Denizin Dibinde ki İnci & Yengeç Yeni Ayı

İçinde her şey çiçek pıhtılarına dönüşecek. 
Bir gün gelecek hiç ağlamayacaksın…
Didem Madak

23 Temmuz 2017 saat:11:45 Yengeç yeni ayı, mutlak yaratıcı Allah (c.c) merhametinde sonrası 7 Ağustos Oğlak Dolunayı ile tamamlanıyor 20 Temmuz’dan bu yana gündeminizde ki konular. Sonrası başka bir eksen. Sonrası hepsinden önemlisi Ekliptik Düzlemin iştirakinde yılın son Güneş tutulması. Düğümler değişiyor. Terk ediyor Ketu Kova burcunu ve Rahu Aslan burcunu. Ketu Oğlak, Rahu ise Yengeç seyri ile 1.5 yıl süresince bazılarımızın yaşamlarına domino etkisi yaratacak. (Ben dahil. Yok ki dokunulmazlığımız) Bir evvel ki makaleyi okumanızı tavsiye ederim.

Gözümde ki Ay ışığı ile yazıyorum bu aşkı…

Rasi haritalarımızda hepimizin sahip olduğu değerler bir diğerine benzemez.  🙂

Tıpkı Batı Astrologysinde ki gibi Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak Chara ÖNCÜ burçlardır. Çok seyahat ederler ve gruplar içerisinde yeri doldurulamayacak ikinci kişilerdir.

Boğa, Aslan, Akrep ve Kova ise Sthira SABİT burçlardır. Dünyevi değerleri maddiyat üzerine kurulurudur.

İkizler, Başak, Yay ve Balık ise Dwichara yani DEĞİŞKEN burçlardır. Zekidirler, kaşiflik özellikleri taşırlar, çok çapkındırlar her zaman birden fazla ilişki deneyimlemiş kişilerdir.

Bir fısıltı hakim geceye, bir bilinmezlik, bir gizem ve bir sır! Kendim de Amavasya doğumluyum. Yani yeni Ay oluşmadan önce doğmuş. Karanlık ve gizem her dem ilgimi çekmiştir.

Ruhumuz varya yandı! Yanmak kelimesini mecazi anlamda kullandım zira içimizde ki hezeyan tenimizde depremler yaratacak nispetteydi. Satürn Retro seyri ve aneratik derecede ki değerine bir mola, bir yudum su, imdadımızı duydu Mevlam!

Dilde özlem, gökte siyah, yürekte yanılgı, umuda hasret, kıpır kıpır yüreklere karşılık akıp giden zaman! Bakıyorum etrafıma hayat bir tek çocuklara çok güzel! Gönüllerinde keder yok. Yalanlardan bir haber, dünyalarında çirkeflikler yok! Haykırmak istedikleri yalnızlıkları yok mesela.

Doyumsuz yaratıklar halinde olmamızın sebebi küçük değerlerden mutlu olamayışlarımız mı? Bu yalnızlık! Bu adı batasıca yalnızlık! Heder etti özellikle Yükselen ve Ay konumu Akrep, Boğa, Aslan ve Kova eksenlerini. Beraberinde bu noktalarda natal Venüs yerleşimi olan bireyleri.

Gökyüzü içiyor! Neyi diye sormayın? Gökyüzü suskuları içiyor. Gökyüzü kirliliği içiyor. Gökyüzü riyayı içiyor. Gökyüzü aldanışları içiyor. Gökyüzü isyanı içiyor. Gökyüzü kaidesini bozmaz. İçtiklerinin hepsini kusar sıra ile. Sıra ile herkes nasibine düşen şerri ve hayrı bulur.

Gecenin en mahrem noktası karanlıklarda, hayatın en mahrem noktası Dolunay evrelerinde saklıdır. Acıya bir sızı, sızıya bir derman, dermana bir rıza göstermeye hazırız vesselam! Rahmet inerken yeryüzüne…

Mor renkli yasemin kokulu gecelerde o Ay ki dertleri taşır kervan kervan yaşamlarımıza. Özlemin, aşkın, ihanetin, ayrılığın ve kavuşmaların coşkusu esir alır yaşamlarımızı. Gündemlerinize dikkat edin dememin sebebi budur. Ağustos girer girmez 2 Ağustos itibariyle Oğlak Dolunay enerjileri + ve – olmak üzere 5 günlük süreçte etkendir finaller genelde Ay’ın dolumluluk halinde son bulur. Beden yorulur, zihin yorulur, iltica düşlerin ardı çoğunlukla gözyaşıdır. Sonra unutulur yaşanılanlar bir sonra ki fazda umut ceplerde mutluluğu bekler yürekler, bir kez daha başa ne geleceğini bilmeden. Ağustos ve Eylül aylarında Aslan-Kova ekseninde üryanların burcunda doldurup dertleri kovalara boşaltacağız boşaltabildiğimiz kadar 🙂 Yıl biterken yaratıcının arzusu mahiyetinde o kovanın içine girmeye var mıyız?

Bir adam ağlıyor uzak diyarlarda mahcup,  bir kadın ağlayan adama destek olmaya çalışıyor üzgün. O evde ki çocuklar şaşkın! Bir annelerine bakıyorlar bir babalarına! Mutluluk ah o mutluluk!

Bazı çocukların, bazı adamların ve bazı kadınların hayatlarına imlası ve hatası bol hatıralar mühür vurdu. O hatıraların girdabında Dolunay ışığı ile evrenin kıskaçlarında yaşam ritmini yitirmiş insanlarız bizler. Pusulamız gökyüzü 🙁 bu dertler sıra ile bugün Lagna ve Ay konumu Akrep-Boğa-Aslan-Kova bireylerine ise yarın yani 2017 yılı bittikten sonra Lagna ve Ay konumu İkizler-Yay-Balık-Başak bireylerine.

Ah ki o gökkubbe altında bir çare umutlar!! Umut dünyası işte!

Bu Hint’liler bu işi nasıl çözmüş? Evlilik noktası tespiti var biliyor musunuz? Vivaha Samaha noktası. 😀 Rasi haritalarında 7.evine Güneş yerleşmiş kadın ya da erkeğin eşinin saçlarının çok ince telli olacağı, Ay yerleşmiş birinin sağlık olarak kasıklarında özellikle cinsellik anında yoğun ağrı hissedeceği, Mars yerleşmiş birinin özellikle kadın ise eşinin başka kadınları tutku ile arzu edeceği, Satürn yerleşmiş ise sağır olabileceği, Venüs yerleşmiş ise aşk evliliği yapacağı ve eşinin yaşça küçük olacağı, Merkür yerleşmiş ise ticari konularda başarılı bir evlilik ortağı olacağı, Jüpiter yerleşmiş ise ahlaklı bir eş kadar ahlaklı erkek çocuk vereceği, Rahu yerleşmiş ise kişinin eşinin hayaletlere olan inancı, Ketu yerleşmiş ise cinsel mutsuzluğu ve insan ötesi varlıklarla irtibatı…..

Ve daha neler neler….PES!

Bazı Ay fazları oluşurken semanın tüm melekleri devreye girer. İşte öyle rahmet dolu bir oluşumdur yazısını yazdığım. Yaşam ne kadar ilginç bugünkü aklınızı yarın beğenmezsiniz. Bir tek kendine, kendi kalbine, kendi aklına hükmü geçmezmiş insanın çevresinden ziyade ne kadar etrafındakiler akıl verse de bir tek hükmü kendine geçmez insanın. 🙂 Gökyüzünde Güneş, Ay, Mars Yengeç burcunda , Satürn Retro hali ile Akrep burcunda.  Bazılarımız için ne kadar umut, bir o kadar hayal kırıklığı demektir bunun ruhumuza yansıyan hali. Özellikle Lagna ve Ay konumu; Kova-Aslan-İkizler ve Ya eksenleri gözyaşı ile tanışacaklar yine.

Vedic jargonunda Güneş ve Venüs Ay’ın ve Satürn’ün yönettiği evlerde rahat edemez. O Venüs ki yaşam kalitemizi ve mutluluğumuzu simgeler. Yeni Ay anında aldığı zararlı görünümlerle yara aldığımız yerden daha büyük yara açacak, bağımlılık yaratacak durumları işaret eder. Keşke hesabını tutabilseydik gülücüklerimizin ve hüzünlerimizin eksik olan her neydiyse bulup tamamlayabilseydik. Sevmelerimiz hiç bir ayna da ve yüzde büyük değil oysa ki sevmeyi kural edindik ya benliklerimize koşulsuz her şeye rağmen.

Yanlışı da sevmeyi öğrendik yanlışı da sevmelerimiz bu yüzdendir…

Sevgini şevkatle göster diyor evren şevkati eksik kılarsan ilgisiz kalacaksın. Ak gezegen Rahu iken; Başka insanların duymak istediklerini söyleme, kandırırsan kandırılırsın, aldatırsan aldatılırsın. Sen kendi bildiğin doğruyu savun hem de tam bu yeni ay da.

Yüzeysel etkileri  şöyledir.

1-7 ekseni yani Ay ve Yükselen Yengeç-Oğlak hattı; Evlilik, ikili ilişkiler, ortaklı konular, davalar, eşin geliri ekstra çıkan harcamalar. Açık düşmanlar, haksızlığa uğramak, libidonun yükselişi.

2-8 ekseni yani Ay ve Yükselen İkizler-Yay hattı; Kazandığınız paranız, geliriniz ve giderleriniz ani oluşan maddi kayıplar, söylemleriniz, eylemleriniz, sırlarınız,cinsel organlarınızda oluşabilecek arazlar. Bitişler, mecazi anlamda ölümler, mahcubiyet, sonlanmalar, ayrılmalar belki de AYMALAR! Zira hiç bir sır saklı kalmaz.

3-9 ekseni yani Ay ve Yükselen Boğa-Akrep hattı; Yakın çevreniz, akrabalarınız, kardeşleriniz, arkadaşlarınız, uzun yolculuklarda meydana gelebilecek kaza durumları, Babanız, cesaretiniz, eğitim aldığınız konular ve eğitmenleriniz. Hayatınızdan çıkacaklar ve hayatınıza girecekler özellikle kadın figürleri, yol ayrımları…

4-10 ekseni yani Ay ve Yükselen Koç-Terazi hattı; Anneniz, annenizle yaşayacağınız polemik, eviniz, evinizde oluşabilecek ufak çapta kazalar, satış yapmak ya da almak istediğiniz gayrimenkulleriniz, araçlarınız, kariyeriniz, Toplum önünde ki duruşunuz, üst yöneticileriniz ile yaşayacağınız polemikler. Devlet kademelerinde ki beklentileriniz. Yeni başlangıçlar durumu ayan edinceye kadar yorar bunu unutmayın!

5-11 ekseni yani AY ve Yükselen Balık-Başak hattı; Aşk hayatınız, yeni bir ilişkiden ziyade geçmişinizden gelen bitiremediğiniz bir ilişki, bayan arkadaşlarınız, ayrılık, çocuklarınız,hayalleriniz ve umut ettikleriniz, eğlence hayatınızda kısıtlanma, isminizin karışacağı spekulasyon içerikli konular, sosyal ortamlar, neye sahip olduğunuz değil, neye arzu duyduğunuz konulara vakıf olmanız.

6-12 ekseni yani Ay ve Lagna Kova-Aslan hattı; Öfkeniz zihninizde birikecek enerji oluşumu, çalıştığınız ortam,iş arkadaşlarınız, sağlığınız, bilinç altınız, yatak zevklerine duyacağınız aşırı istek, yakarışınız belki de Mevla’ya isyanınız. Yanınızda hizmetinizde çalışan bireylerin sıkıntıları, gizli düşmanlarınız, payınıza düşecek gözyaşları, hastane ve cezaevi ortamları…

Bu yazdığım konular AY ve Lagna (yükselen) yorumlarınıza göredir. Sizleri zihinsel anlamda meşgul edecek ve netlik kazanacak yüzeysel etkilerdir. Her harita kendine özeldir ve yaşanılan Dasa evresine göre şekillenir. Dipsiz bir anafor içine sürüklendiğimiz kader, bazılarımız ağa takılan Balık gibi bekleme de , denizlerimiz buz tutarken,  sevgiyi, sevgiliyi, huzuru göstermeyen bütün haritaları yakasım var…

Bir kadın; Düş kurmuş, umut ekmiş, tüm duyguları geceden şafağa ayyuka olmuş. Yeşil gözleri nemli. Yeşil gözlerinde sevdiğinin sureti. Yeşil gözlerinde tutku. Yeşil gözleri soğuk sahnelere ev sahipliği yapıyor. Yeşil gözleri derinlerinde sırlar saklıyor. Yeşil gözleri rüyalarında öpüyor mutluluğu. Yeşil gözlerinde martı çığlıkları. Yeşil gözlerinde sebepsiz ölenler. Yeşil gözlerinde duyduğu aşkın nefret celseleri. Yeşil gözlerinde bir umut bekleyiş. Yeşil gözlerinde güne başlarken ve günü bitirirken çektiği çilenin ilmeği. Yeşil gözlerinde özlem duyduğu bir yuva. Yeşil gözlerinde ona haram edilen sevinçler….

Bir adam; Bugüne kadar kurduğu hayatının enkazında nefes almaya, yeniden hayata tutunmaya çalışıyor. Bulut bakışlı bir oğlu var çünkü. Kaderin ellerinde oyuncak olmuş keder dolu iniltilerle insanların arasında. Adalet böyle olmamalıydı. Görmesinler diye yaralarını sahte gülüşler kondurmuş dudaklarına. Bir adam; Bezgin, kırgın, yıkık, perişan. Güneş’in doğacağına olan inancını yitirmiş. Oysa daha iki sene öncesine kadar beyaz umutları vardı. Şimdilerde şakaklarında gökyüzünden inen şimşekler çakmakta. Onu anlayan biri var ama…Semadan yaşamına bulutlarla sevişen Jüpiter indiğinde unutacak tüm bu olumsuzlukları. Yazgıyı değiştirmek keşke bu kadar kolay olsaydı. Suç kimin? Aşkın pimini kim hediye etti ellerine?

Ve bir çocuk; Bir fısıltı, bir nefret, bir öfke, bir bilinmezlik, bir kahkaha, bir çiçek, bir deniz, bir gemi, bir pamuk şeker, bir tinel, bir bali… diye devam eder. Yazmak istediğim bir çocuk değil ki.

Ben şimdi mutlu çocukları yazsam, diğerlerine haksızlık olmaz mı? Ben çocuklara hiç kıyamam ki!

Göğün yansımasıdır kader diye alnımızdan süzülenler. Gözyaşları ile beslenirler. Şekil alır o gözyaşları, kıvrım kıvrım, bulur yolunu, ırmak olur akar içimize deniz diye…Bir yalnızlık eksenine esir olacaklar var aramızda. Sizlere zamanı geldikçe yazacağım.

Mutsuzluk ve mutluluk çok eski bir şarkı. Uğur böceği gibi dolanırken başınızda, hüzün hiç akla gelmez. Her ömrün bir de hazan mevsimi vardır. Şimdilerde nicedir yazmadığım bu hikayeye bu gece bir kadın gözlerinde ki sevda ile eşlik etti. Bir adam; ziyan olan ömrü ile. Bir çocuk ise belki bin çocuk oldu kalemimle….

AŞK şiir tadında vazgeçilmez tabumuz! Düşleri bitti insanların. (Sizlerden aldığım mesajlar hiç iç açıcı değil) Tenlerinde ki hazzı toprak ana emecek neredeyse. Kalbimiz hala mavisinden medet umuyor göğün. Ömrümüz heba oluyor gezegenlerin döngüsünde. Bir rüzgar esse alsa götürse uzaklara, fısıldasak şarkıları Ay ışığında sevgilinin kulağına. Ayrılığın olmadığı şehirlerde aşkı sonsuzluğa yazsa şairler. Yazamaz; ihanetin kokusu var! Yazamaz; ölüm ve ayrılık kol geziyor. Yazamaz; zihnimizin ususunda komplolar. Yazamaz; yaşama derdine düştük. Yazamaz; o gözlerden süzülen yaşın haddi hesabı yok!

Söyleyin bakalım gün biterken hangi kalbi kırdınız? Hangi yüzü gülümsettiniz? 😀 Hangi kalp bilmeden kırdı sizi? 😀 Dolunaylar ve Yeni Ay’lar duyguların zirve halidir. Yengeç burcunda Pushya Nakshatra da herkesin arzusu yerini bulacak. Sükut hakim değil yaşamlarımızda o yüzden 2017 yılı bitiminde görüşelim. Yine de şükür ki bu yıl Mars retrosu yoktu.

Ağlamak 🙂 bilerek susmak gibidir bazen için için ağlamak. Aşk gözlerden süzülen yaştır belki de gölgelerde kalan anıların haykırışı yada 🙂 Bu AY fazlarının akışına ne işlesem diye düşünürken bir şarkı dolandı yine dilime. İsterdim bir çırpıda alayım T.Satürn’ü Akrep’ten geçireyim Yay’a. Namütenahi bir durum ne mümkün! Neyi neyle özdeşleştirdim 🙂 gönlümde ki mavi sevgisiyle…O Satürn geçecek elbette Yay burcuna. Eylül bitsin, Ekim’i görelim emi…! Neden aşka değindim. Günlerdir sosyal medya hesabımda yazıyorum sizlere Venüs hem Satürn görünümünde hem Ay düğümleri ile kare bakış halinde.

T.Jüpiter ödülünü bırakacak. Başak burcunda N.Venüs ve Güneş’i olanlarınız keza Oğlak ve Boğa ekseni dahil olmak üzere kadersel ve karmik ilişkilerle, geçmişte ki sevgililerle bir daha yüzleştiler. Jüpiter 12 Eylül itibariyle ayrılacak Başak burcunda. Terazi noktasına yerleştiğinde Lagna ve Ay konumu; Terazi-Koç-İkizler ve Başak olanlara pek bir torpil geçecek her manada.

Alıp başını gitmek çok uzaklara, inanmak ve güvenmek mertçe anlamsız bulduğum tüm oluşumlara (!). İsyana durmak gecenin ayazında, sonra yeniden tevekkül etmek ve tutunmak hayata! Yüreklerde alev alan yangının, içinde bulunduğunuz belirsizliklerin ruhlarınızı ne kadar yorduğunu biliyorum. Bu coğrafyada uzunca süredir insanlar düşlerle avunmakta. Sevilmeyenler, sevilenlerle umutlarını bölüşmekte. Dil yangınıdır retro zamanları ve gönül!

Yine de huzur inanın bana mavi ve yeşilde…

Satürn alttan alttan vuruyor. Satürn Retro olduğu için maziyi kurcalamayı seviyor. Balık-Başak-Yay-İkizler de etki altında. Süreç 26 Ekim cümle alem sabır etmekten başka yok bir çaremiz hani biliniz. Sevginin, aşkın, merhametin olmadığı yeryüzü, üzerinde yaşayan insanlara kaygılı bir yalnızlık oluşturur bu gezegenin en büyük işlevi yalnızlık halini ruha nakşetmektir.

Öyle yalnız olanların kalbine erken iner akşamlar. Umut o evlerin çatısına tüner her yeni günde. Ne uyku huzurludur ne de düşler. Örselenir tüm hikayeler. Ta ki olumlu gezegen dasa evreleri başlayana kadar.

Bir kadın; rüzgarlara özlem yükleyip, sevgiliyi düşünürken hesap ediyor kazançlarını ve kayıplarını. O kadın o sevdaya düşmeden evvel kuş gibiydi. Şimdilerde sahipsiz bir yıkıntı…

Bir adam; ayaza durmuş, kalbi buz kesmiş, tedirgin bir sarılışı hatırlıyor. Çok uzaklarda bir kadının gözleri kalmış hatırında. Yürek yangını nedir bilmiyor! Şefkat nicedir karabasan olmuş hayatına.

Ve bir çocuk; mevsim meyveleri tat olmuş ağzına. Dağlar, yollar kaderine sürüklüyor onu. Yaz rüzgarları sevinçler sürüyor yaşamına. Bir çocuk muhteşem bir açlık çekerken, başka bir çocuk masasına gelen pastalara kusur bulmakta!

Şu durmadan kurulup dağılan evrende ne o adam, ne o kadın ne de bu çocuk mutlu olamayacaklar!

TEMMUZ ve AĞUSTOS’a dair…

Felek 360 derecelik bir dairedir. Bu daireyi 30 derecelik 12 eşit dilime böldüğümüzde sizlere yazdığım eksen konumları 180 derecelik karşıt yerleşimlerdir. 9 Temmuz Yay Dolunayı 24 Haziran İkizler Yeni Ayı etkisini tamamlayacak. Ve sizler yükselen ile Ay konumunuzdan itibaren İkizler-Yay ekseni kaçıncı eviniz ise o dairede o konular kapsamında aydınlanacaksınız. Bunların bütün açıklamaları Vedic Normda mevcut.

Bu insanlar neden Vedic Astrology fal gibi görürler.? Astrology insanları 12 tipe bölerek yorum yapmak demek değildir. O zaman 4 dakika ara ile doğan İkiz bebeklerin kaderini neden açıklayamazlar? Bir Yengeç kadını şu anda belki doğum yapıyor hastanede. Başka bir Yengeç kadınıda belki mezarda şehit verdiği evladına ağıt yakıyor. Belki başka bir yerde Yengeç burcu olan bir terörist saldırıya hazırlanmakta. Belki başka bir yerde Yengeç erkeği iflasın eşiğinde cezaevinde…

Yapmayın ne olur! Bu kadar zor mu? Bu devrin kapanma zamanı geldi.

Ne yaparsanız yapın düzeltemediğiniz ve sizlerin doğum anında külli kaderinizi belirleyen yerleşimler olduğu sürece (alkolik ve tacizci bir baba, sevgisini veremeyen bir anne, ensest ilişki, kardeş ölümü, eroinman bir çocuk vs…..) kaderi yorumlar ve insanları 12 tipe bölemem.

Üzüntüyü bade niyetine fincana koyup içmeye hazır olacak olan Yükselen ve Ay konumu; Yay-İkizler-Kova-Aslan eksenleri…

Sabah haritalara bakarken iki aylık bir enerjide gözüme çarpan etkilerde; Ateist bir grup! Bu ne biçim bir intihar şeklidir. Bu bir kadın sanki. Medyada yer alabilir. Ve yine hangi kadın bu? Cinsel organ ve kasık kısmı paramparça edilmiş cesedi bulunacak! Belki de sırlar ifşa olacak! (Dağlık bir alanda) Hangi yasaya itiraz edeceğiz? İktidarın; Emeklilik ve sosyal güvence görüşmeleri! Ülkenin borçları! Hangi faiz? Hangi tahvil? Hangi hisse senetleri? Para ve sermaye piyasaları hareketleniyor. Hangi komşumuzun mali durumu birden gündemlerimizde yer alacak? Dövizde yükseliş. Türkiye tarihi tarih olalı böyle operasyon görmeyecek. Cemaate bir daha baskın. Hangi şehir? Hangi polis? Hangi asker? Hangi direniş? Hangi uluslar arası para ilişkisidir bu? Sırrı gün yüzünde…

Hayat işte; çocuksu hazlarin, yalanların gölgesinde ki aldanmalarin, erken terk edişlerin, özlemlerin, sağdan sola kayislarin, bir anı bir anına benzemeyen sözlerin, yeminlerin, hep şikayet edip şükrü, dostun düşman, düşmanın dost olacağını unuttugumuz değerlerin toplamıdır değil mi? Unutmamamiz gereken şah damarimizdan bile yakın olan. Hayat öğretir insana 🙂 Öğrettiği süreçte güven duyacağın iki değer vardır. Biri aynada gördüğün, bir diğeri göklerin ve yerlerin sahibi…

Ülkemi öyle güzel bir süreç bekliyor ki. Jüpiter’in Terazi geçişi ve burada ki bir yıllık yolculuğu hepimizin yüzünü güldürecek. Bunu ayrıca kaleme alacağım sizler için.

(Bunca yükü yüklediğine göre sabrından nasiplenmeye talibim)

Ne çabuk geçiyor zaman, ne fütursuz, ne acımasız, sıkıntıları olanlara bilirim asla geçmez zaman. Ömür hızla akıp gidiyor. Yeni ay ile bir bakıyorum Dolunay gelmiş ve ay bitmiş. Bugün dün olacak birkaç saat sonra kıymetini bilmek lazım, seven bir kalbin, değer verenlerin, doya doya yaşamak lazım….

Atlatalım hakkıyla Ağustos ayını sonbahar ile birlikte yağmurlar yağmaya başlayacak. Doğrulanmamış düşüncelerin, ispat edilmiş gerçeklerin gergefinde acılar, anıların eşliğinde depremler yaratıyor bazılarının yaşamlarında. Acılarımızı sevinçlerle harmanlayacağımız uzun, sıcak yaz günleri var birde özlemin külleri savrulacak o sıcak gecelere…İlişkiler anlamında bu Yengeç-Oğlak ekseninde en mutlu olacak olanlar Lagna ve Ay konumu; Yengeç-Oğlak-Balık-Başak bireyleridir.

YENGEÇ YENİ AY fazında bir masalın iz düşümlerini takip ederken kendimizi bulacağız Oğlak sırtında dağların zirvelerinde. Zirvelerde şarkı söylemek lazım ve inip semadan yeryüzüne gezmek o sokakları deli gibi.

Sevgiler

AYŞEN TOK