Şerefli Bir Hesaplaşma

“Bakışı bakışa ekleyerek bakmayın”, buyrulmuştu, bakışı bakışa ekleyerek baktım ona. Yüzü küçülen Ay gibi gölgeli bir aydınlıktı. Oysa adımla adı arasına haram sözcüğünün harfleri düşecek olana bakmamıştım hiç..”

( İsimle Ateş Arasında /N.Bekiroğlu )

Çok sesli düşünüşler Ay aydınlığında hüküm verecektir tüm duygulara. Günahı  yok, sevabı çok bir yıldır 2018. Kime ne kadar çok iyilik yaparsanız yapın, kişi sizin hep iyilik αmαçlı yaptığınız kötülüğü konuşur..!! Böyledir bu işler nankörlük insanlığın mayasında var. O yüzden ahd-e vefası yüksek insanlardan oluşsun dünyamız. Tövbeleri hep bozmaya. (Balık fıtratı) Herkesi kendi ayıbına terk eylemek de yüceliktir ve terbiye ile ahlakın simyasını oluşturur. Hayatımı hoş ve boş edenler çiçek sunayım dedim. Belki utanırlar…! Kulun ettiği duanın kabulü, arz ediliş hali hepsi önemlidir. Merhametsiz iç çekiş, belki de karanlıklar da ki yürüyüşümüz, belki Yusuf’un bir çareliği, top yekün deve yüklü kervanlar gibi artık uykusuz geceler. Zira şakaklarımızdan fışkıracak bu gidişle dertler…

31 Ocak 2018 saat:15:30 Yengeç burcunda Aslesha Nakshatra da Merkür yönetiminde zehir zemberek sözler eşliğinde ağlamayalım ama gökyüzünden dökülen pembe mutluluklar elbet yaralarımıza tuz basacaktır. Belki de suretimize işlenen kaderin resmi çıkacak ortaya o acılar sayesinde ki usta duyacak sesimizi…! Lagna İkizler burcu tutulma anında yöneticisi Merkür 8.ev alanında Oğlak burcunda yerleşmiş. Arkadaşları Güneş, Venüs ve Ketu. Olmadı şimdi! Bu enerjinin akustiğinde hangi geçmiş zaman ki filmi izlemeyi unuttuğumuz? Tozlu geçmişimizin hatıraları arasında canımızı yakan, yüreğe iğne gibi batan beynimizin köşesinde iltica bir ayaz, buğulu gözlerimizde ise hüzün. Gök üşüyor Kala Sarpa Yoga zemherisinde. Hayat dengesi bozuk bir beşik gibi bazen hızlı bazen ağar aksak! Gözyaşı eşlik ederken ruhumuza gezegenler eşliğinde yalnızlık. Susalım bazı kelimeler  yine gelip bizi vurmasın….Göreceğiz isyanların kaçıncı kez dirileceğini 15 Şubat 2018 Kova burcunda ki Güneş tutulmasında zira harman olan bu enerjinin tam anlamıyla etkisindeyiz.

Bir nefeste okunacak kadar kısayken alın yazısı, ne saçma hayattan büyük beklenti içinde olmak…Bazı insanlar kaybedilmeyecek kadar değerlidir. Kaybettikten sonra anlaşılan kıymet aslına RÜCU etmektir. Değerlerle birlikte yok olan güven duygusunun telafisi asla yoktur. Neden güven dedim ki çünkü Yengeç ve Oğlak özünde ki en önemli metafordur güven olgusu. Gökyüzünde Rahu ve Ketu eksenlerı arasında sıkışan gezegenler eşliğinde vals var. İişkilere özel detağıyla ayrıntılara ışık tutacaktır. Ay düğümler ve Jüpiter arasında çok ciddi bir kare görünüm var. Yaşadıklarınız seçimlerinizden ziyade kadersel temalı olacaktır tabii herkes için geçerli değil. Tıkanma ya da akış bireysel analizlerinizde saklıdır desem de verilen ani kararlar büyük pişmanlığa sürükleyecektir bizleri ilerleyen günlerde. Venüs Oğlak burcunda ve Güneş ile Ketu arasına sıkışan hali ile hem gönül meşrebimizi ilgilendiren konular da hem de genel mutluluğumuzu sorgulattırırken giden birinin ardından yapılması gereken tek şey, geri dönmesini beklememektir. Eğer geri dönerse tekrar kalbiniz paramparça olur çünkü o an bilirsiniz tekrar gidecektir ama yapamazsınız, bile bile kabul edersiniz kendinize çektireceğiniz tüm acılara davetiyedir böyle tutulmalar da verilen ani kararlar. Olanı olduğu gibi kabul etmek amma velakin yaşanması KADERDİR! Hele ki bu görünümlerle enerjiler tamamen içimize dönmüşken sakın denemeyin derim. Neden mi? Bazen gözyaşınız içinize akar. İnsanın içini yıkması da önemlidir.

Ah şu düğümleri seyri!  Ruhta bir garip vesvese,  umudu bir kuşun kanadında arayan ben ve benim gibiler rengine aldanıp kendinizi kaptırdığınız o karakterlerin yüzleri ile tanışma vaktidir. Vedik astroloji sonsuz basamakları olan bir minval ve yaşadığım Venüs dasa etkisiyle kemâle erme yolculuğumda dehlizin en dibindeyim sadece başlangıç kabul ettiğim sürecin ilk yılında iyimser olmamayı ve kalp duvarlarımı yükseltmeyi öğreniyorum galiba. Her Dolunay ve Yeni AY oluştuğu burcun ruhani dürtülerini idrak etmemize vesiledir. Projektör vazifesi üstlenen AY bizlere, cemalimize, zümremize, bilincimize, nefsimize gökten zuhur edecek düşüncelere vesiledir. Deneyeceğiz yine alev almışken kalbimiz soğuk sular dökünüp yangını söndürmeyi. Deneyeceğiz yine kimimiz ak kimimiz kara kara kaftanları giyinip, baktığımız aynaları kırmayı. Deneyeceğiz yine bir mucize, bir vahiy meşru yanı kalmadığına inandığımız yaşamlarımıza özellikle AY ve Lagna konumu Balık-Başak-İkizler ve Yay ile Boğa olanlarınız bekleyeceksiniz. Hayat herkesin kabul ettiği kadar hayattır, sağlıkta öyle, namusta, dürüstlük ve gece ve gündüz ve saflık ve sahtekarlık yaşayacaklarınızı düşündükçe bu sözlerin anlamı altında eziliyorum ben. Ürkütüyor beni bu düğümlerin enerjisi, yaşatacakları. Hazırlıklı olmadığınız ve sizlere söylemediğim yaralar var kapanmaz çocukların yaşamlarında…Umudumuz gökyüzün de saklı. En büyük hazine önce sağlık sonra sevgi dolu bir kalptir. Dünyevi değerler tıpkı mevsimler gibi gelip geçicidir ama insanın sevildiğini bilmesinden daha doğal bir şifa tekniği olamaz.

Şimdi Satürn Yay seyrinde hele bir Retro süreci başlasın, içip içip gökyüzünü sarhoş edeceğim sizleri. 🙂 Bakalım hislerinizi dile getirebilecek miyim?

“Düşler ağlıyor nicedir içimde, yarım kalan düşler! Bilmem ki sen ne haldesin? Sevinçlerimle harmanlanıyor gökyüzü, Dolunay, Ay ve yıldızlar ağıt yakıyor halime. Bir kış ayazında kopacak fırtına hayallerimi getirir mi sana? Görmediğin gülüşlerimi, koklamadığın kokumu, içimde ki sesimi, gecenin utangaç saatleri vurduğunda, gözlerime gelmeyen uykumu, avuçlarımdan akıp giden özlemlerimi, süzülen yaşlarımı…Sevgi meleklerinin kanatlarına tutunup sarıp sarmalasaydık bu sevdayı!’’

Bir adam yaşadığı mahcubiyetin utancıyla kaçarken, bir kadın aşkın haşmetinde derinlere dalar. Hayat şimdilerde azgın nehirler gibi bazılarınız için bazılarınız içinse durulmuşa benziyor. Aldanıyorsunuz. Ay ışığı duble olduğunda sesler uzanırken göğün zirvelerine ve gözyaşı umarsızca süzülürken gözlerimizden yitip giden bu hayatta aşina olduğumuz mutluluk bizlere uğrar mı? Bakacağız. Elbette ki uğrayacak ya da ararken yitip gidecek bu ömür. Sessizce ya da sesli nice hazanlar atlattık, nice sevgilerden geçtik. Ani bir sağanakta AŞKA tutunacağımızı hesap etmedik! ”Bir rahmet yağsa da göğün göğsünde kalplerimizin yoksulluğu dinse! Bir sağanak yağsa da göğün göğsünde bende bıraktığın varlığını yok etse!”.

“Geçmişi yargılama ben artık orada yaşamıyorum.” Desek de geçmiş Şubat-Mart süresince başka başka silüetlerde önünüze gelebilir…Tutulma etkisi ve Kova burcunda oluşacak enerji alacağı görünümler ile sevgilinin gönül telini titretir. Ada’mın burnunu sızlatır. Bilemem kalp mevzusu ince ve hassas ayar ister! Fakat bir şeyi söylemeyi unuttum. Kafam Leyla kusuruma bakmayın. Şimdi Leyla demişken sürüklendiğiniz çölse gündem konularınızı çözün, çözmez iseniz kördüğüm karmanızı hazırlıyor ve konular 2019 senesinin Mart ve 2020 yılının Ocak ayına kadar devam edecek demektir. Bir gün gelir her gemi sığınacak bir liman bulur…

YAŞAM; yorgun, bu yüzden en çok limanları seçiyorum beklemek için. Balık denize aitse bize her yer mavi, şimdi kendi mavimi arzularken ben, düşünüyorum ne yazma mı isterseniz onu yazayım. Çünkü; gökyüzü öylesine zorluyor ki hepimizi, sizler birer inci olun ki okyanusun dibinde, kıymetinizi denizi ve Ay’ı sevenler bilsin. Sancı dolu bir kış mevsimine doğru ilerliyoruz ve bu sancı Kala Sarpa Yoga bozulmadan yani yogayı kırıp eksen dışına bir gezegen çıkmadan ruhen huzur yok gibi. Üryanların burcu Kova’da yılın ilk Güneş tutulması. Ulus olarak ve bireysel anlamda bazılarımız bulutların rengi mavi mi yoksa gri mi diye sorgu yapacak? Gökyüzünü öpmek ister mi insan?

Hadi bakalım!

OĞLAK-YENGEÇ ekseni; Girelim göğün iki önemli kapısından içeriye. Davetiye var yine aşka, nefrete, ayrılığa, kavuşmaya, mahcubiyete, gözyaşına, hüzne, duyguya, yüzleşmeye, vuslata ve mutluluğa…Ne çok isteriz hayatı sıfırlamayı oysa ki. O zaman tüm yengeçler sahile, tüm sırlar denizin dibine! Mundane haritalarda Jüpiter Terazi geçişi ülkemizin yüzünü güldürecek kadar değerlidir. Fakat bazı burç ve bazı eksen bireyleri için Jüpiter geçişi üzüntüyü koynunda barındırabilir. Ay düğümleri geçişi bazı burçlar için intihar, kronik rahatsızlık, ayrılık ve üzüntüyü kapsayan tüm konuları tetikleyecektir.

Peki ya Satürn Yay süreci…

O başlı başına faslı şahane…

Bir astrolog bütüne bakar. Tek bir Jüpiter geçişi ile pembe tablolar çizmez.

Bunun dasası var, vedhası var, sav puanı var.

Söyle bana sevgili okurum hangimiz gözyaşlarımızı gizledi ki? Ben gerçekleri yazmakla görevliyim. Ama siz inanıp inanmamakta tamamen özgürsünüz…Kendimiz seçiyoruz. Mesele önce ailede başlıyor. Karmaya göre anne-baba ve kardeslerimizi doğmadan önce bilerek geliyoruz bu dünyaya. Onlar ki bir evvel ki yaşamlarımızın çetin düşmanları sınav tekamül aile içinde başlıyor. Düşmanlık devam ediyor. Anne ve babadan ve sonra eş ile çocuklardan duyulacak hoşnutluk kader! Sonra eşimiz ve çocuklar tekamül sürecinde ki yol arkadaşlarımız. O yüzden yürümüyorsa yormayın kendinizi zira gönül derin kusuyor yarasına yara açana…”Ayrılıklarda sevdaya dair” şairin dediği gibi.

Göğün agusunda ki göstergeler ile Allah vatanımızı ve milletimizi korusun.

Astroloji  çalışıyor arkadaşlar. Bilgi beynimde. Yeter ki dikkatinizi ve farkındalığınızı açık tutun. Şubat ayında yaşanılacak Kova Güneş tutulması oluşabilecek uçak kazalarının habercisidir. Feribot kazası, uzun mesafeli yolculuklar, hava alanları ve deniz trafiğinde yaşanılacak üzücü haberlerle karşılaşacağız keza yangın ve terör haberleri de dahil bu duruma. (Korsan saldırılar) Gökyüzüne her seferinde mutluluk ekmek istiyorum en azından bizden sonra ki nesillere zevk bırakmak için ne mümkün rüzgarlar zirvelerde sert esiyor ve esecek. Yaşadığınız Dasa süreçleri desteklesin gezegen olumsuz bir Tara yerleşiminde yer almasın ve Vedhası olmasın 🙂 olmasın ki arş-ın niğmetlerini özellikle Ay ve Lagna Oğlak-Yengeç-Kova-Aslan yerleşimli bireylerin yaşamlarına sunabilsin. Unutmayınız ki dostlar; hoyrat rüzgarlara yalvarsanız da, ummanlardan umut dilenseniz de kader dediğiniz bazen ağıt bazen güzel bir melodidir dillere dolanan. Hissettiğiniz anda dinlediğiniz şarkıdır. Dalgalar vurdukça kıyılarımıza sırrını içtikçe hayatın dağılırmış her bir üzüntü öğrettiği ders ile birlikte ve bizler yine o hüzünlü senaryoların ardından gururlu masallar biriktiririz heybelerimizde.

Her duygudaki ayrı lezzeti, sevinci, hüznü, acıyı yaşamak, bunu ifade edebilmek, hayatımıza aktarabilmek sadece bize verilmiş bir hayat sermayesi. Varlığımızı kuşatan sermayelerimiz öyle çok ki; aklımız, ruhumuz, kalbimiz, benliğimiz, bilincimiz, şuurumuz, nefsimiz, vicdanımız, duygularımız, hislerimiz, önsezilerimiz, irademiz… Bir de bütün bu verilenleri bilme, anlama ve algılama bilinci…. Ruhumuzu kuşatan bu kadar zenginliğe rağmen, bir o kadar da aciz ve sermayesiz düşüncelerle etrafımızı kırıp geçirmekteyiz. İnsanoğlu yaratılmışların en beşer-i halidir. İçimizde var olan ve başka hiç bir canlıda olmayan bunca güzellikler ve zenginlikler bizi kuşatan bütün zenginlikler, farklılıklar o denklemin anlamını keşfettiğimiz ölçüde bizi mutlu, huzurlu ve güvenlikte kılıyor. Yoksa, insan olarak bizi diğer bütün canlılardan ayıran ve üstün kılan bu özelliklerin hepsi bizi hiçliğe, anlamsızlığa götürebiliyor ve diğer hiç bir canlının yaşayamayacağı kadar derin acılara boğabiliyor.

Dünyada, bir sağlıklı nefes kadar devletli kıymetli hiçbir şey yoktur. Bazı şeylerin değerini kaybettikten sonra anlıyoruz… Ah Ocak-Şubat ve Mart ah! Duygular dile gelse eminim ki şuraya neler yazarsınız. Özlemlerin, hasretlerin, vuslatların eşliğinde gökkube bu kadar hükmederken yaşamlarımıza nerede bizim aklımız? Ruhumuzu esir alan duygular gerçeğin ta kendisidir ve bizler böyle zamanlarda ayarız aymazlığımızdan. En mavi sözcükler esir alsın ve en mavi dilekler dua olup arşa ulaşsın…Şöyle bir imaj oluşmasın ne olur! “Ayşen Tok her şeyi bilir.” Ümmü haşa! Her şeyin en doğrusunu Allah bilir. Allah istediği kullarına kendi gönül gözüyle bilebilme yetisi vermiştir. Yazdıklarımdan sürekli açık arayan bir kitle var. O kitleye sesleniyorum. Sükunet en güzel cevaptır. Çok ilginç bir Ay fazı geliyor. Hayatta en kötü duygu kullanılmışlık hissiyatıdır. Yine kabartacak gönül ayranımızı.

Hızla tüketiyoruz ne yazık ki kıymet bilmediğimiz değerlerimizi sonrasında suçu kadere atıyoruz. Sonsuz acılar ve hazların buluştuğu bir yıldır 2018. Ve bizler her şeye rağmen yüreğinizde ki insan sevgisi hatırına…Ay düğümlerinin 18 aylık etkisi sizlere 9 yıl ve 18.5 yıl öncesini hatırlatsın. Astroloji evrenin ve zamanın kısacası geçmişin tezahürüdür. Ne ekersen, onu biçersin sözü bu süreçler için vücut bulmuştur. Şubat ayında Ketu isimli kitabımın 2.baskısı çıkacak. Daha geniş ve detaylandırılmış hali ile almanızı rica ediyorum. En azından kendi farkındalığınız için…

Yaratanın yardımı ancak siz tepki vermeyi kestiğiniz anda açığa çıkacaktır. Ben sizlere doğum tarihleri vereceğim. 7’den 70’e ve mevcut sıkıntının ne zaman biteceğini yazacağım. Ama sizler hep yanlış anlıyorsunuz. Mesela Ay ve Lagna Aslan bireyleri ; Güneş ve diğer gezegenler 6. evinizde ilerliyor. Yoğun çalışma temposuna girebilirsiniz. Sizin için üretken bir dönem. Kıymet bilin derim. 12.evinizde bilinçaltınızın tetiklendiği alanda Dolunay enerjisi tamamlanırken. Bir kaç gün özgüven tamdı beraberinde direnç zayıflığı yaşadınız. Ay enerjisi dağılırken yavaş yavaş ruhunuz eski haline kavuşacaktır.  Sizlere bir yakınınız ya da kendiniz için hastane ziyareti yaptırtabilir bu enerji. Özellikle Şubat sonuna kadar. Ne yapacaksınız ki çelişkili ilişkilerin gergefi tamda hayatın kendisidir. Yalnızlığa sarılıp ağlamaktır bazen mutluluğun ismi…Merkür, Venüs, Güneş ve Ketu Oğlak burcunda buluşurken tadı buruk bir aşk hikayesinin kırıkları süzülüyor semadan Ay ışığı ile. Nasıl bir sevdaysa bu karşı konulamayan Ketu ile mümkün mü sizce?

Tek duam kış mevsiminde toprak da uyuyup ilkbahar da uyanan tomurcuklar gibi hayatımızda ki tüm kötüler ve kötülükler yerini güzelliklere bıraksın…! Her sabrettiğimiz durum da insan, yaşamına dahil olan sorunlar, yoksunluklar, bir hazırlıktır gelecek yeninin vereceği huzurun kalıcılığı adına, fani de olsa, attan eşeğe inmek kadar, eşekten ata binmekte var. 🙂 Kalıcılıktan kastım Güneş tutulması etkilerini unutmayacağınızdan yanadır. Ve Ocak biterken esasında Kova burcu Güneş tutulmasının etkisi başladı. Duygusal aşırılıklara dikkat! Kimler özledi sevdiğini? Kimler çok kavuşmak istediği halde ayrılık yoluna girdi? Biliyorum! Kaderin üstünde bir kader var sevgili! ‘’Ben seni sen olmasanda sevmeye devam edeceğim!’’ Bazılarının hayatında ki ışık kayboldu. Bazılarınızın hayatı ise nur doldu. Bu devam edecek. Ay düğümlerinin değişimi yaşamlarda ki partnerlerimizi değiştirecek.

Gökkubbe illa ki iyimserliğin, iyi niyetin, insani değerlerin ve umudun rengi maviyi yansıtacak hayatlarımıza. Kimse düşlerinden vazgeçemez! O düşlerde yakalar mutluluğu bazıları! Biliyoruz ki Türkiye’de mezar taşları koyun, astroloji de fal değil! En azından beni takip edenler bunun farkında…Şu konuda artık sanırım herkes idrak sahibi arkadaşlar! Zira; benim kalemimden asla ve asla günü kurtarıcı ya da pembe senaryo tabloları okuyamazsınız. Benim kalemimle gökyüzü ne vaat ediyorsa onun yazıldığına inandınız. Mantığa davet ediyorum sizleri; İyi düşünmedik de mi kötü oldu her şey. Ya da çok mu kötü düşünce içindeydik hiç iyilik hak etmedik? Böyle bir düşünce kalıbı, böyle bir kavram yok! Kötü enerjilerde geçici tıpkı iyilikler gibi.

Ölmekle yaşamak arasındaki o incecik çizgi kadar gerçekken gökyüzünün yansıttıkları fark ettim ki etrafımdaki her şey duygudan ibaret değil yani duygusuz insanlar da var. Duygulu olmalarını ve verdikleri sözleri tutmalarını dilerdim. Üzülebildiğiniz kadar insansınız! Belki de merhamet ilişkiler de  dünyanın ihtiyaç duyduğu tek eksik. Yine de onlara da eyvallah! Sanıyor musunuz ki çağlayan bir misaldir yüreği insanın… 🙂 Zannediyor musunuz ki sürekli akar bir yerlere… 🙂 Hiç de değil gün gelir ki o akarın debisi azalır, kurur yatağını kurutur. Saygı-sevgi-hoşgörü bundan sonra ki ömrünüze. Ben herkesi affettim iki kişi hariç. O iki kişi ile küs gireceğim toprağa. O iki kişiyi ölünceye kadar affetmeyeceğim! Onun harici herkesi kendi ayıbına, utancına terk eyledim.  Öyle bol keseden dağıtacağım bu eylemleri…

İyi olursanız muhakkak kazanırsınız çünkü…

Her şeyin en doğrusunu bilen Allah hayrdan hayr, şerden hayr doğursun inşallah!

Hürmetler

AYŞEN TOK