Ülkemin Halleri & Jüpiter Retrosu

“sorarsın ya bazen kapatıp gözlerini usulca dünyaya
bu asiliğin bahanesini
nereye kadar gidersin
kuşların kaderle uçtuğu
her yağmur tanesini bir meleğin indirdiği
yeni doğmuş bebeğe yutkunmayı öğreten
çimene yeşili
buluta maviyi
toprağa doğurganlığı veren
ey karıncanın kalbine bile merhameti indiren
görünmezi gören
bilinmezi bilen
göğe
çarkı feleğe
süreyya’ya
yıldızlara
kainata sığmayıp
bir garibin kalbine giren
duy sesimi!”

Ne oluyor Yarab diye sormuyorum, zira kulun, Hak’ka sorgusu nerede görülmüş sadece tek temennimiz affına maruz olabilmek bizlere hoş görü ile acımasını beklemek.

Tarih mi değişiyor? Yazdım bunları da eksik yazmışım bu kadarını beklemezdim. Paşalarımızı Paşalar gibi ağırladığınız kesin de BARZANİ ile hukuğunuz nedir? 🙂 🙂 Şimdi sizlerin kişisel gelişim, politik açılım diye verdiğiniz bu metot benim çakram da geri tepti ve bu yazıyı bir Türk Vatandaşı olarak yazma lüzumu duydum. Azıcık hasbihal edelim biz bize.

Ülkemiz açısından hem genel durum hem de Jüpiter  Retro’sunun etkilerini değerlendirmem yönünde çok mail geldi. Köşe yazarları Astroloji’yi ve Astrologları aşağıladıkları için çok fazla Politik yazılar yazmama kararı aldım zira damarıma basmadıkları sürece dellenmeme hacet yok.  Bu bir meydan okuma değildir. Tamamen bilimsel görüşlerdir.

T.jÜPİTER Mundane Horoskoplar da Ülke Natalına göre 1.Evde Retro seyre dönmüştür. 1.Evimizde yer alan natal Ay ile kavuşumdadır Vedic kurallarına göre Batı normlarında ki gibi Gezegen derecesi baz alınmaz. Natal Gezegenin bulunduğu eve geçen T.Gezegen kavuşum halinde kabul edilir. Politik astrolojide 1.Ev alanı (Yükselen Burç) : Milletin tümünü temsil eder. Dünyaya nasıl göründüğünü belirtir. Halkın başarı, gönenç ve genel olarak sağlığını yansıtır. Jüpiter ise ; Din ve hukuku, din kurumlarını ve ibadet yerlerini, adalet sistemini, ulusal varlıkları, bankaları ve bankerleri, Eğitim sistemin, Eğitim yerlerini, Denizcilik ve uzun yolların da simgesidir. Eğitim sisteminde ki çatlaklar su yüzüne vrumaya başladı, onarmak için olumlu bir süreçtir. Burada bulunan N.Ay ise; Halkın, kadınların ve kalabalıkların temsilcisidir. Halkın davranışlarını ve genel davranışların işaretidir. Mundane haritada Ay yerleşimi halkın dikkatinin yoğunlaştığı alanları gösterir. Ve gergin oluşumlar ve bekleyişler, bir karışıklık hâkim, diğer taraftan 3.Ev alanımızda seyir eden Mars önümüzde ki günlerde Natal haritaya göre 4.ev yani Başak Burcunda Transite başlayacak.  3.Evin komşu ülkeleri ve ilişkilerimizi yönettiğinden, hepsi birlikte paralel ciddi ciddi ülkemiz komşu ülkelerde cereyan eden son gündemdeki olaylarda önemli bir noktada durmakta. Mars Askeri yönetimdir.  Bu durumda Hükümet yetkilileri verdiği demeçlerde daha temkinli olmalı, dış dünyanın ve 1.Evde cereyan MİLLİ GÖRÜŞ KAVRAMLARINDA Kİ ARTIŞIN savaş stratejilerinin konuşulduğu şu dönemde tutarlı ve kesin tavrını ortaya koymalı, geçmişi düşünmeli ve tecrübeleriyle hareket etmeli. T.Mars 3.Evde olumlu çalışır 4.Eve geçsinde siz o zaman seyir eyleyin alemi eğer sağ olursam AYŞEN demişti diyeceksiniz. Yanılan biz olalım da DÜŞMANLARDAN GELEBİLECEK ZARARLARI görmeyelim.

Transit Mars 4.EVİMİZE GEÇİŞ YAPTIĞINDA;  Toprakları, yerleşimi ve tarımı temsil eder. Bunların sahiplerini, burada çalışanları simgeler. Tarım ürünlerini, madenleri ve yapıları kapsar. Bu evin çizgisine yakın veya kavuşumda olan Gezegen karakterine bağlı olarak havayı etkiler. Bu evdeki zararlı bir gezegen 10. ev karşıtı olarak devleti etkiler. Gezegen kurala göre 4.7.8. evlerle görünüm oluşturacaktır. İlk görünüm vereceği T.Gezegen Venüs’dür. Venüs’ün o tarihlerde ki Retro etkisi beni düşündürüyor. Kadınlarla ilgili alanları, doğumları ve evlilik ve çocuklarla ilişkili konuları temsil eder. Ayrıca sanatkârları, spor ve eğlenceyi, barış ve diplomasiyi gösterir. Kadın figürlerine Toplum önünde Kollu Kuvvetler (Mars) tarafından yapılacak zulüm olarak yorumlamak istemesem de yolu takip ettiğimde Basın kanalıyla bu durumlara çok şahit olacağımıza benziyor.

Son zamanlarda Ülke sınırları ve Komşu Devletlerle ilgili  gerçekleşen olaylar da Gezegenlerin ve Evlerin açıklamaları dahilinde gelişmelere şahit olduk. Kimse kusura bakmasın sebepsiz bir sonuç değil veya da adaletsiz bir şey hiç değil, perde arkasında olan ve belgelerle sabitlenmiş bizzat itiraflarla tescillenmiş bazı gerçekleri Hükümet yine insaflı davranıp ifşa etmiyor. BARZANİ’Nİ PİS PİS GÜLÜŞLERİ açıklamalar için yeterlidir.

Bilinçli olarak 5.Evde seyreden Transit Satürn Natal Satürn ile kavuşum halindedir. İletişim, haberler, medya kurumları ve bazı zümrelerce bilinçlerimiz zehirleniyor ve bizleri iç karışıklığa doğru götürmek adına Satürn’e ait korkular, KETU etkisiyle sinsice enjekte ediliyor damarlarımıza.  Evet, Dünya bir çıkmaza gidiyor çok şey değişecek kayıplarda olacak savaşlarda depremlerde toplu felaketlerde olacak ne bekliyoruz başka, öz kızına tecavüz eden baba, kendi doğurduğu çocuğu daha 2 aylıkken evinde bırakıp tatile giden ana bozuntusu (tövbe Yarabbi) evliliği ticaret gören birbirini sömüren sözde sevgiden yoksun çiftler, kız kardeşiyle cinsel ilişkiye giren sözde delikanlı tipleri, KADIN figürünü sadece cinsel obje olarak görenler, çocuk sayılacak kızları evlendirenler, bir kuruşluk menfaat adına şerefini itibarını pazarlayanlar ne olacaktı bu gidişatla Dünya cennetin tezahürü mü olacaktı. Karış bakalım Dünya karışabildiğin kadar, devam et ATEŞ dansına gelecek adil günler hatırına elbet ufukta Güneş görünecek anlaşılan o ki ciddi sınavlar vereceğiz. En büyük payda TÜRKİYE hudutlarına 🙁

2012 yılından bu yana yazıyorum Ülke sınırları değişebilir diye; Adamlar KÜRDİSTAN CUMHURİYETİN‘den bahseder oldu. Bir dönem AHMET KAYA gibi bir sanatçının harcandığı bu Toplum şimdi EŞEK EŞEĞE ÖDÜNÇ KAŞIR hale geldi.

DİYARBAKIR ziyareti; Kürt’lerin Başkentleri olarak gördükleri Bölge de Rönesans inşasına kalkıştınız 🙂 🙂 🙂 tüm bunların gerçekleşeceğini 1 yıl öncesinde yazdım. ”Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” değil elbette durum. Türkiye’nin arzu hali gayet açık. Barzani ile kurduğu güçlü bağların tek sebebi ekonomik işbirliği, enerji anlaşmaları ve KBY’nin barış sürecine verdiği destek gibi görünse de durum bu değildir. Aynı zamanda Türkiye ve Kuzey Irak’ın bölgesel çıkarları da birebir örtüşüyor. Her ikisinin de Şam, Tahran ve son zamanlardaki atılımlara rağmen hâlâ Bağdat’la araları kötü ve ikisi de Suriye’de kurulacak özerk bir yönetime karşılar. Ancak bu durum, Ankara’nın Salih Müslim’le arasını açmaktan kaçınmasını engellemiyor. Zira PYD’nin Ankara’ya karşı saldırgan bir tutum izlemesi ve Kürtler arasındaki çatlağın silahlı bir çatışmaya dönüşmesi Türkiye’nin aleyhine olur. Tam da bu yüzden Türkiye’nin Rojava’daki oluşumu kabullenmesi ve bölgedeki farklı Kürt grupları arasında arabuluculuk yapması gerekiyor. Kaldı ki bu, bölgedeki Kürtler arasında ekonomik, sosyal ve kültürel bir entegrasyon kurulmasının da temelini atacaktır ve bu cesaretler arsızlık diz boyu misali TÜRKİYE Hudutları dahilinde kendi ÖZERK BÖLGELERİNİN temelini atmışlardır. 🙂 🙂

Ne diyeyim eğer amaç gerçekten halis ise KERKÜK ve MUSUL’a açılmak aklımın ucundan geçmezdi. Yakında Vizesiz uçuşlara da başlarız ACEM DİYARIYLA! Bu barış dolu yaklaşımları neticesinde SAYIN BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’a ATATÜRK ve ABDÜLHAMİT sıfatını yakıştıran KÖŞE YAZARI (!)  duy sesimi; ABDÜLHAMİT dönemi hiç unutmadığım Tarih Dersinde sunum hazırladığım bir konuydu burada haklısın da hani ATATÜRK tiplemesi için acaba diyorum bir BEYİN EEG’simi çektirseniz 🙂 🙂 🙂

Kalın sağlıcakla; Bugünde bunlar döküldü Kalemimizden yarın ola, HAYR ola!

Hürmetler Efendim

AYŞEN