GAFLETİN PERDESİ

Bu bir rüyaydı farzet…

Ne kadar önemlidir uyku, sinirlerin dinlenmesi, vücudun dinlenmesi kadar beynin dinlenmesi de önemlidir. Sağlıklı bir uyku hiç tasa ve kaygı taşımayan bünyede oluşur. Uyku hali gelmedikçe de zorla uyunmaz. Uyku ve rüya hakkında birde Vedic Astrology penceresinden bakış hali var ki açıklamalar ve yapacağım analiz daha çok dikkatinizi çekecektir. Ölüm de öyledir. Yaşam son nefesin verileceği ana kadar hiç bitsin istenmez ve sonu bilinmeyen meçhul hakkında kimse de bilgi veremez. 🙁 Vediğin ve Vedic Astrologların kuralıdır kimseye ölüm zamanı söylenmemelidir. Tespitin sağlıklı olabilmesi için doğum saatinin saniyelerine kadar doğru olması gerekir.

Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen güzel hülyalar görür, güzel hülyalar gören de hayatından lezzet alır.

Rüyalar genel olarak altı türde ele alınabilir. Bunlar;

1.) BİRİNCİ TÜR RÜYA: Kafası yorgun, devamlı bir konuyla ilgilenen kimse uyuduğunda rüyasında karmakarışık şeyler görebilir. Veya bu insan ilgilendiği, önem verdiği konuyu da görebilir. Bu tür rüyalar yorumlanmazlar. Örneğin televizyonda veya başka bir yerde heyecanlı bir sinema filmi izleyen kişi, rüyasında aynı şeyleri görebilir. Bu durum sadece etkisinde kalmaktır. Yani gerçek rüya değildir.

2.) İKİNCİ TÜR RÜYA: Kabus veya karabasan denilen rüyalardır. Bunlar genellikle iyi başlar. Uyuyan kimse hoş bir olay vb. ile ilgilendiğini görür ve sonra bu rüya birden korkutucu bir hal almaya başlar. Güzel görüntü değişerek insana dehşet verir. Kabusların açıklamasını sinir doktorları ve psikanalistler yapmaktadırlar. Yani bu tür rüyalar yorumlanmazlar.

3.) ÜÇÜNCÜ TÜR RÜYA: Olduğu gibi çıkan rüyalardır. Böyle rüyalar çok değerlidir. Genellikle sezgisi güçlü olanlar, medyumlar hemen çıkan rüyalar görürler.

4.) DÖRDÜNCÜ TÜR RÜYALAR: En sık rastlanılandır. Yani uyuyan kimse rüyasında türlü şeyler görür. Sabah uyandığında da bunlardan bazılarını anımsar. İşte bunlar yorumlanabilir.

5.) BEŞİNCİ TÜR RÜYALAR: Rüya içinde görülen rüyadır. Genellikle insan rüyasında gördüğü rüyayı da yorumlar. Bu tür rüyalara da çok dikkat etmek gerekir. Çünkü böyle rüyalarda yapılan yorumun gerçekleşme oranı çok yüksektir.

6.) ALTINCI TÜR RÜYALAR: Rüyaların en ilginç sayılandır. Bu tekrarlanan rüyadır. İnsan, aynı rüyayı sık görür. Örneğin; rüyasında daima aynı eve girdiğini , aynı sokakta durduğunu vs. görebilir. Böyle yinelenen rüyadaki şeylere dikkat etmek gerekir. Bu sayede insan bir süre sonra neyle karşılaşabileceğini anlayabilir.

Aristo, rüyaların günlük hayatta meydana gelen olayların birikimi sonucunda oluştuğu fikrini ortaya atmış. Aristo, rüyaların insanın sağlığını yansıttığını ve rüyalar sayesinde çeşitli hastalıkların iyileştirilebileceğine inanıyor. Modern tıbbın kurucusu olan Hipokrat da bu fikri destekleyenlerden. Ünlü psikiyatrist Sigmund Freud, rüyaların ruhsal hastalıkları anlamak ve tedavi etmekte çok önemli olduğunu savunuyor.  Günümüzde bazı bilimciler rüyaların beyin biyokimyasının bir yan ürünü olduğunu ve özel bir amacı olmadığını ifade ediyorlar. 🙁 Ancak, halen araştırmacıların çoğu rüyaların bir işlevi olduğunu ve bunların tedavi amaçlı kullanılabileceğini düşünüyorlar. Bu genel anlamda da böyledir. Güzel rüyaların etkisinde pozitif düşünürüz, kötü rüyalar ise zihinde kaygı uyandırır.

Bazen bir sihir olur bitmesini hiç istemediğimiz rüyalar görürüz. Sevdiğimiz, özlediğimiz İnsanlar gerçek siluet ile süslerler uykumuzu. 🙂 Bazen de karabasanlar çöker, gerçek hayatta nefret ettiğimiz kişiler girer uykumuzun en tatlı anında, gecemiz de uykumuz da kabus olur. Hisler ne kadar önemlidir. Rüyalar da alınan mesajlar.

Hint sisteminin gizemli yanlarından bir tanesi de haritada “Maraka” gezegenleri tespit ederek hayatın ne kadar süreceğini hesaplama olanağıdır. Maraka gezegen yaşam sonunu belirleyen gezegendir. Ortalama yaşam uzunluğu tespit edildikten sonra yaşanacak gezegen periyotları incelenerek ölüm tarihi bulunur. Burada açıklamaktan imtina ettiğim başka yöntemlerle kişinin ölüm tarihi ve günü bile bulunabilir. Bu bir çok insan için oldukça şaşırtıcı ve saçma gelecektir Vedic Astrology bu nedenle “Gizli İlimdir”. Maraka ev yöneticileri ya da bu evlerde yerleşmiş gezegenler insanın yaşam sonunu getirecek güce sahiptirler. Ayrıca belirtmek isterim ki Maraka ev dönemi yaşayıp haritasındaki yaşam uzunluğu nedeniyle ölmeyen insanlar yine de çeşitli sorunlar yaşamaktadır. Vedic Astrology öğrenmek, analiz yapabilmek, bu ilmin içerisinde yer alabilmek her kula nasip olmuyor, ben inanıyorum ki TANRI Vedic ASTROLOGLARI özel seçiyor. Seçtikten sonra bilgiyi herkese nasip etmiyor.

Vedic Astrology 4.ev yerleşiminde hislerimizi, uyku halini, 12.ev ve yöneticisi ise yine uyku ve rüya değerlerini analiz eder. Ölüm konularını hiçbir Vedic Astroloğun girmek istemeyeceği ve insan motivasyonu açısından benimde değinmeyeceğim bir konudur. Fakat ölüm zamanı tespiti ile alakalı bildiklerimi sizlerle paylaşacağım. 2.ev ve 7.ev yöneticisi olan Maraka Gezegenleri ölüm sonunu, 8.ev yöneticisi ve yerleştiği burç, aldığı görünümler ise ölümün nasıl gerçekleşeceğini belirlerler. Dasa periyotu geldiğinde Mars ve Satürn gibi doğal zararlılar devre de olacaktır. Fakat ölüm 2.ev yada 7.ev yöneticisi Dasa yada andardasa sürecinde gerçekleşir. Yaşamın akışı içinde ölüm Maraka gezegen dasa sürecinde gelmiyorsa, zararlı evlerin yöneticileri veya bu evlere yerleşen gezegenler de Maraka olurlar. Zararlı evler 6, 8 ve 12. evlerdir. Bazı haritalarda gördüğüm kadarı ile 8.ev yöneticisi de Maraka Gezegen görevi işlevinde çalışıyor.

Ölüm bilinmeyen bir sondur. Yıllardır Astrologların en fazla merak ettiği bir konu. Bu gerçeğin dünyadaki her şeyden daha önemli olduğunu iyi anlamak gerekir. İnsanın, hayatında karşısına çıkacak muhtemel olaylar kaderimizdir. Ebedi kurtuluşu isteyen insanlara, Allah Kuran’da şöyle emreder:

”Ey iman edenler, Allah’tan korkun. Herkes yarın için neyi takdim ettiğine baksın. Allah’tan korkun. Hiç şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Kendileri Allah’ı unutmuş, böylece O da onlara kendi nefislerini unutturmuş olanlar gibi olmayın. İşte onlar, fasık olanların ta kendileridir. (Haşr Suresi, 18-19)”

Ölümcül, çaresiz bir hastalığa yakalanan birisinin öleceğine kesin gözüyle bakılır. Fakat ona bu gözle bakanların da er ya da geç ölecekleri kesindir. Gaflet yüzünden, işin bu yönü bu tarz kişilerin aklına gelmez. Oysa belki de ölüm, kendisini bu “ölümcül hasta”dan çok daha önce, hiç ummadığı bir anda yakalayacaktır. İşte bu da kaderdir ve kaderin şifresi Vedik horoskoplarda gizlidir. Uzun ömür göstergeleri Satürn ile yükselen ve Ay arasında ki görünümler ile bağdaştırılsa da ölümü getiren gezegen Satürn, tetiğe basıp Azrail’i göreve çağıran gezegen ise Mars’tır.

Yakınları, ölüm döşeğindeki hastalarının durumuna üzülürler. Ama bir gün kesinlikle ölecek olan kendilerine de üzülmek akıllarına gelmez. Oysa, bir olayın eninde sonunda gerçekleşeceği kesinse, bunun yakın ya da uzak olması verilen tepkiyi değiştirmemelidir. Karma yasasına göre yeniden Dünyaya gelme bilinci bana her şeyi unutturdu.

Eğer ölmek üzere olanlar için üzülmek gerekiyorsa, yalnızca ölüm anında değil herkes birbiri ve kendisi için şimdiden üzülmeye başlamalıdır. Sonuçta herkes bir gün fani olacaktır. Yada içinde bulunduğu gaflet perdesini yırtmalı, ölümün gerçek anlamını kavramalıdır. Keyif içerisinde yada üzüntü içerisinde geçen bir hayattansa, rahat, yatağında acısız bir ölüm pek değerlidir.

Sevgiler…

Ayşen Tok