Düşlerimi Gökyüzüne Gömün! Boğa Yeni Ayı

 

Bir yerde bir acı varsa, ama böyle ciğerden gelecek bir acı.
İşte oraya rahmet yağar. Hiçbir acı, çektirenin yanına kalmaz.
Bilerek, isteyerek, sorumsuzca mutsuz eden;
Muhakkak mutsuz olur.
Gerçekten içi yanan, gerçekten yakanı bir sözüyle
altüst edebilir. Edilen ah’lar bir zaman tutar.
Çektirilen acı, havada asılı kalmaz. Çektirenin başına düşer.
Gerçek hayatta işler her zaman böyle yürümez diyen de olabilir buna amma;
Hayatın gerçek olduğunu kim söyledi ki?

Mevlana Celalettin Rum-i

KAYBETTİ…..Kimi babasını, kimi abisini, kimi evladını, kimi kocasını, kimi bir yakınını, kimi de insanlığını kaybetti. Ölümün bu denli övgü aldığı başka bir coğrafya yoktur. Her gideni neredeyse ” iyi ki gitti cennet onu bekliyor” süslemeleri ile kutsayıp, geride bırakılanların yasadığı cehennemi hiçe sayan başka bir memleket yoktur.
Bu gün duyduğumuz feryatları yarın duymayacağız ve o insanları bir bir acılarıyla, kendi cehennemleri ile  baş başa bırakacağız…..Ve biz unuttuğumuz için bu acılar yine yaşanacak ve bir zaman sonra bu yazılanları da unutacağız ta ki bir daha ki acıya kadar…..Kayıtsız kalacağız çünkü soluyor içimizde ki tüm güller!

Yazıklar olsun tüm İnsanlığa, İnsanın bu kadar değersiz olduğu bir ütopyaya!

Yeryüzü sıcak olsun, ocaklar yansın, diye o soğuk ve karanlık maden ocağına inip alnının terinin bedeli ödenmeyecek zahmete katlanan maden işçilerinin ruhları şad olsun…..Soma içimizi dağladı. Dönüşü belli olmayan bir yolculuktu gidilen, gönüller de  umut, eller de ise kömür ve karası. Kim getirecek şimdi kaybolan hayatları geriye. Yandı yürekler, ocaklar, analar, bacılar, çocuklar! Bu matem ile gecemiz gündüz, gündüzümüz gece oldu. Unutmayacağız bu Mayıs’ı. Güller, Yıldızlar ve Gökyüzü ağlıyor, kalemler, kelamlar epeyce kömür tozu kokacak, kömür karası yazacak belki de uzun bir süre kağıtlar yetmeyecek yazılacaklara! Umut tükenmedi hala, boş gözlerle bakıyor madenin ağzına erini yitiren Türk Kadını! Umut, hüzün bu iki değerli kavram KADER ile anlaşma yaptı. Anlaşmayı bozdu Şeytan! Tazeledi mührünü cehennemin zebanisi. Bizlerin umutları hayal oldu şimdi.

DÜŞLERİMİ GÖKYÜZÜNE GÖMÜN!

Sahibiyim, O halde varım! Zenginlerin, zevkin, aşkın, sanatın, saltanatın, dostluğun, zarafetin tellallık yaptığı noktada Boğa Burcunda bir bitiş, bir gömüş ve bir tamamlanma. Var olmanın arenasında buluşacağız bu Yeni Ay’da.
28 MAYIS 2014 tarihin de saat: 21.35 Boğa-Akrep ekseninde, Boğa Burcunun 13.16 derecesin de, ROHİNNİ Takım yıldızın da VENÜS yönetiminde 1.Pada da yöneticisi MARS olan YENİ AY etkisine gireceğiz. 1.Padanın etkisiyle şehvetli alışkanlıklar kadar yaşamda ruhlarımızda bulunduracağımız savaşçı yönlerimizi de yansıtacak etkiler hakim olacaktır.

Rohinni Nakhastra en değerli takım yıldızlarından biridir hatta Hint Mitolojisinde bilindik bir hikayesi bile var yeri gelmişken aktarayım sizlere; Çok eski zamanlarda 60 kızı olan Dakşina adında bir adam yaşarmış. Bu adamın en büyük derdi evlilik çağına gelmiş olan bu kızlarını evlendirmekmiş. Ancak kızlardan 27’si birbirlerine o kadar bağlıymışlar ki, hiç ayrılmak istemezlermiş. Bu 27 gelin adayı kız evlendikleri zaman bile ayrılmamaya karar vermişler. Hint mitolojisinde bahsedilen 27 kız 27 adet Nakhastranın tasviridir. Ay planeti 27 kızla beraber evlenmek üzere damat adayı olmuş. Kızlar babalarının seçiminden çok hoşnutmuşlar, çünkü Ay çok güzel görünüşlüymüş. Düğünden sonra Ay, kızların en güzeli olan Rohinni’yle daha çok ilgilenir olmuş ve diğer 26 gelini ihmal etmeye başlamış. Baba Dakşina bu işe çok kızmış, ama Ay’ı ikna çabaları sonuç vermemiş. Bunun üzerine Dakşina Ay’ı lanetlemeye karar vermiş. Bu lanet sonucu Ay her gün başka bir gelinle ilgilenmeye başlamış. Bu durum Ay’ı o kadar yormuş ki, her gün ışığını biraz daha kaybetmiş. 27. gün ise hiç ışığı kalmamış. Tabi bu durumdan gelinler hiç hoşlanmamışlar ama yapılan laneti geri almak imkansızmış. Baba Dakşina kızlarının gönlünü şu şekilde alabilmiş; Ay 14 gün boyunca ışığını kaybedecekmiş, ama daha sonraki 14 günde ışığını tekrar kazanmaya başlayacakmış. Dolunay ve Yeni AY hali. Bu öykünün sonunda Ay 27,5 günde burçlar kuşağını ışığını 14 gün azaltarak sonra da 14 gün tekrar kazanarak dolaşmaya başlamış. Böylece ayın fazları dediğimiz durum oluşmuş. 27 gelin ise Hint Astrolojisinde Nakhastra dediğimiz takım yıldızlarını meydana getirmiş.

Rohini takım yıldızı astrolojide en güzel Nakhastrayı temsil ediyor. Ay burada yücelim noktasında. Nakhastraların her biri burçlar kuşağında 13° 20′ derecelik bir dilime karşılık gelirler ve detaylı analizlerde kullanılırlar. Navamsa haritasında ki yerleşimleri farklıdır ve Padalara bölünerek yönetici yıldızı farklı konumlar da yer alır.  Rasi haritalarında kişinin Ay’ı yada diğer planetler hangi Nakhastra ve Pada yerleşiminde ise bizlere kaderi hakkında bilgi verir.

Güneş ile Ay Boğa’da, aynı hizadalar koyun koyuna bir AŞK! Boğa yöneticisi Venüs ise Koç burcunda zararlı Ketu ile kavuşum derecesinde peki Koç yöneticisi Mars oda Başak burcunda düz seyre başladı nihayet. Ruhlarımıza hapis ettiği enerjiyi eyleme geçirebileceğiz. Bazıları için zararlı çalışacak bazıları içinse faydalı yani Gökyüzü bu ben bilmem Rabbim bilir lakin kimine nur kimine alaca karanlık  misali. İkizler’de terki diyara hazırlanan ve faydalı Nakhastra da seyir eden Jüpiter. Yeni geçiş yaptığı zekanın ve iletişim gücünün ustası alemin muzur çocuğu Merkür, say bakalım Ayşen sakın sıkılmayın yazım uzun olacak. 🙂 Terazi Vayu hava elementin de R.Satürn oda hesap peşinde dikiş istiyor, çift dikiş, aldıklarını geri verecek lakin sınavı zor başarabilene hamd olsun. Düşün benim canım okurum ne demişti Ayşen kulunuz; Yalan ve riya hepsi Satürn retrosun da gelir, hayatlarınıza alacağınız kişilere, eş olsun, iş olsun sakın ola güvenme, karmanın efendisi o belli olmaz, benden uyarması.

Hinduizm’e göre insanın yaşamlarında başlarına gelen kötülükler ve felaketlerin Tanrı ile ilgisi yoktur, Tanrı asla hiçbir şekilde kötülüğe ve felakete neden olmaz. Tanrı, fizik yasalarını ve doğa kanunlarını yaratması gibi, karma yasasını da var etmiştir, böylece kişi, kaderini kendisi yazmaktadır ancak “Sevgi” olan Tanrı, eğer derin bir şekilde istenirse insanların karmalarına iyi etkiye neden olacak bir biçimde müdahele edebilir. Hinduizm’de Karma, 3 çeşittir:

• Sanchita Karma
• Prarabdha Karma
• Kriyamana Karma

Prarabdha Karma, karmanın değiştirilemez kısmıdır, dolayısıyla bir “sonuç”tur ve yaşanmak, katlanılmak zorundadır, ok atan bir kişinin attığı oka benzer, ok yaydan çıkmıştır ve okçunun, artık elden çıkan ve “kaderini yaşayacak” olan ok üzerinde yapabileceği bir şey yoktur tek yapacağı “kriyamana Karma” yı yani mevcut durumunu karmasını en iyi şekilde yaratıp yeni okunu en iyi şekilde kullanmaktır. Kişi bütün karmaları temizleninceye ve ruh evrimini tamamlayıncaya kadar doğum ölüm döngüsünde(samsara) kalır, artık öğrenilecek, geliştirilecek bir şey kalmayınca Mokşa adı verilen kurtuluşa ulaşılır ve artık yeniden doğum, samsara son bulur.

Bundan böyle Hint felsefesine ara ara yazılarımda yer vereceğim. Karma ve Samsara, MÖ 6. yüzyıldan beri bulunan yazılarda geçen ve Hinduizm’in temelini oluşturan kavramlardır. Bunlar, sonsuz Yeniden Doğuş Döngüsü (Reenkarnasyon) ve Samsara kavramlarının üstesinden gelme anlamı taşır. Upanişad’lar zamanında, bireylerin ruhunun, yani varlığın özünün, Atman’ın, evrensel ruh Brahman’la özdeşleşmesi, maneviyat bilincinin gelişmesiyle başarılmıştır.

Her insan, hem evrensel hem de sosyal yasa olan; erdem, ahlak, dürüstlük, bilgelik öğretisi Dharma’yı uygulamak zorundadır; çünkü bu yükümlülükler, iyi ya da kötü eylemlerin sonucu olan Karma’yı etkiler. Hinduizm’de ayrıca genel geçer kural olan sadharanadharma vardır. Sadharanadharma, şiddetten uzak kalma ”Ahimsa”, doğruluk-dürüstlük ”Satya”, sabır ”Ksanti”, kendine hakim olma “Dama”, iyilikseverlik “Danam”, misafirperverlik ”Ahithi” gibi görevlerin her birey tarafından uygulanmasıdır. Bu erdemler, bu özellikler tüm insanlar için aynı ölçüde geçerlidir ve bundan başka ortak bir yasa yoktur. Svahdharma ise farklı toplumsal tabakaların içindeki belli grupları bağlayıcı görevlerin var olduğunu belirtir. Buna göre, Kshatriya kastına mensup bir savaşçının savaş nedeniyle birini öldürmesi gerekebilir. Bu savaşçının bir düşmanı öldürmesi, onun Dharma yasası görevi olduğundan, Karma’sını kötü eylem olarak etkilemeyebilir. Ancak; birinin bencilce, kendi egoları için başka birini öldürmesi çok kötü Karma sonuçları doğurabilir. Karma ve Dharma inancı çok güçlü bir ahlaki ve manevi ilişkiyi birleştirir. Görünen tüm haksız acıları ve sosyal eşitsizlik konularının gizemini, Karma öğretisi açıklar. İnsanların eylemleri ve bu eylemlerin kişileri nasıl etkilediği bağlamında, Mahabharata’da birçok ifade vardır. Bu konuda en yaygın kanı, amellerin (yapıp-edilen her şeyin) sonucunun kendi kendine ortaya çıktığıdır. Ayrıca, bu konuyla ilgili farklı ifadeler de vardır: Dünyevi duygulara bağlı kalmanın iki sebebi, cehalet (avidya) ve arzulara (lobha) yenik düşmektir. Bu sebepler, duyu organlarında huzursuzluğa ve kişinin kararlarında karışıklığına yol açar. Bu durum idrak etmeye, kavramaya engel olur. Ameller, düşünme organlarına (manas) bağlantılıdır. Kavrama yetisi ve vücudun doğası bozulur.
Yapılan eylemlerin sonuçları konusunda birçok yorum vardır. Ruh ölümden sonra bedenden ayrılır ve Karma’ları ölçüsünde yeniden doğar. Ve bu yeni bedende Karma’larının karşılığını bulur. İyi Karma’sı olan geçici mutlulukla sınırlandırılmış ”Cennet’i” elde eder, buna karşı kötü Karma’sı olan ”Cehennem” de kalır, fakat hep aynı durumda değil; Karma’larına göre, bazen de bir hayvana dönüşerek yeniden doğarlar. Tüm iyi ameller, dini kazançlar sağlar ve böylece Karma’lar azalır. İnananlar, dini ayinlerle, oruç tutma, kutsal gördükleri şehir Benares‘e hacca gitme, Brahman’lara hediye verme, herkese karşı yardımsever olma ve tapınak inşa etmeyle dini kazanç elde etmeyi umarlar. İnsan özgürdür ve kendi Karma’sından kendisi sorumludur. Karma; neden-sonuç yasası anlamına gelse de, bazı Bhakti (koşulsuz affeden, merhametli Tanrı) inananları, Tanrı Bhakti’nin onların Karma’larını yok edeceğine ve insanları kurtaracağına güvenirler. Fakat asıl önemli olan; kötü eylem yapıldığında bile, temiz niyetli olmak ve bencil, çıkarcı olmamaktır.Bu ifadeler, düzenli çalışmanın temelini oluşturur. İnsanlar iyi sonuçlar almak ve kazanmak için bir şeyler yaparlar. Bu durumun tersi ise ”hiçbir şey yapmayanlar” (nivritti) eğilimi düşüncesidir. Bu dünyadan elini ayağını çeken insanların yoludur. Onlara göre acı dolu yaşamın sebebi, yaşama arzusu içinde olmaktır; yeniden doğuş ise sadece, insanın eski varlığının yeniden canlanış biçimidir. İnsan çalışarak dünyaya bağlanır, çalışmadan ve bilgelikle de kazanabilirler. İnsanın tüm bu dünyevi kazançlardan vazgeçmesi, insana sakinlik, sükunet hissi verir. Her iki düşünce de, dünya için çalışanlar ”pravritti” ve çalışmayanlar ”nivritti” Mahabbarata destanında Bhagavadgita içinde yer alır. Ayrıca Gita’da yer alan Krişna’nın da Yoga’yı tercih ettiği yazılır. Göklerin Tanrısı Indra ve Kraliçe Kunti’nin oğlu Arjuna’nın bu konudaki sorusuna Krişna şu şekilde cevap verir: İcap eden hangi eserse onu tamamla, zira eylemek, bir şey yapmamaktan iyidir; bedenin işlemleri dahi bir eylemde toplamalısın. Feragatten doğmayan her bir eylem, yeryüzü varlığına bağlanmak demektir; bu nedenle, bir eser oluştur, ama ona bağlanma! Bizler Müslümanlık mezhebinde ki öğretiler ile Yaradana inanmaktayız onlar ise aynı öğretiler ile RABBA! Bir fark yok Vedic Jyotish Tanrı’nın ışığı ve bu ilime nail olabilmek her kula nasip olmuyor. Tüm Vedikçilerin Tanrı tarafından özel seçildiğini düşünüyorum.

Rasi haritalarında Ay Düğümleri ve bulundukların evlerin yöneticilerinin yerleştiği noktalar bizlere danışan kişinin karması hakkında geniş bilgi vermektedir. Örneğin benim Rasi haritamda Ketu ve Rahu 1.ev ile 7.ev eksenine yerleşmiştir. Ketu’nun yöneticisi AY ve Rahu’nun yöneticisi Satürn’dür. Vedic Astroloji yeteneğinin, bu ilimi idrak edebilme özelliği Ketu yerleşimleri ve aldığı Jüpiter görünümleri ile değerlendirilmekte. Ay Rasi haritamda 9.evde yerleşerek geçmiş yaşamımdan Astroloji, Edebiyat ve felsefe deneyimleri ile geldiğimi gösteriyor. 9.ev yöneticisi Jüpiter ise Yay burcunda yerleşerek Mooltrikano güçte Ay ile oluşturduğu Gaje-Kesari Yogayı geçte olsa devreye sokmuştur. Satürn ise yerleştiği ve bilgiler de Venüs yöneticisi Boğa’da rahat konumda ve 11.evde bulunarak bu gücü bana 37 yaşımda vermiştir. (geciken arzular, umutlar ve azim) 9.ev ve 11.ev tamamlayamadığım Üniversite Eğitimimi, Astroloji çalışmalarım ile yaşattı. Sizler de kendi Rasi haritalarınız da kontrol edebilirsiniz bunun için örnek sundum.

ROHİNNİ

• Efendisi: Chandra ( Ay )
• Sembol: Cart veya savaş arabası ,tapınak , Banyan ağacı
• İlahı: Brahma veya Prajapati , Creator
• Hint astrolojisi: 10 ° – 23 ° 20 ‘Vrishabha
• Batı zodyak 6 ° – 19 ° 20 ‘İkizler

Boğa ve Akrep ekseni; Bu son derece tutkulu ve derin bir hat zira karşıt burçlar birbirlerini güçlü bir biçimde çekerler. Ancak dikkatli olmak gerekir, çünkü güçlü bir var oluştan ziyade güçlü bir değişim dönüşüm eksenidir burası örneğin: Tutku dolu sevgi içerikli bir Aşkın nefrete dönüşme tehlikesi de her zaman vardır. Her iki eksen de fiziksel beraberlikler için fazlasıyla tutkuludur. Ancak Boğa için Akrep fazla karmaşık, çoğu zaman huzursuz ve endişeli iken Akrep’in gizleyici ve arka planda zorlayan bir yönü de vardır. Bu yüzden Boğa, Akrep’i yatıştırabildiği sürece problem olmaz. Kimi zaman bu iki karşıt hat arasında güven kaybı olduğu anda, son derece sert sonuçlar beklenebilir. Ortaklaşa kurdukları değerleri paylaşma konusunda maddenin, keyfe dönüştürülmeye çalışılması, olumsuz gezegen görünümü ile gerginlik yaratır. Akrep Boğa’yı sürekli değişime zorlayacaktır. Boğa çabalayıp kazanırken, Akrep zevkleri için dönüştürecek, değiştirecek, kendi formatına uyduracaktır. Boğa’da toplar, Akrep’de gömeriz açıkçası.

İki farklı (zıt) ucu görebilme ve farkına varabilme yeteneğimizin tezahürü. Bu fazda artık içgüdünün işi bitmiştir. İçgüdüye değil mantığı anlamaya ihtiyacımız var. Harekete geçmeden önce anlamak ve düşünmek, bir başka insanı veya durumu göz önüne almak; kendini görmek aynı zamanda öbür insanı da görmek durumundadır açığa çıkan enerji. Birlikteliklere, bir eşe veya ideal bir ilişkiye ihtiyaç duymak fakat mükemmeli (en ideal olanı) aradıkları için görüntülerle dolu bu Dünyada bu isteklerinin gerçekleşmesine olanak yaratmaktır. İlişki içinde kendilerini karşı tarafa ifade etmeyi öğrenmek veya kendilerinden daha üstün gördükleri bir amacı idealize edip onun vasıtasıyla samimi ifade şeklini deneyimlemek. Diğer bir deyişle kendilerini eşlerine ifade edebildikleri zaman, varoluşlarının benliklerini aşan bir sebebi olduğunu ve kendilerinden büyük bir nedeni ifade etmeyi de öğrenebilecekleri anlamına gelmektedir. Göğün göğsüne gömülen enerji ile hareketlerin objektif yapısı çizilmiş ve amaca yöneliktir. İçgüdü ve mükemmele duyulan arzular yok oluyor. Surlar var önünde şimdi aşabilirsen keyif sefa AKREP DOLUNAYIN da peki ya aşamadın bakalım teknik duruma!

Boğa dediğimizde aslında ilk akla gelen maddiyat, sağlamcılık, konfor, rahat, sanat gücü, değerli eşyaları toplama, güzelliğe düşkünlük, güvence amaçlı para sahibi olma arzusu, müzik, sevgi ve hislere önem verme. Boğa ekseninde ki bu buluşma tenselliğin ve cinsel temasın en güçlü vurgusunu oluşturuyor. Duygular ve düşünceler sabır ile doğru orantılı ilerlemeli diyor Gökyüzü! Ve sınıyor benim sevgili okurum varsa sabrın işin sonu sarı altın misali.
Herkesin Rasi Haritasında Boğa Burcuna mutlaka bir evi denk gelir. Lagna ve Aydan itibaren bu ev kaçıncı ev ise o evin konuları ile ilgili gelişmeler aydınlanır, sonuç alır zararlı evlere denk gelen YENİ AY evreleri üzüntü verici gelişmeleri tetiklerken, faydalı evlerde olumlu sonuçlar oluşur. Biz yine de sevmeyiz Yeni Ay’ı hele bunu hiç sevmedim Mars devre de yine Venüs teslim oldu Ketu’ya birde üstüne Mars Driştisi bakalım seyir eyleyelim neler olacak, dilimizin vardığınca anlatıyoruz sonra bir dünya eleştiri yahu Dolunay, Yeni Ay yazılır mı diyenler her gün insanları 12’ye bölüp, 12 ile çarpıp bir dünya yorum yapıyor biz kimseye dil uzatmıyoruz sizde yazın kardeşim kaleminize engel olan mı var? Ben neyi nasıl istersem öyle yazarım, söylerim bana engel olan yok! Engel olabilecek olan da! Yaradandan başka!

Boğa Toprak Grubundan, sabit niteliktedir. Asla vazgeçmeyen bir yönü vardır. Boğa enerjisini yoğun taşıyan bireyler ikinci bir şans umudunu her zaman değerlendiren çok sabırlı yegane kişilerdir desek yanlış olmaz. Akrep ise; dikkat, kuşku, kin, analiz gücü, sezgi ve ihtiras, hisleri gizleme, sevgiye ve dostluğa önem verme, cazibe, pişmanlık, cinsellik yansımalarını yoğun taşır.  Güneşin Vediğe göre BOĞA yerleşimi bizi bu eksene yoğunlaştıracaktır. Bitişler ve başlangıçlar gibi. Boğa’da karışanlar, Akrep Burcunda ayrılacaktır. Boğa’da rahata erenler ise Akrep’in 13 HAZİRAN Dolunayına soğuk, karanlık, gizem dolu kuytularına dayanabilirse ne âla. Zordur bu iki eksen sabit grup içerisinde Boğa; Toprak alanın da Akrep; Su Grubunda önemli değerlere sahiptir. Sabır çok gereklidir ya rest edersin ya pes dersin. Nedir bu ekseni bu kadar muazzam kılan? Alemin madde ise maneviyat dehlizleri giriş çıkış noktası. Kişisel tercihler devreye girdiğinde olanlar, olmayanlar etrafı daraltırken, çürük olanları ayıklarken sabrını ölçmek istersen Boğa’nın, yolun yarısını geçtikten sonra ”sil baştan” diye dalıvereceksin Akrep Burcunun kör noktalarına derdine derman bulmaya, ayrışmaya ve çözümlenmeye. Hem iyiyi hem kötüyü içinde barındıran tek yerleşimdir zodyağın 8.noktası. Akrep insanı tutkuludur. Cinselliği saf ve esaslı yaşadığı söylenir. Özellikle burcun erkeği zor bir eştir. Sık değiştirdiği sevgilileriyle tanınır. Akrep burcu, dedektiflerin burcudur. Olayları çözmede basit yol yerine karmaşık yolu seçmeleri de bundandır. Hayat onlar için oyuna benzeyen labirent gibidir. O yüzden önemli bu YENİ AY ve sonrasında ki AKREP Dolunayı!

Ayrılık bir sanattır. Sevdiğinden ayrılmak, işinden ayrılmak, eşinden ayrılmak, mevcut düzenini bozmak, bunların hepsi köklü değişim formatları neticesinde taşıdığın olgunluk kadar seni sınar. Karşınızdakine ve kendinize saygı göstermeniz gereken, doğru yerde, doğru zamanda, doğru sözlerle atılması gereken bir adımdır, acıtmadan, kanatmadan, çamurlaşmadan, bulandırmadan. AYRILIK ne kutsaldır en az KAVUŞMAK kadar. Hakkıyla icra edebilene. Değişim, dönüşüm temalıdır Boğa-Akrep ekseninde ki Dolunaylar, Yeni Aylar, Tutulmalar, beceremezsen vazgeçeceksin demektir, sınıfta kaldın demektir, sabrın sınandı sana altın yerine bakır verilecek demektir.
Sen şimdi benim canım okurum ”Ne ekersen onu biçersin” neden suçlarsın KADERİ! Neler yükledin geçmiş yaşamlarından karmana. Her şey tıkırın da giderken şikayet merci aramazsın kendine 🙂 YENİ AY etkileri her zaman bitirir, öldürür ve gömer mecazi anlamda çürüyenleri. Öyle torpil yok kimseye, kayırmaz, seni beni, Yaradan ömrüne verdiği tüm değerlerden hesap sorar bir bir. İşte YENİ AY enerjileri de bu anlamda, sen yüzleşmiş isen BOĞA tarafın ile, O da, öteki de sevdiğin, sevmediğin, herkes yüzleşiyordur bir tarafıyla. Vicdan er ya da geç konuşturur en dilsizi bile. Sanma ki sıra sana gelmeyecek 🙂 Bu işler para ile değil, sıra ile bu gün bana, sana yarın O’na.

”Mutsuzum, şikayetçiyim, aşık değilim, yalnızım, evim yok, işim yok, eşim yok, hiçbir şey istediğim gibi gitmiyor, gücüm yok savaşmakta istemiyorum” diye ne mailler geliyor sizlerden! Düşün şapkanı önüne al ve düşün yada düşünme haline otur şükret. Arada bir hastane ziyareti yap, gör bak yurdum insanı ne hallerde. Bak gördün mü neler oldu kader işte yazgı o göçük altından canlı çıkan kişilerin Rasi haritalarında ki Maraka gezegenler çalışmadı. O halde aldığın nefese şükür et ve bu ölümlü dünya da bitir içinde ki nefreti zira bu gün var isek yarın yokuz devr-i alemde. Ayıkla, at ne var ne yoksa, ölenlerin, terk edenlerin, ayrılmayı seçenlerin yasını tutma artık dirilere bak lütfen yaşam sahnesinde son kullanma tarihleri gelmiş ki evren ayırmış yolları hala saklayarak hatırlayarak GERME kendini. Gidenlerin yeri NUR ile dolsun. Unut seni unutanı, uğurla, seni çoktan uğurlamış olanı, netice itibari ile GİDEN GİTMİŞ, GEÇEN GEÇMİŞ, HAK YERİNİ BULMUŞTUR. 🙂 Sen yarınlara bak…! (Aptallıklarına da doyma, her birini tecrübe say, Adam yerine koyduğun, İnsan diye güvendiğin ucubeleri, kendine güveni olmayanları unutma). Hiç birimiz mükemmel değiliz ama samimi, dürüst olabiliriz. Bu kadar temizlik için MAYIS ve HAZİRAN ayı Göksel enerjiler, akıl ve irade yoluyla devreye girdi zaten, sen sadece kalıbına uyduracaksın. Eğer becerebilirsen bu BAŞARI yada BAŞARISIZLIĞIN müsebbisi de sensin!

YİNEDE YARADAN BİLİR; Birleştiren ve ayıranın ne olduğunu? Kaybettiğin, unutamadığın başka bir suret ile dönecektir sana ne anlattım yukarı da KARMA çalışıyor. Sen Kaderi suçlama! 🙂

İnsan olmanın keyfi, sonsuz varlık sahasında dolaşmaktan bu sahayı özümsemekten ve idrak etmekten geçiyor aslında. Dolunay ve Yeni Ay fazları olmasa günümüzün gerçeklerini deneyimlemek ütopik bir hayalden öteye geçememek gibi olur. Uzun zamandır gözlemliyorum her Dolunay ve Yeni Ay fazı o Ay’ın gündemini belirliyor yorumlarda adeta kılavuz vazifesi görüyor. Belki de Rasi Haritam da bu kadar Jüpiter etkisi barındırırken, Lagna yöneticisinin Ay olması beni çok yakın kılıyor Ay evrelerine. Ve bir kez daha şükrediyorum BALIK olarak dünyaya geldiğime. Tabi ben bunları bu siteyi takip eden ve yazdığım kelamlara hürmet edenlere söylüyorum, onlar beni dinliyor biliyorum.

Astroloji camiasında her şey bu kadar yalın anlatılırken ”ama hala ama”larımız var işte komik olan yanı da burası 🙂 Aralık 2012 zamanlarıydı yanlış hatırlamıyorsam eski bloğumu takip eden bir takipçime kısacık bir yorum yapmıştım. Yaptığım yorumdan hoşnut kalmamış ağır bir üslupla birde eleştiri de bulunmuştu. Geçenler de bana yazmış ”ne zaman hayatım düzene girecek” diye isyanları oynuyor. Bu tür yaklaşımlara hiç aldırmıyorum, kendi yaşanmışlıklarımı anlatsam belki de haline şükürler edecek ama tecrübe işte 42 yaş tecrübesi, bedelleri ağır olan tecrübeler silsilesi. Tabi yaş 42 olunca bütün dersler alınmış, bütün hesaplar ödenmiş, garsona bahşiş bile bırakmış oluyorsunuz. Yaptığım yorumlarda en son söylenecekleri en başta söylüyorum İnsanların duymak istemedikleri türden olumsuz yorumlar eee bu da Vediğin farkı PAMUK PRENSES MASALI anlatmıyoruz. (İnşallah yazıyı buralar da terk etmemişsinizdir). 🙂

Çok ısrarla istiyorsanız hani derler ya ” Arayan Mevlasını da belasını da bulur”. Ancak TUTKUYLA istenen her şey dersiyle beraber gelir. Sen ezber ettiysen tüm derslerini sorun yok o halde antremanlısın demektir. Tutku aşırılıktır, Aşkın bir üst oktavıdır. Tutkulu bir Kadın olarak bu duyguyu anlamış ve hazmedememiş biriyken, varsa vardır deneyimlenmesi de kaçınılmazdır. Ama ister tensel olsunlar ister tinsel, tüm tutku nesneleri yaşamımıza derslerini arkalarında gölgeleri gibi sürükleyerek gelirler yazık ki! Yaşam süresince kısmetimizin ne olduğunu bilemeyiz. İşte TUTKU ve ARZU adına önce itildiğimiz sonrasında ise yeniden ÇEKİLDİĞİMİZ tüm konular çözüm ve inşa istiyor buyurun bakalım.

Hayatınızda olan belirsizlikler, bir dargın bir barışık haller, bir bir çözülmeye başlayacaktır bundan sonra, bu hepimiz için geçerli sadece farkında olmak ve olmamakla alakalı, fark eden için cennete bir bilet, fark etmeyen için ise, kendi cehenneminde serzenişli, şikayet dolu hayatlara devam. Çokta büyütmenin manası yok! Ya konuş, yada SUS sonsuza kadar! Beklemekten yorulanlar, önlerine gelen ilk fırsatı değerlendirsinler diyorum kısaca her manada 🙂  YENİ AY’ın hemen ardından sabit bir Burçta meydana gelen enerji aslında Yerküreyi de ilgilendirir. Ve şimdi klasik Vedic öğretisi olarak değil daha çok Edebi ağırlıklı sunduğum, makbul gören DOLUNAY zamanları kadar sevilmeyen Yeni Ay zamanları başlangıç ve sonların ifadesi, yaşam içinde oluşacak önemli kadersel olayların tetikleyicisidir. Satürn’ e özgü bir düzenleme ihtiyacı, kontrol etme, gözden geçirme, zorlanma sürecinden geçen öncü grup TERAZİ-KOÇ-OĞLAK-YENGEÇ mahvoldunuz biliyorum. Ay; duygular üzerinde hakimiyet kurarken Satürn karmik döngünün efendisi olarak gelecekle ilişkilidir, gelecek garantisi, güvencesi, endişesi ve daha çok dünyevidir bu yönüyle, finans alanı, iş hayatı, ortaklıklar, eşler arası mülkiyetçilik, geleceğe uzanacak hedefler, mülkiyet edinme planları, yaşamın zor yönlerini görüp tedbir alma gereği gibi konulardan da sorumludur. Zorlu süreçlerde bu yazdıklarım dahilinde kayıplar yaşatırken olumlu süreçler de ise kazançları göz ardı edilmemeli. Satürn Retroların da tanıştığınız kişilere dikkat ediniz, geçmiş yaşamdan tanıdığınız biridir mutlaka 🙂 ve aranızda yaşanılacak her ne ise YALAN başrollerdedir. Satürn retrosunu köşe evlerinde deneyimleyenler Temmuz’a kadar sorunları hallettiniz ettiniz etmediyseniz Gezegen düzeldiğinde vay halinize. Bizati deneyimledim Efendim!

13 HAZİRAN Akrep DOLUNAYI Zodyağın; en doğa üstü, en sır dolu, en güçlü evi. Akrep’in başarısının temel anahtarı, her şeyin derinine inebilmesin de ve analitik yaklaşımlarındadır. Evren sebep sonuç ilişkisi üzerine inşa edilmiştir. Ol dendiği gibi YOK OL ifadesi de Yaradan tarafında elbet zikir edilecek. Ve bu enerji Gökyüzünden, Yeryüzüne inecektir. İşte hayat, hep böyle devam edip gidiyor; bir vuslat, bir veda, bir hüzün, bir sevinç, bir feryat ve figan. Her şeyin başı sağlıklı ortamlarda yaşayabilmek. Karanlığın ve yalnızlığın kalbinde biçare ayrılık acısını yaşadı vakitsizce analar, bacılar, çocuklar! Seyir ederken öğrendik de vicdan denen olguyu yine de kaybetmedik. İçimiz acıdı şükür ki İnsanız hala! Nefes aldığımız sürece içimizi yakacak, kolay unutamayacağımız hatırladıkça insan olmaktan utanacağımız bir ayıptır SOMA!

Göklere yakarışımdır bu…..
Çekilen tüm acıların hesabı, bana yazılsın…..
Kılıç olup baş kesen, haykırışların tümü beni boğsun…..
Matemli anaların ciğerindeki ateşlerde yanayım…..
Babasını bekleyen çocuğun gözyaşları naşımı yıkasın…..
Her cesette kardeşini arayan bakış kör etsin ferimi…..
Ecelin arayışlarından kaçan canım af olmasın ki bu matem benim…Edresmet

”HİÇ BİR ŞEYE DEĞMEYEN BU DÜNYA DENEN ÇÖPLÜKTE” en büyük hediyenin aslında AFFETMEK ve VUSLAT olduğunu düşünmeden edemeyeceksiniz. İnsan yorulur bazen İnsan olduğundan, bunu da iliklerinize kadar hissedeceksiniz bu Yeni Ay’da! Hayatımızın kaçınılmaz ikilisi olan vuslat ve vedalarımızın; Aşk, sevgi, saygı ve vefalarla dolu olması dileklerimle. Boğa’da azmedip, Akrep’de doyuma ulaşmanız neticesinde cehennem yerine cennet olsun DÜNYANIZ! (ettiysek bir kusur af ola! Hani imla kuralları açısından 🙂 …..)

AY ve LAGNA eksenlerinize göre etkilerini vereceğim fakat bu etkiler çok yüzeyseldir her birey yaşadığı Dasa ve transitler neticesinde nasiplenecek demektir.

AY ve LAGNA KOÇ-TERAZİ Ekseni: YENİ AY Koç Burcuna göre 2.Ev, Terazi konumuna göre ise 8.Evde gerçekleşiyor. Bu durumda Terazi gizliden gizliye izlediğin, çizdiğin, zihninin derinlerine gömdüğün her ne ise çıkıvericek su yüzüne zira 8.ev sırların çözüldüğü mistik bir alandır. Çok dikkatli olmalısınız ortaya çıkacak bu sırlar neticesinde BİTİŞ temalı olgular birden gündemlerinizi değiştirebilir. 8.Ev su burcu ile bağımlıdır ve bu nedenle kendini anlama (moksha) veya ebedi özgürlük evidir. Hayat, Yaşam uzunluğu, Ölüm, Vasiyetnameler ve miraslar, Sigorta kazançları, Ortak paralar, Ortaktan (nafaka dahil) gelecek paralar, Kazalar, Uzun süren hastalıklar, Kronik rahatsızlıklar, İtibar kaybı, talihsizlikler, Sezgi, Ökült bilimler, Gizli güçler, Cinsel güç, Cinsel hastalıklar dikkat edilmesi gereken ve gündem oluşturacak konular arasındadır. 2.Ev ise kendi potansiyel yeteneğiniz ile kazandığınız Dünyevi varlık, para, Aile, Aile mutluluğu, bilgi, konuşma yeteneği, Eğitim konularının söylenmesi gereken sözlerin ve yalanın yada doğru sözün şeklini tarif eder. Sizin için de sırlar söz konusu olacaktır. Alkol tüketimi için özel dikkat diyorum. Kimseyle özel konularınızı paylaşmayın lütfen.

AY ve LAGNA BOĞA-AKREP Ekseni: YENİ AY Boğa Burcuna göre 1.Ev, Akrep Burcu yerleşimine göre 7.Ev öncelikle BEN dediğiniz, egonuzun, libidonuzun, sağlığınızın, görselinizin, romantizm ve tutkularınızın, derinlemesine ruhunuzca sorgu yapacağını belirtmeliyim. Buna karşılık ise AKREP’e düşen; Evlilik yaşamınız, Eşiniz ile kuracağınız diyaloğunuz, Seks tutkunuz ve şehvetiniz, Her çeşit ortaklı konular ve varsa ortaklarınız, Mahkemesi olanlar içinse nihai kararların gündem oluşturacağının altını çizelim. Radikal kararlar alabilirsiniz. Maddi durumunda söz konusu.

AY ve LAGNA İKİZLER-YAY Ekseni: YENİ AY İkizler Burcuna göre 12.Ev, Yay Burcuna göre ise 6.Ev şimdi iki zararlı nokta. Öncelikle YAY Düşmanlar, rakipler, kıskanç insanlar, hastalıklar, ile uğraşabilirsiniz bir de Dayınız yada kuzenleriniz varsa şayet canınızı sıkabilirler. Yediklerinize dikkat edin. Mevcut konumunuzda iş değişikliği yada çalıştığınız ortamda ki çevreniz ile ilgili değişiklikler söz konusu olacaktır. Sağlık önemlidir bu evde. İkizler 12.Eve göre; Masraflar ve harcamalar canınızı sıkabilir. Yatak zevkleri, cinsel fanteziler biraz sınanacağınız nokta, uyku sorunu da yaşayabilirsiniz. Gizli Düşmanlarınız açıkça kendilerini ifşa edecekler sonra bana demedin demeyin 🙂 Tüm bu sıkıntılar mahiyetinde maneviyat arayışına yönelebilirsiniz.

AY ve LAGNA YENGEÇ-OĞLAK Ekseni: YENİ AY Yengeç konumuna göre 11. Ev, Oğlak konumuna göre 5.Ev. Oğlak’lar için Çocuklar adına üzüntü, zekanızın kıvraklığının önem kazanması, geçmiş anılarınızı sürekli hatırlamanız, spekülasyon yaratabilecek durumlar, romantizm ve Aşk adına bitişler ve yeni başlangıçlar söz konusu. Yengeç’ler ise arzu evinde ki Yeni Ay; Arzular, hedefler, başarma tutkusu, büyük amaçlar, istekler, karşınıza çıkacak fırsatlar, Arkadaşlar, varsa büyük kardeşler, kazançlar, mevcut varlığınızı koruma, ile alakalı konuları gündeminize taşıyacaktır. Büyük bir sevinç yada büyük bir hayal kırıklığı söz konusu olacaktır özellikle ilişkiler adına.

AY ve LAGNA ASLAN-KOVA Ekseni: YENİ AY Kova konumuna göre 4.Ev; Anne, Annenizin sağlığı, Anneye duyulacak özlem, Kalp (duygular ve tutkular) 🙁 mutluluk, arazi, sabit değerler, gayrimenkuller ve araçlarınız adına üzülebilirsiniz. Vesile ile Annenizin yada kendiniz için KALP kontrollerinizi yaptırmanız gerek diye belirteyim. Aslan; 10.ev ile kariyerin de merak edecek bir kaygı söz konusu, üst düzey yöneticiler tavırlarınızı yanlış algılayabilir dikkatli olmanızda yarar var. Toplum önünde şahsınıza yönelik sizi üzecek gelişmeler yaşayacaksınız. İş değişikliği de söz konusu olabilir.

AY ve LAGNA BAŞAK-BALIK Ekseni: YENİ AY Balık yerleşimi için 3.Ev; Varsa Kardeşleriniz, cesaretiniz, serüven yaşama arzunuz, kişisel gayretiniz, yaşam enerjiniz, sezgisel mekanizmanız, motivasyonunuz, arzu ve istekleriniz yakın çevreniz ile kuracağınız iletişim konularında üzüntü verici olabilir. Yanlış anlaşılma ihtimali ile oluşabilecek kırgınlıklar. Sağlık adına Göğüs kontrollerinizi ihmal etmeyin derim. Başak eksenine göre; 9.Ev Şansınız bir süreliğine izine ayrılmak ister gibi hissettim yazarken Babanız varsa şayet sağlığı adına ilginç gelişmeler yaşayabilirsiniz. Uzun yolculuklara dikkat edin lütfen ve Hukuksal konulara. Yüksek Eğitim sürecinde olan Ay Başak’lar ise kendilerini oldukça bunalmış ve yorulmuş hissedebilirler.

Yeni Ay yeniliklere gebe değil bilakis finallere gebe! 28 MAYIS 2014 Boğa Yeni Ayı etkilerini Ülke Natalına göre ayrıca kaleme alacağım. Gelecek günler, geçirdiğimiz günleri aratacak nispette!

Saygılar

AYŞEN TOK