Bir Ay ki Yengeç ve Oğlak etkisinde; Ya içindesindir ya dışında ya da gördüğünüz her düşte.

Dünya nam’ında hayâl aleminde

Sema’dayım huzur ve sükunet içinde.

Postun al’ında buldum tecelliyi,

Sağımda nüzül, solumda uruç…

Rast makamından ney üflerken İsrafil’in Sur’unu,

Vurdum ellerimi peşrevin ilk darbıyla, OL emrine amade….

Sema’daydım huşu ve sükunet içre…

Berrin Pirgon

Merhabalar efendim sizler okumayı ben ise yazmayı özlemişim. İnsan bazen gerçekten bilemiyor oysa ne ilginç zamanlardan geçmekteyiz. Çok derin düşünmenizi istiyorum sizlerden, yaşadıklarınızla birlikte sebep-sonuç ilişkilerine kadar irdelemenizi. Pek çok oluşum gözlerimizin önünde. Hatta yetinemediğimiz bir çok duygumuz açık seçik ifade edilmemiş olsa bile, sözler dahi yetersiz kalırken retrolar eşliğinde Ay’ın minvali kabul edilen semanın 4.kapısından giriyoruz içeriye. En derinlerde ki sırlar ve giz gün yüzüne çıkacak Ağustos ayında. Bir şekilde dile getirilelim suskunluklarımızı dilekler, dualar semaya ulaşsın. Ama yine de insan göremez bazen, duyamaz, anlayamaz gerçek ile hayali karıştırır birbirine bilemez neden olduğunu, olması gerektiğini, neden o kişilerle tanıştığını, hukuk kurduğunu, orada durduğunu, ‘’neden der’’ durur işte! Yolda çırılçıplak kalışını ve yola nasıl devam etmesi gerektiğini bilemez sadece dener, yanılır ve öğrenir.(!) Bu enerjiler menşei ile hiç bir fikir yürütemediğimiz gibi bazılarımız baş başa soru ve cevaplarla. Malum Retro Satürn var elimizde üstelik en zorlu enerjiyi yaymaya and içmiş hali ile. Eylül’de düzelecek ve Eylül’de en az Ağustos kadar önemlidir. Aslında cevap basit bilmediğinizden bütün bu şaşırmış halleriniz hoş bilseniz de KADER der geçeriz!

1 Ağustos 2019 : Yengeç burcunda Pushya Nakshatra da saat:6:00’da yeniay. Merkür Yengeç burcundan İkizler burcuna geçerek düz harekete başlayacak.

3 Ağustos 2019 : Merkür İkizler burcundan yeniden Yengeç burcuna geçerek düz seyrine devam edecek ta ki bir sonra ki retro dönemi Kasım ayına kadar.

9 Ağustos 2019 : Mars Yengeç burcundan Aslan burcuna geçiş yapacak. Bu geçiş gandanta etkisi yaratırken yaşamlarımızda Mars temsili konularda kendini hissedirecektir.

11 Ağustos 2019 : Jupiter Akrep burcunda düz harekete dönüyor şükürler olsun ki ve Kasım ayına kadar dokunurken yaşamlarımıza Kasım sonrası Yay seyrine başlayacak.

15 Ağustos 2019 : Oğlak burcunda saat: 16:00’da Dhanistha Nakshatra da dolunay.

17 Ağustos 2019 : Güneş Yengeç burcundan Aslan burcuna geçerek Vediğe göre Aslan burçlarını şereflendirecek.

17 Ağustos 2019 : Venüs Yengeç burcundan Aslan burcuna geçiş yapıyor.

26 Ağustos 2019 : Merkür Yengeç burcundan Aslan burcuna geçerken, Ağustos ayının ikinci yarısı ağır Aslan enerjisine hakim.

30 Ağustos 2019 : Aslan burcunda saat: 13:00 itibariyle Magha Nakshatra da yeniay doğacak. Ağustos ayında iki yeniay ve bir dolunay enerjisi hakim.

Bazı Astrologlar ‘’kadere müdahale edilebilir bu Merkür gücüdür’’ diye savunurlar benim öyle babayani sözlerim yok biliyorum değişmeyeceğini yada her şeyin vakti zamanı olduğunu. İnsan bazen karar veremez, kararsızlığa düşer, yenilir, yanlış kararlar verir gözüne sis perdesi iner, emin olamaz güvenir karşısındakine, sadece güvenir. O zorlu enerjiler geçtiğinde ‘’Bu hataları ben nasıl yaptım’’ diye sorar kendisine. Olumsuz düşünen biri aslında kendi içinde bunun tersini bekler. Hani ne olduğunu, ne olacağını, nereye varacağını bilir de belki içten içe, cevaba hazır olmadığından o soruyu soramaz bir türlü kendine. Zamanı gelmediği için evren cevabı da vermez. Hep karşıdan beklenir iyi niyet, tevazu, hoşgörü, hassasiyet, incelik… Beklentiye cevap gelir mi, gelmez mi bilinmez bu da karşında ki kişinin potansiyelidir. Kalıverirsiniz sadece elinizdeki soru ve cevaplarla. Sonu hüsran olacağını bildiğinizdendir bütün bu sessizliğin yegane sebebi… Kaderi değiştiremeyiz lakin kaderi yorumlayabiliriz.

İnsan işte bazen düşünür böyle ince ince; ‘’Gökyüzü ne güzel çalışıyor’’ diye düşünebilen kaç kişiyiz acaba? Benim gibi düşünenleri bu makaleleri okuduğunu biliyor ve hissediyorum. Karşınızdaymışım gibi düşünün, sizlerle sohbet ediyormuşum gibi. Seyrettiğimiz korku filmi bitti mi sahiden zamanın tam ortasında? Bana göre bitmedi. Ben yaşadığım sürece benim masallarım bitmez. Kâh pembe! Kâh siyah! Ülke olarak öyle zorlu bir viraja giriyoruz ki 2019 yılının sonu geldiğinde belki de bu kabus bitecek diye düşüne durun sizler. Asla böyle bir yorumum yok benim. 2020-2023 tarih aralığı daha menemdir. Daha ne kadar olabilir derseniz? Yazarız ömrümüz yeterse zamanı gelince. 1 Ağustos 2019 tarihinde Ay ve Güneş aşka düşecekler. Pushya Nakshatra bilgelerin yıldızıdır. Gökyüzü eşliğinde ayıklanma, temizlenme, çürükleri ayırma, yüklerden arınma, öğrenilmeyen tüm dersleri cezalarıyla ezber etmeye, tarihe geçecek bir Ağustos ve Eylül yazmaya, yeniden revize olmak adına yaşamlarımızı işgal altına alacak gökyüzü vesiledir aydınlanmamıza.  Hayatın tam da ortasında kendimize dair hayal ettiğimiz iyi kötü ne varsa yeniden yapılandırmaya yemin eden tek gezegen Satürn epey bir geri geldi 21:40 derecelerde Yay burcunda. Hayatın gerçekleri var acımasızca ve sinsice. Sorularımıza verilen yanlış cevaplar ve kurban edilen yaşam öyküleri, aşklar, çocuklar, yıkılan yuvalar, başarılamayan kariyer odaklı girişimler, gösterilemeyen sevgi, hak edilen alınamayan saygı, vakitsiz hüzün, vakitsiz ölüm, bunların hepsi Jüpiter, Mars, Ketu, Rahu ve Satürn kontrolündedir. Günün geceye döndüğü, iklimin cayır cayır yaktığı, o yanmalara yakışmayan üşümeler hissettiğimiz, bu sefer herkesin korktuğu, pustuğu, geleceğe dair kaygıya düştüğü, dünyanın gitgide çirkinleştiği, müslümanın müslümanı umarsızca vurduğu, dünyanın bir çok kitlesinde soy kırım yaşatırcasına terör artışı, çocukların ölümle buluştuğu, geçmişin gölgesini dahi arayacak olduğumuz süreçlerin altında Rahu, Ketu ve Satürn imzaları vardır. Sizlerle zaman zaman paylaştığım doğum yılları adına kader devreye girmişken; Bir şeyler içimizde hep yetim, hep yarım, hep eksik gibi hissedilse de bu geçici bir süreçtir unutmamanızı temenni ederim. İnsanız düşeriz, kalkarız, şaşarız, sakladığımız sırlarımız, saklandığımız zamanlarda ortaya dökülür ve mahcubiyet yaşarız. Kalbi ağrır ya insanın, kimselere anlatamayız, anlattığımız ve yakardığımız Mevladır ya hani öyle haller işte… 🙁

Mars, Güneş, Ay ve Venüs Yengeç burcunda sonra Merkür’de dahil olunca yeryüzüne şöyle yansıyor bu enerji; Dil söyler, yürek dinler. Bazen yürek haykırır, dil susar. Bazen ne dilin yüreği vardır söylemeye, ne de yüreğin dili vardır anlatmaya.! Dilin söylediği sözler vardır, dil bunun için vardır. Buna bir de kalbi ekleyelim. Aslında mesele beyin de bu üçü güzel çalışır. Dilin söylediğini herkes duyarda kalbin söylediği muamma! Zira derdi aynı olanlar anlaşır kalp yolu ile muhabbet, hüzün ve umut taşıyanlar! Burada yineliyorum. Tajaka (Güneş dönüşü) ve Navamsa haritaları çok özel sırlar barındırır. Tabii okumasını bilenler için.

Mundane Rasi haritasında Jüpiter 6.ev alanında iken güvenliğimizi temsil eden ve kendi savunmamızı destekleyecek S-400’ler geldi. Bu oluşumların hepsi gökyüzü yansımalarıdır. 6.ev düşmanları temsil eder. Yendik ve yenmeye devam edeceğiz hepsini! S-400’ler ile birlikte ABD dili lâl oldu. Yeniay ve dolunay Yengeç-Oğlak eksenini devreye sokuyor. Toprak ve su gruplarında oluşan Ay enerjileri beraberinde jeolojik katmanı harekete geçirir. Deprem, erezyon, sel ve afet gibi durumlar ülkemiz ve global anlam da söz konusudur. Bu eksen Lagna ve Ay konumundan itibaren 2.ev ile 8.ev alanıdır. 2. Ev; Ülkenin veya kurumların hazinesini, milli zenginlikleri ve gelirleri, sermayelerini, para durumunu, borsaları, ekonomiyi, iç borçları, sömürge edilen çıkarları, bankaları, ticareti, vergileri, paranın değersel durumunu temsil eder. 8. Ev ise; Uluslararası finansal anlaşmaları, uluslararası borçları, vergileri, tahvil ve hisse senetlerini, banka kredi ve sermayeye yönelik faiz oranlarını, dış borsaları, sigorta gelirlerini, ipotekleri, emeklilik fonlarını, miras hukukunu, kamu gelir ve borçlarını, genel ya da özellikle toplu ölüm oranlarını, çocuk ölümlerinin sebeplerini ve doğum kontrollerini, hayati tehlikeler ve intahar durumlarını analiz eder.  İlaveten hastane morgları, ameliyathaneler, cerrahları, genel ev fahişelerini, laboratuvarları, nükleer ve kimyasal kurumlar ile bu kurumların silahlarını, yeraltında organize edilen suçları, teröristleri, dedektifleri, ajanları, sırları simgeler. Astroloji yıldız ilmi sizlerin sandığı kadar basit değildir. Bu okyanusun içerisinde kaybolmamak mümkün değil! Evreni, doğayı, düzeni ve en önemlisi Yaratıcının dilini çözmeye çalışmak ise her kula nasip olmuyor. Astroloji 12 burç yorumu da değildir. Ekliptik Düzlem 1.ev Rahu ve 7.ev Ketu devrede. 7.ev müttefikimiz olan ülkeleri temsil ederken ABD sustu. Yaşasın Ketu! Retro gezegen Satürn eşliğinde bireysel ilişkiler ya da global anlamda komşularla yaşadıklarımız netleşmeye ya da kutuplaşmaya gider mi? Satürn Eylül içinde düzelirken 2019 bitene kadar mevcut noktada 2017 yılından bu yana süre gelen konulara dokunmaya devam edecektir. Çok farklı, asla olamaz, asla yaşanmaz, tarih bunu göstermez dediğimiz olayların start aldığı olaylar ise Aralık ayında. Artık içinden geçeceğimiz kapıda geri dönüş asla yok! Bir devir tamamiyle bitecek! Türkiye farklı bir sistem ile yönetilecek. Başkanlık gereği her ne ise 2020-2023 zaman aralığında hepsi devreye girecek!

Yengeç-Oğlak ekseninde  oluşan Ay fazına benim incelediğim alt haritalarda Ketu görünüm vermekte. Her ne kadar karmik bir etki oluşsa da aslında bir kayıp yaşatacak enerjinin savaşı demektir. Vedik kurallarına göre Rahu ve KETU bulunduğu evden 5-7-9.evlerle görünüm oluştururken Ketu bu kuralın tam aksi seyir anında uğradığı ev yerleşiminde değeceği Natal gezegenler adına ve yöneticisi olduğu evler hakkında üzüntü yaratmaktadır. Güney Düğümünün bulunduğu ev; Nefsin derinliklerinden gelen tutkuların hangi alanları tarif ettiğini, Kuzey Düğümünün bulunduğu ev ise özveri, birlik ve karşılık beklemeden severek nasıl doyuma ulaşılacağını gösterir. Bu durum en fazla Ay konumu, yükseleni ile Natal Düğümleri bu eksenlerde olan Balık-Başak-İkizler-Yay bireyleri ile sizlere geçenlerde İnstagram hesabımda verdiğim bazı doğum yıllarına sahip bireyleri kaderleri ile tanıştırdı. Bu burçlar da Natal gezegen yerleşimi olanlar için farkındalık kadar bireysel anlamda gezegen simgeleri açısından kayıpları da beraberinde getirmeye 2020 yılının Eylül ayına kadar devam edecektir. Ülkem içinse Ağustos içinde yaşayacaklarımız Eylül ayına sarkarken bir daha; 3.ve 9.ev konuları kapsamında hissedilecek. Mundane haritalarda 9. Ev; Dış ilişkiler ve ticaret 7. Ev gibi 9. Ev konularına da girer. Dışişleri ile ilgili bakanlık ve kurumlar, Uluslararası mahkemeler, uluslararası yasalar, kanunlar, hakimler, savcılar, azınlıklar, şirketler ve reklam portföyleri, din ve din adamları, ülkenin felsefik ve inançsal eğilimleri, göçler, büyükelçilikler, uzun mesafeli yolculuklar, ibadet yerleri, çabuk yayılan haberler, yayıncılık, popüler kültür, yabancılar, üniversiteler ve uzmanlık alanlarında ki akademik eğitimler, sömürgeler, hava yolları ve taşımacılığı, pilotlar, uçuş görevlileri, deniz yolları ve taşımacılığı ve görevli personeller, rektörler ve profesörler , profesyonel danışmanlar ve astroloji bu evin kapsamında incelenir. Bu süreç bittikten sonra Türkiye’de Astroloji ilim olarak değer görecek ve çok az isim marka ile ödüllendirilecektir. Yıldız ilmi adına yeni bir devir başlayacaktır. Kalemim ve ışığımla bu devrin en başında ki kişi olacağıma and içtim. Sizlere 12 burç yorumunu unutturacağım. 3. Ev; iletişimsel tüm kanalları, radyo, tv, internet, telefon, medya ağları dahil olmak üzere, trafik, demiryolları, toplu taşımacılık, yollar, caddeler ve sokaklar ile kütüphaneleri beraberinde öğrenci ve öğretmenleri, kamunun düşüncelerini, cesareti,  fikirleri, komşu devletleri, mürtecileri basın ve reklam yayınlarını, genel hava durumunu, telif haklarını temsil eder. Şimdi yukarıda dediğim gibi düşünün bakalım. Son dönemler gündemlerimizi meşgul eden konuların tümü bunlar değil mi? Yıldız ilmi derin bir ilim. EYT, CEZAEVLERİ VE KHK Ekim ile Kasım aylarında bir daha gündem oluştururken Rabbim biliyor yüzler gülecek mi? Beni aracı kılmış, doğru zamanı söylemeye!

Dokunayım azıcık yaralı kalplere. Kokusunu; Rüzgarın Ay’a eşlik ettiği gecelerden aldığım, gül cemalini ise hiç görmediğim, sesini denizin dalgalarında, gözlerini ise bir istiridye içerisinde ki berrak inci niteliğinde hayal ettiğim. Her gece yıldızları serpiştirip, sessizliğimde sesini aradığım, uğruna şiirler yazdığım, Yengeç merhametine sığındığım, kimine can, kimine canan olduğum Balık-Yengeç-Balık halimle bu yazıları yazarken duygu inisinasyonumla ağladığım. Bir şey olmasa da beni bırakmasa diye tutkuyla tutunduğum tüm duygularım, tüm sevdiklerim. Kalp kalbe gönül verdiğim tanıdığım tanımadığım ezelden ebede AŞK ‘la yanan, aşkın hakkını veren şehvet düşkünü Yengeç’lere İtafen! Su gruplarının yeri özeldir zodyakta. Suyun hafızası geçici değildir kalıcıdır. Hiç bir acı unutulmaz ve mutlulukta keza aynı derecede, fakat etkisi çabuk geçicidir. Vazgeçişler çok kolaydır. Bulanır ve durulur. Su burçlarında yani Yengeç-Akrep-Balık yerleşimlerinde bilinçaltı çok derinden etkilenir. Bu eksenlerde gerçekleşen YENİAY VE DOLUNAY iç dünyamızı, güvenlik ihtiyacımızı, annemizi, anılarımızı, etrafımızda ki kadın figürlerini içeren konularda ve eyleme geçirmeyi planladığımız kararlarımızda, ilişkilerimizde var olan sorunların son dolum noktası, sonlanma ya da tamamlanma (acıda olsa) gibi temalarla ilgili gündem oluşturur. Bir filme, bir şiire, bir şarkıya, başkasının üzüntüsüne ağlayabiliyorsanız siz tam bir Yengeç’siniz. Yengeç kendi 30 derecelik diliminde 13.20 derecelik 3 adet pada ve Nakhastra barındırıyor. Bir Yengeç diğerine benzemez. Vediği magazin astrolojisinden ayıran etkidir bu Takım yıldızları çünkü 12 tip insan yoktur. Pushya Nakhastranın gizemli yönü ve gizli gücü Allah’ın mucizevi dokunuşunda saklıdır.

Güney Ay Düğümünün bulunduğu konum, sınav alanımızdır. Çaresiz kaldığımız, yenik düştüğümüz, elimizden bir şey gelmeyerek sürükleneceğimiz kayıpların yaşanacağı noktadır. Kuzey Ay Düğümünün bulunduğu konum, bu duruma dur diyebilme yetimizin olduğu, aklımızın ve irademizin devreye girerek bu karmik hataları tedavi edeceğimiz noktalardır. Tekamüle ermek noktası Vediğe göre Güney Ay Düğümüne bağlıdır. Yeniay ve Dolunayı yaşayacağınız ev ile alakalı olarak ciddi anlamda bir huzursuzluk, kişisel mutluluğun zedelenmesi, çevre şartlarının ve koşullarının el verdiği oranda, yalnız kalmayı ve içe dönmeyi, iyimserlik adına ruhun derinlerine inmeyi vurgulayacaktır. Yengeç su grubu olduğu için aşırı yağış, deniz yollarında lodostan kaynaklı gemi kazalarına sebebiyet verebilir. 🙁 T.Jüpiter Akrep yerleşiminde ve Vediğe göre çocuk karakası gezegendir ayrıca bu süreç içerisinde Ketu ve Mars görünümü ile çocuk ölümlerinde özellikle boğulma ve yanma vakalarına sık rastlanabilir.)

Yengeç burcunda Ay yerleşimine sahip çok birey tanıdım. İlk etap da haritaları kurduğumuzda baktığımız Ay fazı tabi akebinde ise yerleştiği Nakhastra ve Padası. İletişim çok önemli diyecek gökyüzü ‘’ lütfen konuş ve mümkünse yalan konuşma, kandırma yoksa kandırılırsın’’. Manevi anlamda ki kaygılarımız ile ikili ilişkilerimiz, gelir gider dengemiz, sırlarımız, cinselliğimiz, arzu ve umutlarımız dürüst olmalısınız diyecek gökyüzü! Dürüstlük kadar şer düşünce diye bağıracak! Alışmak vazgeçmektir en çok, dünyadan, hayattan, kendinden, sevdiğinden geçmektir, en büyük ihaneti kendine etmektir de, gizlenip de hayatın olmadık kuytularına, yaşıyoruz yana yakıla, gerçeklerle yüzleşmekten korkuyoruz. Varsın düşsün süngüleri düşlerimizin, o yüzümüze gözümüze bulaştırdığımız hayatın içinde, o gerçeğin en keskin yanında bile acılarımızla varız bizler insan olmanın, insanı diğer canlılardan ayıran duyguların tamamını gerçeklerin en olmadık yerlerinde kendimize, hayata, sevgiliye, çocuğumuza dair düşler kurmaktayız. Olumlu transitler başladığında hayat düze çıkıyor ve bizler sanki o yokuşları hiç aşmamış gibi oluyoruz. İki ucu var bu hayatın. Bir tarafı aydınlık, bir tarafı zifiri karanlık. Bir de her şey pahasına arada duranlar var. Gidip gidip gelenler. Aydınlıkta karanlığı kurcalayıp, karanlıkta ışığı özleyenler…Peki ya gerçek nerede, hangi zamanda yitirdik bizler umutlarımızı. Ben tam anlamıyla bir pozitif düşünce karşıtıyım ve tabi ki Kuantum teorisini kabul etmeyenler arasındayım çünkü benim gerekçelerim sağlam ve elle tutulur nispette. Pozitif düşüncelere dalmayın boşuna zamanınızı zamansız düşler esir almasın. Hayatın tam da bitti dediğiniz orta yerinde ne mucizeler var yeter ki olumlu Dasalar başlasın. Hangi acının uzvuna dokunduğu, hangi düşün kanattığı, yaraladığı sol tarafının, sol yanını hangi elin hafifliği ile iyileşeceği Rasi haritalarınızda gizli. Soluklarımızda bir açlık ve solumuzda ki acı ile; Mevcut coğrafya üzerinde yaşayan insanların kaderleri o coğrafyanın fizibilitesi ile şekillenir. Acımasız şartlar altında yol alırken sizler kendinize olan güveni yitirebilirsiniz, aşkınızı kaybedebilirsiniz, eşinizi, işinizi, evladınızı, haysiyetinizi hatta sağlığınızı dahi kayıpları saymaya başlarsak sayfalar tutar. Umudunuzu yitirmeyeceksiniz benim canım okurlarım her şer Allah’tan ise her hayr da kendisindendir. İmtihanın en soylusunu asil KALP sahipleri verirmiş. 🙂

Elimde azalan zaman ile sizlere yazı yazmanın verdiği huzur ve tatilimi dahi değerlendirmek adına yazdıklarımla, yazamadıklarım arasında mutlu olmayı beklemeye gerek yok ama tabii yazarken ruh haliniz yansıyor kaleminize. Ya hep karamsar, ya hep mutlu. Orta yolu yok mu bu işin? Ne kadar göreceli oldu. 🙂 Orta yolu yok okurum bu işin, benim gibi duygularını en derinlerde yaşayan Balık-Yengeç-Balık birinin kaleminden böyle yazılar çıkıyor. 🙂 Aslında her şey yaşamak için yaşam anlarında ne zaman gülerseniz işte o zaman mutlusunuz! Belki yazarken belki de arkadaşınızın hediye edeceği bir şarkıyı dinlerken. Hayatınızı, güldüğünüz insanlara, ortamlara yönlendirdiğinizde mutlusunuz. Önce kendi değerinizi anladığınızda mutlusunuz. Başka yaşamları iyi analiz edebildiğinizde mutlusunuz. Kimsenin kalbini kırmadığınızda mutlusunuz. Heyecanlandığınızda, çok sevindiğinizde, merhametli olduğunuzda mutlusunuz. Huzur ne peki? Tüm bunların hepsi ruh halinize yansıyorsa işte MUTLU ve HUZURLUSUNUZ! Yalnızlığın ve deprosyanın kaçıncı modunu yaşayacağız, yüreklere kaçıncı atarlar düşecek yine?

Türkiye Cumhuriyeti bölünmez bütünlüğü ve demokrasisi ve Devlet yöneticileri ile ilelebet var olacaktır. Allah Devletimize ve yöneticilerimize zeval vermesin.

Beni çok sevdiğiniz için SAYGI ile eğilirim önünüzde. Makalelerin devamı gelecek. Söz verdik bir kere…

Hürmetler

AYŞEN TOK