Facebook

 

Yollar yorgun, bu yüzden en çok limanları seçiyorum beklemek için Balık denize aitse bize her yer mavi, şimdi kendi mavimdeyim  ……Çünkü; İnciyim, İncinim, İncinirim…. 🙁 Sen bir İnci ol Okyanusun dibinde, kıymetini Denizi sevenler bilsin. 🙂

Arkadaşlarım, dostlarım, yeni tanıdıklarım iyi ve kötü günümde yanımda olanlar, her işimi bırakıp yardımına koştuklarım. Çok yordunuz beni maalesef! Tanrı’nın hikmetinden sual sorulmaz bu muazzam düzene birde adab-ı muaşeret getirilmeli. Bu konuya uzun zamandır değinmek istiyordum. Zira hiçbir beklentim olmadan sizler için sarf ettiğim efor son derece takdire şayandır. Hadsiz, densiz, terbiyesiz insanların kol gezdiği Facebook ortamı ne yazık ki hiç güvenli değil! Ben nefretimi dile getiriyorum.

Günlerdir yaklaşık bir haftadır sağlık sorunları yaşıyorum. 29 Temmuz itibariyle Dasa evrem değişti, dünyam değişti. Tansiyon sorunum oluştu herkeste yüksek bende düşük. 7-4, 6-4 seviyeleri beni neredeyse yatağa mahkum bıraktı. Bunu bildiğiniz halde zamanımdan, ailemden, kendi sosyal yaşantımdan çalıp sizler için yazılar yazıyorum. Sizler ise o yazıların içerisinde net ortamında çok kolay bulabileceğiniz kelimeleri dahi utanmadan bana soruyorsunuz yetmiyor mesaj atıyorsunuz, yetmiyor ‘’özel cevap vermediniz’’ diye sitemde bulunuyorsunuz. Çok ayıp gerçekten çok ayıp. Ben sizlerin Vedic öğreticisi değilim, buna rağmen hepinizin tek tek haritasını çıkarttım ve o haritasını çıkarttıklarım dahi vefa duygusundan bir haber yok oldular. 🙂 Beni kimse yıldıramadı, defalarca hesabımı haceylediler, defalarca yeniden hesap açtım fakat netice de çok tebrik ederim sizler yıldırdınız. Kalabalık oldu 1.400 kişi sildim kafamda ki kişileri bıraktım 700 kişi yeniden istek üzerine bir haftada anlamadan 850 kişiye yükseldi. Ben her birinizin özel Astroloğu değilim, ben ailenizin dert anası da değilim eğer sizler bir ‘’URYAN’’ kelimesinin anlamını bilmiyor yada nette bulamıyorsanız sizler için onca emeğe, bunca yazıya gerek yok! Vedic bilgileri çok değerlidir. Kendim eğitimim süresince kendi hocamdan tek kelime öğreneceğim diye saygıda hiç kusur etmemeye özen gösterdim.

Nedir bu ya? Manyak, sapık, sahtekar, dolandırıcı, işsiz, güçsüz, sarhoş, ayyaş, kadın arayışı içerisinde olan, erkek arayışı içerisinde olan, iş tekliflerini sahte kimliklerle Facebook üzerinden gerçekleştiren…..vs gibi daha saymayı unuttuğum niceleri. Hele o mesajlar bıktım artık bıktığım içinde buradan ulu orta avazım çıktığı kadar bağırasım var. Diğer mesajlar bölümüne düşen ahlâksız yazımlar, sözlü tacizler, arkadaşlık teklifleri, şiirler, iltifatlar……Nedir bu yani? Esra Erol’un programına gidin kardeşim! Rabbim niyetleriniz kadar hasıl olan amelsiz düşüncelerinizin içerisinde boğsun sizleri…Facebook’un Graph Search’te yaptığı son değişikliklerle profil gizliliğini korumak gittikçe zorlaştı. Hele ki bizim gibi kitlelere hitap edenler için daha büyük sorun. Hesaba ekleseniz bir türlü, eklemeseniz bir türlü. Aynen öyle yani. Her gün bildirim geliyor şunu ayarladık bunu ayarladık. Paylaştıklarımı, hesabımı sadece ‘’Arkadaşım’’ olan kişilerin görmesinden ziyade GÜVENLİK istiyorum. Oyun istekleri de nedir ya? Bildiri temizlemekten bıktım.

“Türkler çok sosyal bir millet olmalı.” diye yorumlamış bu durumu Mark Eliot Zuckerberg. Güzel kardeşim bak bir Türk Kadını olarak sana hitap şeklime bak 500 milyona yakın üyesi bulunan bu sitenin % 5′ine yakınının TÜRK olması gerçekten garip ve korkutucu, aynı zamanda da utanç verici. Amerika gibi karma Millet potansiyeline sahip Ülke de bir kişiye ait bir hesap bulunurken, Türkiye gibi tüketim çılgınlığı yaşayan, toplumda ki kişilerin en az 10 hesabı var biliyor musun? Kurmuş olduğunuz bu ağın TÜRK kullanıcıları kadar TAŞ düşsün başınıza! Çivisini çıkarttılar işin. Garip, çünkü henüz internetin Avrupa’daki ülkeler kadar yaygınlaşmadığını ve Türkiye’de hâlâ bilgisayar görmemiş milyonlarca insan olduğunu düşünürsek, internet kullanıcısı olan yaklaşık 30 milyon insanın neredeyse % 80′inin bu siteye üye olması gerçekten şaşırtıyor beni. Kaldı ki bu üyelik, yalnızca bir bilgiyi almak için edinilmiş edilgen (pasif) bir üyelik değil. Bu üyelerin çoğu, birkaç günde bir hesaplarını kontrol ediyor, farklı kimliklerle sahte hesaplar açabiliyor. Ona buna salça oluyor. Neden güvenlik çemberi yetersiz? Nüfus kağıdı ve TC. Kimlik numarası, Vatandaşlık numarası ile herkesin tek ve tüzel hesabı yok. İlla ki çevreyi bulandırmak, virüs kirliliğimi yaratmak mı lazım bu ne yaaaaaaa?

Çoğu açılan feyk hesap paylaşımda dahi bulunmuyor amaç farklı. İletişim sektörününden ekmek yiyorum 20 yıldır. Bir aile fertlerinin tümünün telefonu kendine özel Derin’in bile hattı ve telefonu ve ayrıca Facebook hesabı var.  Tamam ilerleyelim ufuklar açılsında lütfen iğrençlikler senfonisine bilet almayalım. Gününün yarısını Facebook karşısında geçirenlerin sayısı da az değildir kanımca. Devlet dairelerinde çalışan arkadaşlarımın pc ekranlarında Facebook sayfaları açık, iyi vallahi, keyifler yerinde hem iş, hem icraat, alınan alınsın, kırılan kırılsın, layık-ı vechile ile kullananlara sözüm yok! Benim sözüm FACEBOOK sapıklarına, kötü emeller besleyen ve bu şekilde çirkinliklerini sağa sola bulaştıranlara.

Hâl böyle olunca Türkler’in sosyal zekâsının bayağı geliştiği aşikar. Kopyala yapıştır, sağ tuş kullanımı ile ruh denilen kavramıda yitirdik. Bir SLM mesajıyla başlıyor her şey herkes aptalya ”Merhaba” kelimesinin anlamının unutulduğu, farklı boyutlara taşındığı, sahtekarlıklar. Ha birde nezaket dolu mesaj yazdığını sanan densizlere verdiğin tepkiyi eleştirenler var. Ben artık işin kolayını buldum direkt ENGEL bak şimdi yiğidi öldür hakkını ver sözü meşhurdur Türk’lerin bu konuda tebrik ederim sizi istemediğin kişiyi uçur sonsuz aleme. 🙂 Uçursan ne fayda ertesi gün yine türedikten sonra 🙂 Kimseyi engellemek istemiyorum herkes kendi ağırlığınca hareket etmeli. YIKILAN HAYALLER, EVLİLİKLER, UMUTLAR bunlardan haberiniz var mı? Birde hesabında ki bayanları haremi sananlar, ulaşamayınca saldırıya geçip, tersleyip, hakaret edip, çamur atanlar sözlerim size!

Aşklar, mutfakta pişenler, doğum günü kutlamaları, hatır sormalar, geçmiş olsun mesajları, neredeyse akşam gezmelerinin bile özetini Facebook üzerinden izliyoruz. Kim, nerede, nasıl, neler yapmış anında gördüğümüz için, özel hayatın gizliliği de ortadan kalkıyor ve sosyallik de sınır tanımayarak Facebook’dan daha sosyal ortamlara akmanın derdine düşmüyoruz. Kilitleniyoruz ekranlara kimine göre iş kimine göre meşgale. Bu yazıyı Facebook üzerinde bulunan ve benim gibi bu konudan muzdarip olarak hesaplarına utanmadan her gün eshepsiz mesaj atan kişiler için yazdım beni DUYUNUZ! Delilik geldi üzerime getirttiniz nihayetinde; geçmişini affedemeyenler, pire için yorgan yakanlar, kendilerine güvenemedikleri için başkalarına da güvenemeyenler, ruhsuzlar, renksizler, sinmişler, hoşgörüsüzler, gerçek kimliğini gizleyen kendini istihbarat görevlisi sanan ucubeler, ne olduğu belli olmayan keşler, onun bunun karısına, kızına sarkıntılık etmekten hoşlanan sapıklar, vefasızlar, nankörler, korkaklar, oturdukları yerden ahkam kesenler, sorumluluk nedir bilmeyenler, tek tipler cesareti göze alamayanlar, klavye kabadayıları, züppeler, internet başında mükemmel olmaya çabalayanlar, hatayı hep karşı tarafta arayıp asla kendine bakmayanlar, burnundan kıl aldırmayanlar, ekran arkasına sığınanlar, kendilerini daima güvende hissetmek isteyenler, nereden geldiğini, nereye gittiğini inkar edenler, ne oldum delileri ve kendini bilmez niceleri.

Ne zaman aranıza geri döneceğim yada dönmeyeceğim belli değil. Gerçekten sizler benim gibi her sorunuzu cevaplayan, sizlerin her mesajına ayrı ayrı cevap veren bir Vedikçi daha bulursanız bana da haber verin. O sürece kadar sizlere Vedic Norm aracılığı ile yazılar aktaracağım. Zaten fazla fazla yazıyorum Dolunay makalelerim bile en az iki tane. Tüm bunların çok basit açıklamaları var. Bana sormuş olmak için sorduğunuz her bir soru sizler için ders öğretisi gibi yazdığım makalelerin içerisinde gizli. Tenezzül edip dikkatli okusanız cevaplarını bulacaksınız.

HAYATA dair satırlar…………

Nedir hayat? Neler yazılmış, kelimeler kifayetsiz kalmış, profesörler kelamlar üretmiş, psikologlar ise teselliler. Her şey keyifli iken şikayet merci aramayız, hafif sarsıntılar da ise isyan ederiz isyanların ardı genel anlamda tebessümle kabul edilen kadere yönelik ardı ise tevekküle uzanan sabır ekili, sabır biçilen uzun bir yol. Bir saatin telaşında akıp gidiyor yaşam. Bilmem farkında mısınız? Aynada kendi suretlerinize bakıyorsunuz değil mi? Her yıl artan beyazlar ve oluşan çizgiler. Biz Astrologların ise suretlerinde başka başka hayatlar gizli birde onların yaşanmışlıkları. Eski bir fotoğrafa bakar gibi bakıyorum kendime, hatırlıyorum derin bir iç çekişle 2010 yılında başlayan Ketu-Ketu, Ketu-Venüs, Ketu-Güneş, Ketu-Ay, Ketu-Rahu, Ketu-Jüpiter ve nihayet korku içerisinde beklediğim Ketu-Satürn….daha devam edecek. Ben kendimle kalmak istiyorum. Veee sizler bana özür borçlusunuz, benim de bir insan olduğumu unuttuğunuz için. Durduğum yerden zümremde çıkacak yangınlarıma hazırlıklar yapıyorum. Bu süreçte tarihim yok, saatim yok, kimliğim belirsiz. Bilinmeyen bir zamanda sıkışıp kalmışlığım var o kalmışlığın içinde sizlere yazdıklarım. İçimde yer etmiş bir sıkıntının izlerinde her seferinde önce kendimi bulup, sonra yeniden kaybediyorum biliyor musunuz? Çok zor bir süreç, uzayan günler, bitmeyen geceler. 🙁

Bir zembereğin zehirin de eksilip gidiyor yaşamlarımız. Bu Dasalar varya yaşamlarımızın kılavuzu. Her gün başka bir parçamı bırakıyorum ardımda yaşadıklarımla, kaybettiklerimle, içimde kalanlar, yüreğimde ki yaralar, düşlerimdeki hayaller, çalıpta açılmayan kapılar üşüşüyor hafızama. Üzerimdeki açıkları kapatıyorum son bir telaş başkaları fark etmesin diye kendimce böyle zamanlarda kalemimle örüyorum ağlarımı dikiyorum yaralarımı. Dikiş tutar mı göreceğiz ben çok kaybettim bu kaybettiklerimi toplayacağım bir evreydi  Ketu-Jüpiter ve bitti. Şimdi ise gönlümün ayazlarına kaldım. Bir tek ruhumdaki yaralarıma gücüm yetmiyor. İçimdeki boşluk anlaşılmasın diye her seferinde en güzel elbiselerimi giydim, en renkli makyajımı yaptım oysa ki hepsi numaraydı bu Ketu varya benim canıma okudu. Vediğin bel kemiğidir Dasa periyotları. Astrology sevdalıları için izah edeyim. Ketu Rasi haritamda 1.ev yöneticisidir ve halen Ay konumum Balığın üzerinde transit halindedir. Ay ve Lagnaya göre 1.ev oluyor. Satürn ise natal haritamda 7.ev ve 8.ev yöneticisidir. Ay konumuna göre ise 11.ev ve 12.ev yöneticisidir. Natal Satürn yerleşimi ise 11.evdedir. Ay’a göre 3.evdedir. Fakat yaşanan Wimstori Dasa evresi beni manevi arayış yönünde desteklerken Andardasa süreci gerçekten zorluyor. Sınırlarını belirleyemeyen insanın sonu kendinden, benliğinden ayrı kalmaktır. Yarınlara kim sağ kim ölü belli değil..!!! Benim aklım çok fazla çalışır lakin kötülüğe değil!!!!

Ben zaman yoksunu kurulmuş saatimle bir yanılsamanın bir yanılmanın içerisinde, tanımı olmayan bir öfkeyi taşıdım yıllardır yükümü boşalttım daha da boşaltacağım. Her seferinde yenilendiğim Dasa bitiş evrelerinde kendimi iklimsiz mevsimlere hazırlıyorum sil baştan. Yüreğimin sarkacı aklımın çıkmazlarında, orada saklı olanlarda. Her salınışında kendi kendimin önce celladı, sonra kurbanı, sonra yeniden doğurduğu oluyorum biliyor musunuz? Rabbim, öyle bir gönül, ilim ve görme, yorum yapma, sezgi ve yetenek yetisi bahşetmiş ki bana yapmış olduğum yorumlar zamana dayalı olarak gerçekleştikçe ve sizlerden geri dönüşümler aldıkça nasıl mutlu oluyorum…Tüm üzüntüm, yorgunluğum bertaraf oluyor…..Bana bu İlmi öğretenlere, kısmet eyleyen Yaradana HAMDOLSUN! Hû

Kalın sağlıcakla, anlayanlara bu kadar icabet yeterli gelecektir. Anlamayanlar için HİÇ BİRİNİZ UMURUMDA DEĞİLSİNİZ! VIZ GELİR TIRIS GİDERSİNİZ…….KİMSE OKUMASIN, inanın kendi bilgi fazlam oluştu onun için yazıyorum. Bu ülkeye benim gibi bir tane daha da gelmez. Şayet dönersem, hesabımı yeniden aktif edersem kimseden özel bir mesaj istemediğim gibi kimseninde anlamsız sorular sormasına müsaade etmeyeceğim.  Şu sıralar ehlibeyt bir dostumun kelamı hep dilimde derki; ”Bütün cihanı araştırdım, iyi huydan daha iyi bir liyakat görmedim.” Sizlere hep söyledim ya o hesapta ki herkesi sileceğim kimse kalmayacak yada sizler bana daha özenli davranmayı, nasıl olsa bulduk bir enayi edasıyla yaklaşmamayı düstur edineceksiniz.

”Testide ne varsa dışına o sızar.”

~Mevlana~

Sevgilerimle…….

A.T