Ölümsüz Olan Kâinattır & Oğlak Yeni Ayı

 

“Bu bitmek bilmez bir can çekişmeden ibaret olan yaşamımla ilgili olarak şunları söyleyebilirim: ben uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim.”

Aşk ve Acı kitabı

Bu hayatın içinde var olduğum süreçte, yaşadıklarımın, iyisi ve kötüsüyle bana tüm acıları, mutlulukları yaşatanların dengesini Rabbin insafına bıraktım ben! İnsanların hiçbir zaman ulaşamadıkları, belki de ulaşsalar bile farkına varmadan yanından geçip gittikleri büyülü bir krallıkta, gökyüzünde elle tutulabilir şeylerin hiçbir zaman somutlaşmadığı sihirli bir aydınlıkta Güneş ve AY; saat:3:00’de, 28 OCAK 2017 tarihinde Yengeç/Oğlak ekseninde Oğlak burcunun 14.14  derecesi Sravana Nakhastra  Oğlak diliminde yöneticisi Ay olan Takımyıldızında 2.Pada da yöneticisi Venüs  olan ve Ay’ın enerjisi ayyuka olacaktır. Bu süreç zarfında ki tamamlanma 11 Şubat Yengeç burcu yılın ilk Ay tutulması, Dolunay fazındadır. Şekil ve netice alacak tüm olaylar hem zümremiz hem ülkemiz nezdinde ki gelişmeler, sebepler. Etkisini + ve – olmak üzere 5 günlük dilimde hissedeceğiz. Ego ve hırs hepimizin gözünü bürüyecek. Zihinler kariyer ve başarı odaklı çalışacak. Enerji yeter ki Dusthana evlerimize denk gelmesin ki üzüntüye sebep olmasın. Bu iki köşe noktası önemlidir. Feleğin 10.kapısında içeriye girip, ağırlanıp 4.kapısından arşa ulaşacağız.

Günümüzde hala tartışması yapılsa da Astrology’nin varlığı ve üstünlüğü göz ardı edilemez. İlmin üstünlüğe Astrologların yanı sıra dünyada ki büyük bir kesim tarafındanda kabul görüp onay verilmekte. Türkiye’de ise hala mezar taşlarını koyun, Astrology fal sananların sayısı oldukça yüksek. Gökyüzü aynı her yerde, her ülke kendi kuruluş tarihine göre kendi coğrafyası ve insanların kaderleri ile şekillenmekte. Vedic Astrology son bir ayda kendi özel hayatımda bir kez daha rüştünü ispat etmiştir. Bilinmezlik duvarlarının çerçevelere bürüdüğü evrende evrenin ötesine olan merak, var sayımlı, bilinmeyeni bol denklemlerin üretilmesine neden olurken tüm yaşanılanlar, yapılabilecek öngörülerle çözümleride sunabilmekte. Yaşamın anlamını tartışmak yerine evrende ki görevlerimizin anlamını düşündüğümüz de yolumuzun çok daha aydınlık olduğunu bilmeliyiz. Gündemlerimize düşen acı haberler, yeniden alevlenen ‘’Arap baharı’’ Acem’lerin ve Suriye-Irak meselesinin topraklarımıza sıçraması ülkem kadar dünyayı da alakadar etmekte. JÜPİTER; Din ve dini görüş, felsefe içerikli tüm konular, inanç sistemimiz, öğretmenler ve yüksek eğitim sistemleri, ahlak, adalet duygumuz, hukuk sistemi, hukuk adamları, çocuklar, ruhani yaklaşım, şans, kadın haritalarında ise eş karakasıdır. Başak seyrinde yatağından alacağı coşku etkisi ile şekil verdi bu konulara. Topraklarımızı genişletme, topraklarımızda ki düşmanlarımızı yenme, meydan okuma  cesaretimizi körükledi. Engellerin en büyüğü Yay noktasından yiyeceği Satürn karesi olacaktır. Süreç 2017 Şubat itibariyle Mayıs’a kadar geçerlidir.  Bizlere sunulan kısacık zaman diliminde, öğretmenlik yapacak Astrology’nin matematiksel, fiziksel ve ruhsal olarak sunduğu tüm bilgilerin ışığında yaşam çarkında daha farkındalıklı olacağız. Satılmış Türk Medyası hiç bir olanı biteni doğru düzgün yansıtmıyor. Özellikle bazı kanallar kendi meşreplerince yayın yapıyor. Nasılda değişti gündemlerimiz unuttuk tapeleri, cemaati, Anayasa’yı,,,,oysa ki Türkiye’nin Doğu’sunda, sınır kabul edilecek yerlerde Gezi Parkı eylemlerini aratmayacak türden direnişler var. Doğu’da 10 şiddetinde deprem yaşanmış şehirler yerle yeksan olmuştur. ‘’Düğümlerin değişimi ile birlikte bu ülkede yeniden Cemaat uyanacak’’ derken tamda konunun bam teline dokunmuşum. Gizlide hiçbir sır kalmayacak bunuda Akrep’te ki Satürn yapacaktı vede yaptı. Şubat ayının ilk haftasında Satürn geçiş yapsada Yay burcuna Mayıs ayında geriye dönecek ve bir kez daha Ekim ayına kadar hem global hem bireysel anlamda 2014 yılından bu yana yarım bıraktığı işleri sorgulayacak. Kurdukları sistemden nemalanan birileri de düzenin bozulması halinde kazandıklarını kaybetmekten korkuyor. İşte bu kesim şu an Türkiye’de mevcut ekonomik krizden asla etkilenmeyen kesim. Evde ki hesaplar çarşıya uydu! Çarşı’da ki gezegenlerin sopası yok! Alimallah adamı alır ele verir yola. Taraflı yazılar yazan ve bilinçsiz halkı yanlış yönlendiren köşe yazarlarının kaleminin kırılmasını diliyorum. Filler tepişirken arada ezilen masum halk! Siz ki uzun zamandır senfoni orkestrası modunda bildiğinizi yazdınız, yazdıklarınızla şekil verdiniz, yön verdiniz, koyun gibi gördünüz asil Türk Milletini! Uzun yıllara dayanan ve iyice örgütlenilerek yapılan bu planlı hareketlerin tümü esasında Güney Doğu sınırlarımızı Suriye’leştirme projesinin aktive olmuş halidir. Oyun büyük! Netice de sel akar yerine kum kalır. Düşmanlarımızı zaten biliyoruz önemli olan dost bildiklerimizin de düşmanca yüzünü görmek. 9.ev ve 3.evlere yerleşecek olan Ekliptik Düzlem film seyrettirmeye devam edecek bize 1.5 yıl süresince. Sizler asıl 2017 Ekim sürecine kadar yaşanılacakları bilmiyorsunuz. Anlatırız hele vakti gelince.

Şubat Mundane Tajaka haritasında komşularımızı ilgilendiren alanlarda hareketlilik var. Yeni Ay fazlarında bilinçaltımız; Dünyayla, yeniyle ilgili oluşumun gerçekleştiği ev konularında bilinmeyene karşı oluşan, korkularımız, kaygılarımız, tereddütlerimiz ile yüzleştirir bizleri. Tamamlanma Dolunay evresindedir. Toplumsal anlamda halkı üzüntüye boğacak, acı verecek ve üzüntü hissedebileceğimiz, ateşli silahlar, patlama, yangın, savaş, kaos, karmaşanın oluşabileceğini gösteren bir aydır. Tajaka Şubat haritasında Yay noktasına geçen Satürn ve Mars ile arasında oluşan kare görünüm, daha önceden tanıdığımız acıların yatağından hortlamasına vesile olacak türdendir. Mundane haritada 10.ev Balık burcunda Uranüs seyri mevcut. Bahar aylarında o noktayı terk edecek. Terk ederken aneratik derece de devletin en tepesi, suikast eylemi, ilginç haberler konusunda tetikleyici olacaktır. 2017 yılı başlıyor arkadaşlar..! Natal Rasi Türkiye haritasında Oğlak Yeni Ay fazı 8.evde gerçekleşecektir. Mundane Astrolojide 8.ev; ulusal vergi, ulusal felaketler, uluslar arası para ilişkileri, cinayette kurban, halkın maruz kaldığı şiddet türleri, nükleer ve kimyasal maddeler, ülkenin borçları, faizler, tahviller, bonolar..vb ölüm oranları, cenaze, morg. Bu yabancı hisse senedi ve tahvil, Borsa, vergi, ulusal borç, faiz oranları, miras ve sermaye kazançları vergileri kurallarına işaret eder. . Sigorta şirketleri, hasar taleplerin çözümü, emeklilik ve ödenecek Sosyal Güvenlik pirimleri gündem oluşturacaktır. 8.evin yönü; Batı-Güney Batı’dır. Global anlamda bakacak olursak şayet Ülke Natalına göre 8.eve denk gelen bu enerji; Yabancı ülkelerle finans ilişkilerini, halk güvenliğini ve suçların artışını. Ölüm oranları, ölen insanların (özellikle Kadınlar olacağına dair dikkat çekecek türden.) gündemleri dolduracağını vurguluyor. Şubat ve Mart ayları para, borsa, döviz, sermaye piyasaları ve bankalar arası kredi oranlarında ciddi parametre hareketlenmeleri gözlemlenecektir. Türkiye’de bir çok marka ve faaliyet gösteren firmaların iflası söz konusu olacaktır. Keza bu ülkede ki yabancı Bankalar ve şubeleri içinde geçerlidir. Türkiye çok ciddi bir ekonomik kriz ile karşı karşıyadır. Oğlak-Yengeç ekseninde ki enerji bu durumlarla yüzleşmemize vesile olacaktır. Toprak gruplarında oluşan AY fazları yerküreyi birebir ilgilendirir ki Yeni Ay ve Dolunay zaman aralığında jeolojik oluşum kayda değer hissedilecektir.

Evren ve tüm canlılar gündüz bedenlerini GÜNEŞ ile gece zihinlerini AY ile beslerler. Bu sonsuz AŞKTIR. Ay’ın tüm halleri üzerine yapılır Vedic Astrology jargonunda yorumlar. Ay zihindir, sezgidir, hissiyattır, düşüncedir ve Dolunay en fevkalade halidir. Yeni Ay fazlarında gündemlerimizde ki konular Dolunay fazlarında, yaşamlarımız Dolunayın gerçekleştiği ev konularınca aydınlanır, olaylar birkaç gün içerisinde ivme kazanır. Açığa çıkan enerji ile etkilerini herkes farklı yaşar. Yaşadığımız Dasa süreçleri ve ağır gezegen transitleri bu oyuna eşlik eder, yön verirler. Ay; sakin gecelerin yıldızıdır. Satürn ise karmaşık zamanların…. Rahu-Ketu onları hiiiiiç sormayın fenalar ayrıca belalı!!!!! Nereden vuracakları, feleği ters mi yüz mü edecekleri hiiiç belli olmaz. Yaşam sahnesinde hiç kimsenin dokunulmazlığı yoktur. Ben dahil herkes. O yüzden ısrarla tevazu ve hoşgörü.  Savaşırsan karmana yüklüyorsun karşındaki kişiyi uymuyorsa enerji değiştir yolunu, neticede herkes kendi fıtratıyla, her ruh kendine yakın hissettiği enerjilerle daha faydalı yol alır yaşam sahnesinde. Oğlak köklerimizi simgelerken geçmişe yönelik duygu sellerinde sürükleneceğimiz, ardından ise ciddi kararlar vereceğimiz hissiyata dayalı bir evre yaşayacağız. Neden duygu diyorum ki Takımyıldızının yöneticisi Ay’dır o yüzden. Oğlak burcu öncü işarette, toprak elementinden ve yöneticisi Satürn olması nedeniyle,  Satürn’e özgü konularla ilgili, toplumdaki yerimiz, geleceğe ait ulaşmak istediğimiz hedeflerimiz, kendimizi sağlama almak, güvenlik açıklarımızı kapatmaya yönelmek, duygusal yönün vurgusu kadar daha mantıklı ve somut olanı istemek, bunun için yeniyi inşaya başlamak gibi konularda yeni kararlar kadar sonlanmalar da bizi bekliyor olabilir zira Satürn Akrep’de derin çalıştı açığa çıkartmayacağı ve bizleri kadersel anlamda yüzleştirmeyeceği hiçbir konuyu askıda bırakmadı. İyide bu enerji bitmedi. Bazı bireyler için tüm sıkıntıların bitmesi adına 2017 yılının son ayını görmemiz şarttır. Duygularımız netice isteyecek çünkü ya hep ya hiç durumları. Şubat itibariyle başlıyor 2017 yılında yaşayacağımız etkilerin öncü ayak sesleri.

Oğlak gelenekçi, muhafazakâr ve iş kolik bir yapıya sahiptir, kendinden düşük kategoride olanlarla işi yoktur ve gözü hep zirvededir, onun yaratılışından gelen fıtratı da budur ve cidden geldiği konumu hem hak eder hem de hakkını verir. İşte bu yüzden vicdanen rahat olarak ulaştığımız konum köklü olur, içimize sinen her şey gibi ve elbette sabır ve istikrarla. Güven içinde yaşama isteği, insanın temel ihtiyaçlarındandır. Güven Oğlak etkisini yoğun barındıranlar için temel prensiptir. Bu da, başta insanın çevresiyle iyi geçinmesine bağlıdır. Oğlaklar yoğun disiplin enerjileri ile kolay geçinilebilen tipler değildir daha depresif düşünceler barındırırlar. İnsanların gündelik hayatlarında en çok kullandıkları kavramlar arasında eğer, ”aldatılmak” ve ”aldatmak” gibi düşünceler tedavülde ise, o toplumda fertler arası güven bunalımı gittikçe tehlike sinyallerini artırıyor, demektir. Yine arkadaşlıklar, çıkar ilişkilerine ayarlı ise, çıkar ilişkileri bitti mi dostluklar da çöker. Etrafımızda bu durumlara fazlası ile vakıf olmaktayız. Dolunay ve Yeni Ay evreleri bizlerin bir aylık gündem konularımızı belirlemekte. Güven ve sağlamlık denildiğinde işte OĞLAK derim size! Gökyüzü tablosuna baktığımızda, dönüşümün ve ebedi derslerin temsilcisi Satürn’e dair derslerimiz gezegenin yerleştiği noktadan itibaren AY ve Lagna konum Akrep-Boğa-Kova-Aslan ve Koç olanlar için kalıcı olacak. Bakalım şöyle bir gökyüzüne; Gezegenler hem Rasi hem Navamsa da yer değiştiriyor bu da esasında hepimiz için etkilidir. Dedim ki bir önce ki makalede ilişkiler ekseninde nefret-bitiş-başlangıç-savaş-ego-sevgi-ihanet aynı anda yer almaz. Gurur Aşkı bitirir, nefreti doğurur. Ak gezegenimiz Jüpiter ilahi güç, kaderin kabulü, rıza, tüm sırların açık olacağı bir süreç öfke mahiyetinde ruhsal anlamda çözülmeler, manevi temizlenmeler akacak göğün göğsünden. Yeni Aya görünüm veren Jüpiter olumlu anlamda, Satürn bu duruma yatak hazırlayacak. Güneş kurala göre Ay ve Satürn’ün yöneticisi olduğu evlerde rahatsızdır. Düğümler ise benim yazmaktan hayıflanmadığım (beni bile şekilden şekile sokan o düğümler) tam yol yeni mevzillerinde ilerliyorlar. KETU için diyebilirim ki rahat ettiği Nakhastra seyrindedir. Hep bana lüp bana olmaz bu dünya. Vediğe göre ruhun bekası, hayatın anlamı, kader ve insan ilişkisi, kul ile Rabbin ilişkisi konularını sorgularken sezgisel davranış metotlarımız ile bizlere klavuzluk  eder düğümler. Ruhun bekası yani iyi yada kötü olarak değerlendirilmesi AY DÜĞÜMLERİ’nden analiz edilir. Güney Düğümü Ketu’nun bulunduğu nokta asla kolay disipline edilemez eğer köşe evlere denk gelirse yaşamdan kolay kolay tat alınmaz kayıplar insanoğlunun yakasını bırakmaz. Analiz ettiğim tüm haritalarda Ketu’nun rahat yada rahatsız olduğu evler kapsamında bireye hep mutsuzluk ve kayıp verdiğini gördüm. Hatta size yeri gelmişken bir konudan bahsedeyim. Düğümler için Wargottama yerleşimin pek bir kıymetli olduğu söylenir artık nasıl ve neye göre bir kıymetse takdir edilen bence Wargottama etkisi fayda kadar zararı da peşinden sürüklemekte zira 10 yaşında Ekliptik Düğümleri Wargottama olan bir çocuğun yaşadığı Dasa evresi Moon-Jüpiter sürecinde ve yine natal  yerleşim ile transit yerleşimin düzden kavuşum seyrinde çok ciddi bir rahatsızlığı hatta kronik kabul edilecek bir rahatsızlığı ortaya çıktı. Haritanın başarı ve ün çıtasında önem arz eden bu iki kör nokta mı yoksa güçlü bir Jüpiter’mi kişiye şans faktörü veren tam karar veremedim. Ne kadar çok harita o kadar deneyim demektir Vedic için ve bu anlamda incelediğim harita sayısını hatırlayamıyorum bile. Zira KETU yerleşimi ve Dasa süreci çok önemlidir. Beni bile bu hale getirdiğine göre eğiliyoruz düğümlerin önünde onların tokatı Satürn mastürbasyonuna benzemez.

Vedic Astrology de analizler AY baz alınarak yorumlanmaktadır. Satürn transiti kadar AY DÜĞÜMLERİ Ekliptik yerleşim ve transitide önemlidir. Düğümlerin temas edeceği natal gezegenler, temsil ettiklerin evlerin konularınca, yerleştikleri Nakshatra yöneticileri, yaşanan Dasa süreçleri, gezegen sav puanları ve Vedha durumlarına göre değerlendirilir. Yine de Ay Düğümleri en fazla Ay konumu, natal düğümü ve yükseleni Akrep-Boğa-Aslan-Kova kavuşum ve  kare görünüm ile. Ay konumu Terazi,Yay ve Akrepler için Sadesati evresi yaşanırken, Kova-Boğa ve Aslan mensupları ise Kandaka Satürn periyotundalar. Ay konumu Koç olanlar Asthama Satürn sürecini deneyimliyorlar ki bu transit 2017 yılının sonunda bittiğinde yedikleri gollerle, geçirdikleri evrimsel değişim ile kendi hayatlarını tanıyamaz hale gelecekler. Transit Satürn’ün 8.ev seyrini deneyimledim, yapmış olduğu sert etki gerçekten yoruyor insanı yine kadim kuraldır derler ki; Doğal zararlılar Dusthana evlerde zararını aza indirger hatta faydalı çalışır. ( Yok böyle bir durum; sen eğer takıldıysan biri zararlı, biri faydalı Dasa evresine ve bu şayet Maraka ev yöneticisi evresiyse ölüm bile ensenizde kol gezer.) Yaşama dair hepimizin sorumlulukları farklı yönlerde, yetişemez oluyoruz zaman ve hayatla yarış halindeyiz.  Bu transitler yüzünden evlilikler bitebiliyor, yerine bir çok ilişki yeni başlangıçlarla yaşam alanlarımıza girebiliyor, gerek ortaklı konular, gerek gönül ilişkileri. Mesleki alanlarımızla ilgili tatsızlıklar, iş değişikliği, kariyer konuları, maddi sorunlar kadar manevi olgunlaşma evrelerinde bir o yana bir bu yana savruluyoruz. Günlerdir düşünüyorum kaderi; Güney Doğu’da ki çocuklarla Batı’da ki çocukların kaderini! Ebeveyn rollerinde ki bireylerin evlatları ile yaşadıklarını, arkadaşlar ve yakın çevre ile sorunlar oluşturan transitleri, çocuk, genç, yaşlı dinlemeden  ciddi ciddi sağlık sorunu yaşayanları, ülkenin sınırları dahilinde Batı’yı ve Doğu’yu, Suruç’ta ölenlerin kaderlerini, Cizre’de akan kanı, bunların hepsini incelemek ve incelediğim konuları yeni kitabımda inandığım ilim kılıfına sokabilmek istiyorum. Hayat işte! Kimine bal börek-kimine susamlı çörek- kimine ise ZEHİR son dönemlerde! Yazmış olduğum Dolunay ve Yeni Ay zamanları hangi evinize denk geliyorsa o ev konularında tecrübeler kazanmaktayız. Oğlak burcunun olduğu alan kaçıncı eviniz? Birde sizlere bu ev anlamlarını veriyorum ki Dolunay etkilerini hatırlanmanız açısından. Ay ve Lagna itibariyle sayacaksınız Yengeç ve Oğlak kaçıncı evinizdi.? 😀 Bu konumları Batı değerlerinizden 24 dereceye geriye gelerek bulabilirsiniz. Yani yükselen ve Ay konumundan bir geriye geldiğinizde Vedic yükselen ve Ay konumunu elde edersiniz. Bazende derece bazında yine aynı yerleşimler olabilir.

* 1.Ev (koç Burcunun evi): Kişilik, maske, dışa gösterdiğimiz yüz, beden, sağlık, kişisel farkındalık ego. * 7.Ev (terazi burcunun evi): İkili ilişkiler, ortaklık, anlaşmalar, evlilik, eş, mahkemeler, yabancı ülkeler. Ay ve Lagna Terazi&Koç; Öncelik Kalp mutluluğu geçmişte yaşadığınız kırgınlığın tekrarı, telafisi belkide olayların yinelenmesi, uykusuzluk, rüyalar, anneniz, gayrimenkul alımı veyahut zararına satışı, sosyal statünüz adına yeni kimlik arayışı. Mahcubiyet yaşamak karar vermeden önde on kere düşünün derim.

* 2.Ev (boğa burcunun evi): Maddi güvence isteği, maddi kazanç, para kazanma ve harcama. Konuşmalar ağızdan çıkan sözler, sırlar. * 8.Ev (akrep burcunun evi): Ölüm ve yeniden doğum, yenilenme, dönüşüm, gizli ilimler, miras, ortak paralar, cinsellik, kronik rahatsızlıklar, açığa çıkan sırlar, gizli düşmanlar. Ay ve Lagna Akrep&Boğa; Çok yakın arkadaşlarınızla yol ayrımı yada küsmüş olduğunuz arkadaşlarınızla yeniden barış sağlamak evrenin size ödülü olacaktır lakin retro süreçte hiç kimsenin dürüst olmayacağınız hatırlatırım.Yurt dışına çıkacak olanların karşısına çıkacak pürüzler can sıkıcı olacaktır. Babanız ve yeni dahil olacağınız Eğitim sürecini retro ardına ertlemeniz sizi lehinize.

* 3.Ev (ikizler burcunun evi): İletişim, kısa yolculuklar, bilgi, eğitim, yakın akrabalar, komşular, kardeşler, cesaret. * 9.Ev (yay burcunun evi): Ay ve Lagna İkizler&Yay; Umut kestİğiniz ”kesin artık dönmez” dediğiniz paralarınız gelebilir beraberinde parada kaybedebilirsiniz. Hırsızlara dikkat ve özellikle sırlar başkasına ait bilgileri öğrenebilirsiniz. Finansal kaynaklarınız adına kaygı duyabilirsiniz, gelir düzeyinde ani düşüş kadar kaçırdığınız fırsatlar retro bitiminde sizinle olacaktır.

* 4.Ev (yengeç burcunun evi): Yuva, ev, dünya, geldiğimiz yer, anne, ebeveynler, gayri menkul, kalp, genel yaşam mutluluğu. * 10.Ev (oğlak burcunun evi): Kariyer, şöhret, başarı, yükselme, dünyaya karşı olan sorumluluklarımız ya da hedeflerimiz. Ay ve Lagna Yengeç&Oğlak; Dış görseliniz, görünüşünüz, imajınızı değiştirmenin tam zamanı bence. Retroların peş peşe yaşandığı bu süreçte Öncelikle ikili ilişkileriniz ve ortaklıklarınızla ilgili yeni kararlar alabilir, mahkemesi olanların ise iletişim kaynaklı sözlü ifadeleri yanlış anlaşılabilir. Mevcut ilişkinizi yeniden gözden geçirebilirsiniz. Yol ayrımına dikkat edin henüz zamanı değil. Eski bir ilişkinizin canlanma ihtimali oldukça yüksek duruyor…

* 5.Ev (aslan burcunun evi): Yaratıcılık, yaratıcı kişiliğin sergilenmesi, sanat, aşk, eğlence, çocuklar, kumar, spekulasyon. * 11.Ev (kova burcunun evi): Arkadaşlar, gruplar, grup çalışmaları, organizasyonlar içinde ortak hedefler için çalışmalar, büyük amaçlar, hedefler. Ay ve Lagna Aslan&Kova; Dolunayın etkisini en yoğun hissedecek eksen. İki tane Dustana alan. Günlük hayatınız ve sağlıkla ilgili konularla beraberinde gizli düşmanlarla tanışacağınız ve yeni taktikler geliştireceğiniz bir süreç. Sizleri etkinin başlayacağı ay sonu itibariyle yatak zevklerinden mahrumiyet ve bol bol hastane ziyareti, sağlık sorunları beklemekte. Ekstra çıkacak masraflarda cabası…

* 6.Ev (başak burcunun evi): İş, çalışma, hizmet etme, faydalı olma, pratiklik, sağlık, kişisel gelişim, temizlik, ayrıntılar, gizli düşmanlar. * 12.Ev (balık burcunun evi): Bilinç dışı, kolektif bilinç, ruhsal çalışmalar, içe çekilme, içe dönüş, kapanma, izolasyon, yatak zevkleri, hastaneler, hastalıklar, uyku. Seyahat, yurt dışı yolculukları, uzak ülkeleri dolaşma, felsefe, din, yüksek öğrenim, baba, babanın sağlığı. Ay ve Lagna Başak&Balık; Özellikle kalbi boş bayanlar ve baylar için geçmişte ki tamamlanmamış ilişkilerin yeniden başlayacağı bir süreçtir. Beraberinde çocuklar adına ilginç mutluluklar, sorumluluklarda artış yada çocukların sağlığı kadar spekulasyona dikkat demek istiyorum. Ahh o hedefler, ahh o arzular bu konuları yeniden revize etmek ve retronun etkisiyle ayaklarınızı sağlamca yere basmanızı tavsiye ediyorum.

Oğlak-Yengeç ekseninde oluşacak bu enerji en fazla Lagna ve Ay konumu; Yengeç-Oğlak-Başak ve Balık bireylerini üzecek nispettedir. Dusthana ev konumuna göre ise Lagna ve Ay konumu; Yay-Kova-İkizler ve Aslan yerleşimleri….

Oğlak dediğimizde hatta karşılıklı eksen bazında değer verecek olursak Yengeç/Oğlak ekseni sevgi ve güvene dayalı iki noktadır. Feleğin 4.ve 10.kapısı evin giriş noktası ve evin çatısı. Gerçek sevgide güven çok önemlidir. Bebeklik de öğreniriz güven duygusunu. Bunun gereği olarak karşıdaki kişi güzelliğini, maddi birikimini, itibarını yitirse de sevgi bitmez, bilakis daha da artar. Çünkü önemli olan kişinin ahlâkı ve karakteridir. İnsanlar birbirlerinin, güvenilirlik, şefkat, merhamet, cömertlik, ince düşünce, fedakarlık gibi güzel özelliklerine her şahit olduklarında sevgileri katmerlenir. Bir insan hiç görmediği birine nasıl güvenir nasıl sever böyle bir durum olur mu? Olur evet insan dünyanın rasyonel değerlerini hiçe sayarak eğer gerçek sevgiye düşmüş ise hiç görmediği biri için iyi temenniler ve AŞK besleyebilir. 🙂 Gerçek sevgide asla bıkma ve sıkılma olmaz çünkü gerçek sevgi maneviyata dayanır. İşte bunu Yengeç de başlatır, Oğlak da tamamlarız. İnsan en çok sevdiğine kırılır, en çok ondan özür bekler ve yine en çok onu düşünür.

Güven bitse de sevgi bitmeyebilir. Herkes ikinci-üçüncü şansı hak eder. Ama GÜVEN en az sevgi kadar önemlidir. Bu da kişinin maneviyatından gelir. İnsan kapalı bir kutu zihin AY konumu, Nakshatrası ile, 4.ev yerleşimi ise kişinin kalbini gösteriyor Vediğe göre. Herkes koşulsuz bir güven ihtiyacı içinde olacak. Herkes ”ilk” olmak ister, İlk aşk,,,,, İlk öpücük,,,,,,oysa ilk,,,,, geçicidir. Sahip olduğunuz hangi ilk hala sizin (?)…Ama kimsenin istemediği hoşnut olmadığı, değiştirmeye çalışırken arap saçına evirdiği, duvarlara çarpa çarpa derslerini öğrendiği kader farklıdır çünkü ondan ötesi yoktur doğarken alnımıza yazılan külli irade şekil alır transit yıldızların etkisiyle yaydığımız titreşimlerle iyi yada kötü (Rasi haritasının natal yerleşim potansiyalleri) neticesinde hayatlarımıza dahil olur.  Heyecandan avuçlarınızın terleyerek tuttuğu ”İlk” elle değil, güvenerek sımsıkı tuttuğunuz ”Son” elle girersiniz mezara. GÜVEN bu demektir. Geçenlerde bir soru yöneltildi şahsıma doğum bilgilerimin ve haritamın diğer Astrologlarca bilinmesinden çekinip çekinmediğim soruldu. Astrolog dediğiniz kişi kimdir o kişilerin dokunulmazlığı mı vardır. Dikkat ediyorsanız ruhsal anlamda kişisel gelişime daha çok önem veriyorum yazılarımda ve sizlere telkin etmeğe çalıştığım ana fikir kimsenin kaderin karşısında duramayacağına dairdir. Astrology yazılarıma devam edeceğim gerçek hayatta Astrology benim geçim kaynağım değil, Ketu Dasa süreci yaşamımı ve manevi yükselişimi tetikledi. Bu süreçte ruhumu, yaratılışı, evreni ve bilinmeyen gizem içerikli pek çok konuyu araştırma, sorgulama ihtiyacına girdim ki buda bana yeterli.

Yaşımız kaç olursa olsun bu transitlerle büyüdüğümüzü, bazen bir çok konuyu bildiğin halde, artık karşındaki insanın, olayın, durumun, düşüncenin sana bir şey katmayacağını aksine senden alıp götüreceğini, hiçbir şeyin değişmeyeceğini ve kaldığın yerden asla devam edilmeyeceğini bildiğin halde yine de denersin. Denersin denemek KADERİN’dir çünkü. Yaşlılarla sohbet etmeyi çok seviyorum engin tecrübeleri var onların haritalarını analiz etmeyi 😀 karşıma gençler gelince de üzülüyorum yaşayacakları adına ama olgunlaşmaları lazım öyle değil mi? Tüm yaşadığımız acı ve tatlı tecrübelere bir ihtimal belki, diye deneriz ya da kendi yanılma payımızı görmek, gerçeği tam anlamıyla hissetmek için deneriz. Burnu üstü çakılmak yada kartallar gibi uçmak pahasına deneriz işte. Kalan son parçayı da yok etmek için deneriz bazen de denemeliyiz ki yaşama dair, olaya, duruma, düşünceye dair tek bir soru işareti bile kalmasın yüreklerde bir daha geriye dönmemecesine son şarabı yudumlar gibi yok olmayı hesaba katarak deneriz, ama bilemeyiz ki denediğimiz YANILDIĞIMIZDIR. Hayat bizleri her deneme de aslında MAT etmektedir. Hayat da bir okul derler ya babayani bir sözdür. Sevmesek bile bazı dersleri, o dersler değil midir? İçimizdeki boşlukları da dolduran, yaralar açar, bazen merhem bazen ise bıçak olan, sonrasında o Aşklar değil midir? Bizleri divane kılan, o UMUT değil midir her yeni güne uyanmamıza sebebiyet. (Kendi hayatımı yaşamaktan ziyade Astrology i ile başka başka hayatların tamir edicisi gibi oldum. Buda benim Balık fıtratıma cuk oturdu).

Yaşanılan bütün anların hatıralarında bir deniz bir okyanus yaratıyoruz zihinlerimizde. Her günün sancısı ve sevinci ayrıdır, kimi kırışık izler bırakır yüzümüzde, kimi ise vakitsiz aklar düşürür saçlarımıza. Gecelerin zifiri yalnızlıklarında düşüncelerin hazin ve özlem dolu efkârı götürür bizleri uzak diyarlara. Özlemler göğün göğsünde ki yıldızlar kadar uzaktır oysa 🙁 her iç çekişte bir yıldız kayar karanlıkta, kayan tutkunun, aşkın gözyaşıdır, bunun için gökyüzünden kayan tüm yıldızlara……Ve sizler benim kıymetli okurlarım; O yıldızı yakalayacaksınız tüm bunları sonrasında hatırlayıp güleceksiniz olumlu transitler gökyüzünde yerini aldığında, olumlu Dasa evresi başladığında her hatıraya tatlı bir tebessüm bırakacaksınız. Mayasıdır gecenin dertler gündüzden devşirilir. Öyle gecelerde gelir geçmiş aklımıza. Öyle gecelerde ağlarız bir başımıza. Öyle gecelerde özleriz geçmişi. Öyle gecelerde hatırlarız sevgiliyi. Öyle geceler vardır ki düşler ağlar avuçlarımızda.

Sevinçlerde saklı elbet diyemiyorum. Oğlak zirvelerinde esecek rüzgar hepimizi üşütecektir. Mevsim Temmuz üşümek yakışmaz hiç bir ruha. Avuçlarımızdan kan çekilir gibi gecenin utangaç bir noktası varya o ana kavuşmak gibi gözyaşını içine akıtmak, sessizce haykırmak gibi. Battı batacak bindiğimiz kayık hala çek babam çek! Geçmeye çalışıyoruz ya o denizi fırtınaya karşı olurda geçemezsek donacağız o sularda haberiniz olsun Ağustos ayında. Sorgu harman oluyor cevaplarla. Sorgu, soruyu doğuruyor. Düşünün benim kıymetli arkadaşlarım! Kaybolan ömrün zemherisinde nice mutluluk, nice hazlar bırakacağız geride. İÇİMİZDE COŞAN ve sonrasında kuruyacak olan ırmaklarımıza! Düğümlerin eksenine takılacak olanlara 🙂 Öyküsüne, yaz manzarası, çokça sarı ve derin bir yalnızlığın refakat edeceği EYLÜL tutulmalarına dair hiç susmak istemiyorum ben. Zira damarlarımız acı depolamışken. Gündemlerinize dikkat edin. Ne varsa zihninizi meşgul eden tutulmaların öncü ayak sesleridir gelen. Dertlerle harmanladığımız ömrümüzde vuslatların rüyalarımızı esir aldığı, rüyaların içinde attığımız çığlığın yangın çıkarttığı, göz görmese de gönül tanıyor sevdiğini dediğimiz ve her rüzgar esişinde uzaklara dalıp gideceğimiz yılın son tutulma serisi. Belki bahsetmek için erken denilebilir lakin biz tezce kirazız 😀 dalında olmayı bekleyen! Anladınız siz onu!

Akrep-Kova-Aslan-Boğa ekseni için yüreğinizide ve zümrenizde çıkacak yangını söndürmeye denizler yetmeyecek. Derinlere dalacaksınız. Ekliptik düzlem RAHU ve KETU sıcak yazda biriktirdiğiniz düşlerinizi prangalara mahkum edecek. Böyle zamanlarda düğüm düğüm olur boğazınız ve böyle zamanlara yüreğiniz halatlara bağlanır, böyle zamanlarda hıçkıra hıçkıra ağlarsınız, böyle zamanlarda yorgun bir bedende biriktirdiğiniz hüzünler sizi diri diri mezar ile tanıştırır. Ve beklersiniz içine düştüğünüz sonu ve dibi bulunmayan bu derin karanlığın AY ışığında coşan köpüğüyle tadımlık mutlu olacağınız DOLUNAY evrelerini. Peri masallarında ki gibi gök kuşağı tadında yazılar yazmak isterim sizlere. Yaşamış olduğum Ketu Dasa etkilerini birebir özümseyerek hissettiğim için yaşayacağınız olayların ruhunuzda yaratacağı etkileri anlatmaya çalışıyorum. Karamsarda bulursanız kızmam çünkü ben duygu kadınıyım. Bu eksen 1.5 yıllık süreçte düğümlerin derbeder enerjisi ile tanıştıklarında ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklar. Ve yine Natal düğümleri, lagna ve AY yerleşimi bu noktalarda olanlar içinde durum aynı. Özellikle düğümlerin yerleştiklerin evlerin yöneticisi Dasa süreçleri daha vurgu kazanacak demektir. Wimsottori, Andardasa ve Prantyandardasa evresi zararlı gezegen yada iki zararlı bir faydalı gezegen sürecine denk gelmemelidir.

Geçmişe dair özlem biriktirirsiniz ya o tip anılar da düğümlerin etkisindedir. Sonra o anılar acı kapsamında cam kırığı gibi batar kalbinize. Bir deniz sürekli mi dalgalı olur? Dalganın içerisinde terk ettiğiniz ve denizinin durulmasını beklediğiniz ve hakkınızda biçilen her hükme EYVALLAH diyeceğinizi unutmayın! Düğümlerin değişiminden olumlu anlamda fayda sağlayacak olanlar; YAY-BAŞAK-BALIK-İKİZLER. Bu eksen ise tam olarak rahatlamıştır. Görüyorsunuz işte devr-i alemde her şey sırası ile. Daim olsun Mevla’ya duyduğunuz AŞK! Gönül liman gibidir. Demir atan her geminin limanda da tutulacağı bir kasırga olduğunu bilmelisiniz.

Dün bitti……….. Her şey hatıralarda kaldı, hatırlamak istediklerimiz ve istemediklerimiz. Bugün ise hemen yanımızda, koynumuzda, bilinmezlere gebe, zaman dün ile bugün arasında gel-gitler de. Geçmişe dair unutamadıklarımızla, aklımızın uzuvlarında köşe kapmaca oynatıyor bizlere. Geçecek yada geçmesini beklediğimiz bir hafıza kaybı yok maalesef! Yarın belki gelir…….Tanığı olmayan umutların, hayallerin, ağırlığı var belleklerimizde. Yarım kalmış bir hikayenin üzerine yeni bir öykü inşa edilmiyor.  Geçmişimizden vazgeçmeden, bugünü yaşayarak, bilinmezlere gebe kalmış ömürlerimize hayıflanarak susmuyoruz, hak edene hak ettiği muamele.

Hürmetler

AYŞEN TOK