Bazen tuz bastığımız yaranın kanaması durmaz. Bekleyişler bu yüzden hep hüzün doludur. Korkudan donarız, korkudan titreriz, korkudan dörtnala koşmak, kaçmaki uzaklaşmak isteriz. Öyle bir deprem artığıdır ki hayat vakit aşka davet etsede, yürekte ki coşku değil! Nefrettir. Tüm bu hasardan sonra, ne kaldı geriye diye bakacağız. Kanla yağmalanmış hayatlar! KADER! Deniz dalga ile sevişmedikçe deniz değildir. Balık yakamozda yüzmedikçe balık değildir. Yengeç merhametine sığındığım gökyüzü sayesinde o yaş ki gözden süzülmedikçe payesi yoktur.

Her AY evresinde tanışırız içimizde ki çocukla. O çocuk biraz aşktır. Ve bizler dünya gamında yaşadıkça bunun asla farkına varamayacağız. Yüreğinizdeki çocuğa iyi bakmanız dileğimle…Çünkü o çocuğun merhamete ihtiyacı var!

O merhamet göklerden gelecek!

FELEK;

Feleğin 4.kapısıdır Yengeç, insanları gerçekten özeldir. Yaşamlarındaki her konuda aşırı bir şekilde hassas, alıngan ve kuruntulu olan Yengeç’leri tanımlayan sözcük HİSSEDERİM dir. Sorumluluk duyguları çok gelişmiştir. Her işte olağanüstü olan ayrıntıcılıkları, işlerinde mükemmeliyetçiliği getirir. Aynı sorumlulukları karşılarındakilerden de beklerler. Yengeç’ler duygusallıkları ve duyarlılıkları ile tanınırlar. Çevresindeki her insandan da aynı hassasiyeti bekledikleri için, kolay geçinilir tipler değildir. İyi günlerinde neşeli, iyi kalpli, yardımsever, düşünceli ve anlayışlıdırlar. Fakat herhangi belirgin bir neden olmadan somurtkan ve alıngan olabilirler. 🙂 🙂 Yakınlarını ve arkadaşlarını çok sevmelerine karşın, bunu pek belli etmezler. Kendilerini herhangi bir şekilde inciten kişileri zor bağışlarlar ve yapılan hareketi asla unutmazlar. Yengeç’ler müziğe, şiire ve dinsel konulara karşı ilgilidirler. Sabırlı olan Yengeç Lagna sahipleri aslında kimsenin bilmediği muazzam bir güce sahiptirler. Mars 5.ve 10.ev yöneticisi olarak yerleştiği evde Rajoyoga gücündedir. Yerleştiği eve değer katar. İşte bu yüzden içlerinde ki muazzam güç tüm zorluklara karşı özel bir duygu verir yüreklerine ve kendileri sararlar yaralarını, içlerinde ki bu MARS kalkanı sayesinde. Siz siz olun sakın bir Yengeç’in özellikle bu sevdiğiniz kişi ise canını yakmayın hatıraları ve anılarını hart disklerine copy eden başka bireyler tanımıyorum kendimden biliyorum çünkü.

Gelelim feleğin 10.kapısına yani Oğlak İnsanlarına; Geleceği ayrıntılı biçimde planlamaya çalışan Oğlak’lar bu özellikleri nedeniyle sık sık kuruntulara kapılarak, depresyona girerler. İşleri ile aşırı meşgul olduklarından, insanlarla zor ilişki kurarlar. Fakat, hiçbir zaman kendilerini yalnız hissetmezler. Bu nedenle onları tanımlayan sözcük KULLANIRIM dır. Oğlak’lar ciddilikleri, tutuculukları ve güçlü iradeleri ile tanımlanırlar. Çalışkanlıkları ile kolaylıkla başkalarının saygısını kazanırlar. Gerçek bir Oğlağ’ın iki temel özelliği vardır. Güvenilirlik ve dürüstlük. Çok gelişmiş bir görev duyguları vardır. Bazen başkalarının başarısızlıklarını abartırlar. Oğlak’lar arkadaşları ile ilgili çok iyi sırdaş olurlar, para konusunda dikkatli olmalarına rağmen, eli açık insanlardır. Geleneklere bağlı kişiler olduklarından, duygusal özgürlüğü anlamakta güçlük çekerler. 🙂 🙂 Oğlak’lar için ise Venüs ve Merkür birleştikleri evde Rajoyoga oluşturur.

2 AĞUSTOS 2016 YENGEÇ YENİ AY fazına dair 2.makalemizdir.

Saat: 23.30 16:53 enlem değerinde semadayız yine 20 Temmuz Oğlak Dolunayında zümremizde ve ülkemizde oluşan olaylar hakkında aydınlanmaya. Global anlamda değerlendirelim. Ülke durumu malum Dolunay anında ki gezegenler Ay, Güneş’e Akrep burcunda ki Retro Satürn ve Mars’tan 5 Trikona desteği var. Hepinizin yüreğinde ki kaygıyı oturduğum yerden hissediyorum. Güneş: Başbakanı, monarşiyi, aristokrasiyi, yargıçları, otoritedeki tüm kişiler ile itibarlı insanları, bakanları temsil eder. Bundan başka ulusal kahramanların ve şampiyonların temsilcisidir. Ay: Halkın, kadınların ve kalabalıkların temsilcisidir. Halkın davranışlarını ve genel davranışların temsilcisidir. Mundane haritada Ay yerleşimi halkın dikkatinin yoğunlaştığı alanları gösterir. Merkür: Medyayı, ticareti ve entelektüel kesimleri temsil eder. Venüs: Kadınlarla ilgili alanları, doğumları ve evlilik ve çocuklarla ilişkili konuları temsil eder. Ayrıca sanatkârları, spor ve eğlenceyi, barış ve diplomasiyi gösterir. Mars: Orduyu yönetir, askerleri ve denizcileri temsil eder. Savaşı, terörizmi, grevleri ve aykırılıkları, karşıt güçleri, yangınları ve kayıpları işaret eder. Satürn: Halkın yaşlı kesimini ve ulusal kayıpları temsil eder. Çiftçileri, madencileri, maden kaynaklarını, mineralleri yönetir. Ulusal üzüntü ve hayal kırıklıklarının işaretidir. Ülke Natalına göre 2.evde gerçekleşecek olan YENİ AY 8.evde ki DOLUNAY enerjisini aktive edecektir. Gökyüzünde Su-Toprak hattında oluşan Yeniay ve Dolunay ile Güneş Tutulmaları beraberinde sel, yağış, toprak kayması ve deprem gibi konularda etkendir. Deprem, yer sarsıntısı veya zelzele gibi yer kabuğunda beklenmedik bir anda ortaya çıkan enerji sonucunda meydana gelen ardaşık dalgalanmalar ve bu dalgaların yeryüzünü sarsması olayıdır. Para ve sermaye piyasaları kadar borsa ve ekonomide payını alacaktır. Ayrıca Navamsa ve alt haritalarda oluşacak kare görünüm hava koşullarında kendini daha güçlü hissettirecektir. Ülkenin veya kurumun hazinesini, milli zenginlikleri ve gelirleri, banknot durumlarını, borsaları, ekonomiyi, iç borçları, sömürgeleri, bankaları, ticareti, vergileri, paranın değersel durumunu yansıtır. Ülke natalına göre 8. Ev; Uluslararası finansal anlaşmaları, uluslararası borçları, vergileri, tahvil ve bonoları, hisse senetlerini, faiz oranlarını ve gelirlerini, dış borsaları, kredileri, sigortaları, ipotekleri, emeklilik fonlarını, miras hukukunu, kamu geliri ve borçlarını, genel ölüm oranlarını, tecavüz, çocuk ölümlerinin sebepleri ve doğum kontrolleri, hayati tehlikeleri ve intahar durumlarını yansıtır. Görünümler oldukça zorludur. Döviz piyasalarında ani iniş çıkış, borsa değerlerinde oluşacak spekulasyon içerikli tüm konular gökyüzünün kontrolünde gelişen olaylardır. Hüzünlerimiz ötelendi, sevdalarımız örselendi mi? Yengeç merhameti ile belki de bu yürekler önce acı ile yıkanmalı ki sonra alışsın soğuk duygulara….Yorgun bir yıldı 2016 yılı, yorgun başladık 2016 yılına yorgun devam ediyoruz. Karmik açıdan eril ve dişi enerji içeren gezegen retroları ile başlamamız yıl içerisinde oluşan Yeni Ay ve Dolunay evrelerinin de yine ilişkiler hattını destekleyen Nakhastralar da olması tüm hüzünleri beklentilerle birlikte yüreklerde topladı. Ve biz Astrologlar bu konuları hiç mola vermeden yazdık.

Sarı yaza teslim olan evren ve ağaçlar, uzansak sevgilinin göğsüne yinede dinmez tüm acı, unutulmaz yaşanılanlar, hayallerimiz yıprandı çünkü umudumuz Güneş de ancak 2016 Tutulmalarında o ısıtacak kalplerimizi yeniden. Yeni sevdalara, yenilere….bazılarımıza ise yine yoğun acılar…Düşüncelerimizde kopuş var ve biz onları birbirine eklemeye çalıştıkça uykusuz gecelere teslim oluyoruz. Yengeç-Akrep-Boğa eksenleri için diyebilirim. Yüreğimizde dinmeyen ve söz dinlemeyen bir hasret var ki korkulara da gebe olsa sonucu, masalsı belirsizlikleri de barındırsa, bizleri ağlama krizlerine de soksa yalnızlığı dibine kadar hissedecek olanlar; şimdilerde Koç ve Terazi eksenleri. Renkleriniz uzunca süre siyah beyaz film gibi sevda yollarında. Sevda acı bir şerbet, kanatan bir dikendir zira. Yaşamak denildiğinde aklıma son zamanlarda ilk gelen; aynı hatayı defalarca yapma arzumuzun neticesinde nefesimizin göğüs kafesimizi zorlamasıdır. İrade mi? Cesaret mi? Yoksa kalp krizi geçirmeden Aşık olabilme işi mi? YAŞAMAK….!

Bir iç dünyamız var değiştirmek istediğimiz. Birde dış dünyamız var direndiğimiz.  Kişi işe yüreğinden başlamalı, sonra dostlarına güvenmeli, sevgisine sarılmalı lakin bu enerjiler öyle menem bir etki yaratıyor ki menfaatler söz konusu olduğunda gerçek dostluklar dahi sınavdan geçebiliyor. Aslında hepimiz yalnızlık kulelerimizin cengaver bekçileriyiz. Esas durduğumuz yer yalnızlığın yeri, duyduğumuz ise vicdanımızın sesi…Kaçarsak, kaderimizden, özümüzden, konu her ne olursa olsun, kırılan hevesleri, kırılan kalpleri zordur onarmak. Şimdilerde göğün agusunda bir garip vesvese! Evren inanın bana muammalara gebe değil! Kırılan kalpleri onarmayacak Mars ve Satürn retrosu, aksine içimize döneceğiz Jüpiter tam gaz ilerliyor terk edecek nihayet Ağustos içerisinde Aslan noktasını. Vedahi  Satürn ile arasında oluşan kare görünüm rahmet yerine felaket yağdırdı üzerimize. Akıllardan ziyade kalplerde paramparça olacak. Mümkünse ayrılsın artık oradan.

Kalpten sevgiler cümlenize <3 inancınız, inancımız, imanımız bol olsun zira AK gezegen Jüpiter’dir.

Yengeç Yeni Ay’ı tüm Zodyak  için üzücü etkilerle geliyor çünkü İnciler denizin dibine inecek, sırlar ise sahile vuracak. Bazı yerleşimine sahip eksen bireyleri  iş yerinde gizli düşmanları ile yüzleşirken, sağlıklarına da dikkat etmeleri gerekecek. Bazıları hastane ortamların da bulunacak ve masraflar da artış yaşayacak. Bazılarının ise aşkı gündemde bu birey geçmişten gelen biri ve karmanızda yer alan kadersel bir hatıranın izlerini taşımakta. Bazılarımızın toplumsal  statüsü ve kariyer konuları kadar işle alakalı ve yöneticileri ile yaşayacakları sorunların gündem oluşturması söz konusu. Bazılarımız Anne, Anne sağlığı, gayrimenkul konuları, ev alımı, satımı gibi durumların tam olarak netlik kazanması. Birçok  mahkemeli durumlar ve ortaklı konularda belki bir yol ayrımı yada eşten kaynaklı gelir durumları ile yüzleşebilir bazılarımız. Artık hepimiz biliyoruz Ay fazlarının yaşamlarımıza sunduğu farkındalıkların oluştukları ev fazları ile yaşadığınız Dasa periyotlarınca aydınlanmamıza vesile olduğunu. Ne incedir yazılanlar insanın gönül telini titretir. Fazla yazılmamıştır bilakis nazarımca eksik kalmıştır unutulanlar olduğuna ikna olduğumda farklı makalelerle destekleyeceğim. Dolunayın sarsıcı etkisi eksenlerinin tümünü harekete geçirmeye muktedir.

Hayat ilginç hatta ilginç kelimesi yaşadıklarımız düzeyinde iltifat düzeyinde kaldı. Öyle mailler geliyor öyle mesajlar geliyor ki sizlerden kozmik güçler ve gökyüzünden inen tüm enerjiler hallaç pamuğuna döndürdü mevcut düzenleri. Ayın ışığı duble tavan yapmışken gerginlikler kadar neticelerinde alınacağı ve Aşk ile Meşk arasında kalanların ise gölge yanını aydınlatıcı etkiler barındırıyor. Hesap sormaya, bu güne kadar kaçırdığınız tüm fırsatları tek tek hatırlatmaya ant içmiş gibi bazı gezegen süreçleri böyledir özellikle Dasa evrelerinde Maha yada Andardasa süreci yöneticisi ise kader dediğimiz çemberi çevirirler. Kova burcunda ki Ketu natal yerleşiminde Kova burcunda özellikle Venüs’ü-Jüpiter’i-Satürn’ü olanları ve Aslan burcunda ki Jüpiter ise natalda Aslan burcunda Satürn-Ketu-Rahu’su olanları ‘’Kader değil bu hepimize öğretilenler, ne olur teslim olma, bu kızgınlık ve bu kalp kırmalar, senin değil , suretin, düşüncelerin çok zalimce, eminim seni çok üzdüler, sahiplenme sakın senin değil bu kederler’’ diye diye isyana sürükleyecektir.

Oğlak-Yengeç AY FAZI  ilişkileri ve oluşturacağımız güvenlik çemberimizi vurgulayacaktır. Dolunay anı tamamlanma vurgusu ile DUSTHANA 2-6-8-12 ev eksenlerinde üzüntüye sebep verebilir. Enerji geçicidir aydınlanmanız adına YeniAy fazında yaşadıklarınız + ve – 5 gün evvelinden etkisini göstermeye başlayacaktır. Yengeç burcu zodyağın 4.ev yerleşimidir ve bu insanlar için aile, anne kavramları son derece önemlidir. En büyük özellikleri çocuklukları ve ergenlikleri dahil olmak üzere yetişkinliklerinde bile yasanmışlıklarını, hatıralarını, acılarını, sevinçlerini anılarında saklı tutmalarıdır. (Kendimden biliyorum, insana en büyük ızdırap her şeyi unutmayan bir hafızaya sahip olmak ve her şeyi kalpten hissederek hatırlamak) Yengeç ekseninde 3 adet Nakhastra vardır. Purnavasu, Pushya ve Aslesha bu 3 adet takımyıldızından.

İnanın bana hepimizin esas durduğu yer yalnızlığın yeri, duyduğumuz ise vicdanlarımızın sesi, nereye kadar, ne zamana kadar kaçar insan kaderinden, özünden, gerçeklerden, geçmişinden. Konu her ne olursa olsun, kırılan hevesleri, kırılan kalpleri zordur onarmak. Bir kez daha göreceğiz insanların samimiyetsiz samimiyetlerini, bir kez daha anlayacağız ya biz bu evrene fazlayız ya insanlar eksik. HAYAT bu işte.  Ay’ın giderken nöbeti bıraktığı noktadan doğdu Güneş bir kez daha YENİ AY ile. Hep aynı yerden doğuyor zaten gidecek başka bir yeri yok ki! Lakin her ruhu farklı aydınlatıyor. Doğayıda öyle çünkü 4 mevsim var. Yüzümüzün bir coğrafyası var biliyorsunuz. O coğrafyaya heder edercesine yangın mevsimi yansıyacak.

Benim bütün adreslerim gökyüzünü gösteriyor nicedir. Ondandır bu feryat figan hallerim. Ucuz hikayelerin yer aldığı, aldanmalarımızın bol olduğu, kötülerden korunamadığımız coğrafyadır hayat. 44 yaşındayım yemin ederim size bir insandan nasıl menfaat elde edilir öğrenemedim. Bu dünyadan göçerken ne dolduracağım heybeme belli. <3 Birisinin kalbini kırmışsanız ve bu durumu umursamıyorsanız, zaten sizin için yapılacak ve üzülecek bir zamana dahi gerek yoktur. Affedilmeyi ve sevilmeyi hak etmeyen kişisiniz demektir. En doğrusu giden günlerin geri gelmediğini düşünerek sevdiğinize, sevginizi söylemek, ona değer verdiğinizi anlatabilmektir. Sevginize, arkadaşınıza, dostunuza, sevgilinize sahip çıkmak, değerini bilmek, kıymetini bilmek ve anı yaşamak adına rahatlayacağımız zamanlar gelecek. Gönül sefasının baş sorumlusu Venüs Aslan burcunda Jüpiter ve Rahu ile birlikte ilerlemekte. En zor aşk acıları Satürn-Venüs temaslarında yaşanılır. Ve Venüs Akrep burcunda ki Satürn’den kare görünüm alacaktır. Rahu ile teması ise zarara yol açarken AŞK adına işlenecek cinayetlerin habercisidir.

İlişkilerde karşılıklı olan her tavırda en önemlisi bir sevginin içinde, sizi en çok üzecek olan şeylerden birisi verdiğiniz değeri karşı taraftan görememektir. Nedir değer vermek ya da değer almak? Kıstaslarımız farklı, arzularımız haritalarımızda bulunan Venüs-Mars etkilerinden zuhur ediyor. Çok bir şey istemez ki kadınlar erkeklerden, kırıldıklarında bunu anlasın ve telafi etsin diye beklerler ama maalesef her zaman bu mümkün olmuyor, sevdiğiniz kırdığını anlamayabiliyor, kendini haklı görebiliyor, ya da hatasını anlasa bile telafi etme yoluna gitmek yerine her şeyi oluruna bırakıyor yada bunu intikama veyahut bir güç savaşına döndürüyor. Her şeyi oluruna bırakmalı mı, nasılsa unutuyor diye beklemeli mi, kalbini kırmış olsam bile bir süre geçince yine her şey eskisi gibi oluyor diye düşünmeli mi, ‘’ben her zaman haklıyım’’ düşüncesiyle umursamamalı mı? İşte böyle böyle tükeniyoruz. Gladyatör savaşı vermekten, egoları çarpıştırmaktan. Kimse eşek değil. Ne yapılanlar ne söylenenler unutulmuyor bir gün mutlaka birikimler patlıyor ve büyük bir isyan neticesinde kalp kan kaybından gönlünde açılan yaradan helak duruma düşüyor çevresine olan güvenini yitiriyor.

Kısacık dünyada sevdiklerimizi kırmaya değer mi? Ölümü düşünerek kıymet vermeyi unutmamalısınız. Hayat bu neler neler geçer, Ana, Baba, Ata, Dost, Sevgili….neler geçer ve biz dinleriz o unutulmaz şarkıyı ”seni ben ellerin olsun diye mi sevdim” buyurun Efendim! Aslında geçen her şey yüreğimizin en baş köşesinde saf tutmuştur gün gelir aynisi yaşanır adı karma olur, ders alınır tecrübe olur, elimizde kalan koca bir hiç ile güven duygumuzu kaybederiz….Tüm değerlere karşı bu enerji ile yine yitiriyoruz sevdiklerimize olan GÜVENİ! YENİ AY anında ki AY; olumsuz tasvir edilen takımyıldızındadır. Ay’ın ışığı duble kapanacakken bakalım neler yaşanacak, benim kalemimden dökülecekler yine sosyal medyada yerini alacak. Fakat biliniz ki 20 Temmuz civarı oluşan her konu aydınlığa yerini bırakacak. Gökyüzünün dervişi Jüpiter Atmakaraka gezegen olarak devrede. Gladyatörlere karşı silahşörler. Doyduğun kadar yiyebilirsin, sevilip sayıldığın sürece sever ve sayarsın, kördüğüm olmuş hayatların içerisinde güleceğin günleri umutla beklemen palavra değil bilakis hediyedir….Derler ki birini ”tanıdım” demeden önce işret sofrasında halini görecek yada yola gideceksin. Pek üstünde durulmaz bazı durumlarda verilen sözlerin fakat yinede kişiye dair dip notlar oluşturur o sözler! Sesim ve sözüm; havayım, suyum ve toprağım; soruyum ve tüm cevaplar yine bende, ben ne miyim bir HİÇ’im…Sevdiğinizle kalın, sevgiyle kalın…Özellikle diline dikkat etmesi gerekenler tüm AY ve LAGNA konumları bence. Değer mi? Değerse söz sizin! Gökyüzü CAN YAKACAK!

Zor bir Dolunay evresi, yorgun bir YENİAY süreciyle tamamlanıyor. Sırtımızda hala çektiğimiz acıların yarısı duruyor. Bazı sözleri söylemeye gücüm yetti, fakat söylediğim sözleri geri almaya gücüm yetmedi o yüzden geriye döneceğim 😀 diğer makalelerde AY ve Yükselen etkilerinizi okuyacaksınız.

ALLAH TÜRKİYE CUMHURİYETİNE, YÖNETİCİLERİNE ve BAYRAĞIMIZA zeval vermesin.

Hürmetler

A.TOK.