Üşüyorum Beklerken & Oğlak Dolunayı

 

Çok gece, çok deniz ve ne çok kederdi

Bir şair kederden ölebilir

Bir kadın denizin üstünde gezebilirdi…

Kıyıya vuran yengeci görmedi hiç kimse

Çünkü hiçkimse bu kadar kederli değildi…

Kuş Öğüdü- kıyıya vuran yengeç

Biliyor musunuz? Bu enerjilerin aksında yaşamımıza sunulan tüm renkler esasında neyi yansıtıyor? Sevgilinin gözlerini mi? Hüznün sarısını mı? Yoksa asude asude doğa ile sevişen yaz sıcağını mı? 20 Temmuz tarihinde oluşacak Oğlak Dolunayı umut serpecek yine kalplerimize, tükenişlerin, savruluşların ve sabrın tohumlarını, sorularını ve bizler arayacağız yeryüzünde şifreleri. Geceler de teslim olduğumuz yalnızlıklarımıza şahit gözyaşları var. Ruhumuz dağılmışlığın ötesinde boğuşuyor dertlerle. Para, sağlık, kariyer, ayrılık, aşk, kavuşma, doğum ve ölüm hayatın renkleri. Bir rüzgar esse de az uzağa götürse tüm bu renkleri.

Biliyor musunuz? Sınandığımızı, gölgelerle seviştiğimizi, ellerimizle bedenimize sürülmüş özlemlerin yalancı bir avutmadan ibaret olduğunu. Satürn Akrep seyrinde iyice tepemize çökmüş vaziyette. O çöküşünüz manevrasıdır Temmuz ve Ağustos ayları. Frenleri kopan arabanın dümenidir Oğlak Dolunayı ve dahi Yengeç Yeni Ayı. Satürn ve Mars tahminimden öte vuruşlarla hamleler yapmakta. İki olumsuz gezegen Dasa evresinde olanlar fazlasıyla olumsuz anlamda nasiplenmekte. Bir taş değse camımıza küçük çatlak yerine camı patlatmakta. Sel olup coşsakta, doğan Güneş dahi firari sözler vermekte. Hakimiyet Ekliptik düzlem ve Satürn kontrolünde. Tüm renkler teslim alsa sevgilinin gözlerini, kıskansak ve biz o gözleri, yokluğun, yoksulluğun, acının, hastalığın, pençesinde savrulmasak daha ileri!

Bilemezsiniz 🙂 20.04 derece enlem değeri ile Purvabhadra Nakhastra da ilerleyen Ketu, 20.04 enlem değeri ile P.Phalguna Nakhastrada ilerleyen Rahu. Düğümler her zaman 30.00 geriden seyir ederler. Ve dahi kadersel anlamda vurmadıkları insan yaşamına şahitlik etmedim 15 yıllık Astroloji yolculuğumda. Ay ve Lagna kadar Güneş yerleşimi Kova-Aslan-Boğa-Akrep feleğin sillesini yemeye devam ediyorlar. Ne gibi etki diye soruyorsunuz yazdım işte yukarıda dua edin sağlığa dokunmasınlar birde sevdiklerinizi elinizden almasınlar. Hazin bir yankı sarmasın yaşamlarınızı, ansızın kaybolmayalım ruh-akıl-beden üçü bir arada ilerleyelim, bu enerji geçici. 1.5 yıl sabır taki Düğümler Yengeç-Oğlak eksenine geçene kadar. 1956-1957-1958-1964-1965-1971-1972-1973-1978-1979-2007-2008-2009-2011 doğumlu bireyleri bir görelim! Felekleri allak bullak olmak üzere.  Hem Sadesati, Kandaka, Asthama süreci yaşayıp hemde yukarıda verdiğim doğum yıllarına tekamül edenler; ”Hiç bu kadar acı çekmemiştim, hiç bu kadar ağlamamış, güvensiz, tahammülsüz, asabi, alıngan, yalnız kalmayı telakki ettiğim zamanlar olmamıştı. Ve hayattan ve sevdiklerimden hiç bu kadar kazık yememiştim.” Diyorlar işte.

Akıl sağlığından kopmayalım bu süreç geçecek 2017 yılı bitecek. Sizlerde rahata ereceksiniz. Özellikle Ekliptik düzlemin derece teması kadersel etkiler barındırır kişi intihara dahi meyil edebilir. Rasi haritası Ekliptik Düzlem karesine takılı bir süreçte iken 2.ev ve 7. ev Maraka gezegen Dasa evresinin denk gelmesi Azrail ile saklambaç oynamaya benzer. Kaderin üstünde bir kader var oda göklerden gelen!

Hissettiklerinizi derinden algıladığım gibi aynılarını benimde yaşadığımı unutmayın. Böyle zamanlarda kulaçlasak da deryaları, netice adam boyu yalnızlıktır. Kendi günah silsilemize, eklemeyelim başkalarını, vedalar, ölümler, ayrılıklar, iflaslar hıçkırığınız olabilir. Her hıçkırık yüreğe yeni bir senfonidir. Bilmiyorum sonumuz ne olacak….! Susa susa dut yemiş bülbüllere döndük. 🙂 Neye göre, kime göre, susalım, susturalım gönül aynamızı, susturalım kelamlarımızı. Her yürek kendi büyüklüğü kadar susar. Susabilmek ne büyük bir erdemdir. Son sözü söylerken dahi sus-pus olabilmek, sustuğun her kelimeyi önce beynine sonra kalbine nakşedebilmek. Bırak seni kim nasıl bilirse bilsin. Kalbinin harelerinde gizlidir kişinin insanlığı ve çok derin hisleri, kimsenin bilmesine gerek kalmaz. Sus!!! Susarken asla birilerinin umudunu kırma…Belki de senin susmandan paye çıkartıp sahip oldukları tek umudu kırma.

Nasıl bir Dolunay nasıl bir retro evresidir bu böyle geçmişin, geçmeyen her şeyin kapağını araladı. Ay Satürn görünümü hakimiyetinde. Sizleri şimdi yazacaklarımla gönlümün saraylarına davet ediyorum hepinizi. Bazı satırlarda Güneş’li odalara gireceksiniz. Bazı satırlarda küf kokusunu hissedeceksiniz. Geceleri çoğalan gönül sancımız en büyük yarınlara gebedir oysa. Gözlerde biriken pınarlar da bazen gemiler yüzdürürüz, rüzgarları toplayıp, kalp atışlarımızdan, şiirlerle kurduğumuz ülkemizde şimdi birkez daha kadere rıza vakti. Şarkılara sürüklenen hayaller, bakışlara saklanan yılgınlıklar, gem vurulmamış bütün öfkelerin hapis eylediği duraklarda bir o yana bir bu yana sallanan gönül salıncağında uzanalım gökyüzüne lakin susarak…! Susalım, susarken bir veda dahi etmeyenlere cevap olsun. Susalım zira Ağustos ayında düz seyre geçecek olan Satürn ve Mars, Jüpiter’in Başak seyri, Eylül tutulmaları bizlerin adına yeteri derece konuşacak.

Yüzyıllardır çözüle çözüle çok derin bilgilere ulaşılmış Astrology jargonunda. Kalemine, ilmine, yazdıklarına, savunduğu felsefeye sonsuz güvendiğim çok değerli arkadaşlarım var. Hepsinin ilmi, sezgisi, kendine münhasır. Benim yazdıklarıma ise bakmayın siz! Ben nev-i şahsına münhasır. Bu tip yorumları pek bulamazsınız camiada. Herkes kendince yorumlar yazar Dolunay süreçleriyle alakalı. Yaşam felsefesi ile heybemizde ki tüm yorulmuşlukların bir anlamı ve açılımı var bizim dilimizde. Kederlerimiz kadar sevinçlerimizinde pazarlandığı zaman dilimleri. Ekliptik düzlem Kova-Aslan seyri ile kaderi çalıştırıyor ve bu etkiye maruz kalanlar kalıcı, mühür tarzında enerji ile şekillenmeye başladılar bile. Jüpiter son 5 derecesinde tamir etmemiz gereken konularda fırsat niteliğinde. Gökyüzü oluşumları Satürn kavuşumu, karşıtlığı ve kare görünümü yaşayanların vay haline. Natal gezegeni ile Ekliptik düzlemin teması olanlarında durumu vahim. Ağır aksak yürümeniz gereken, iki kelam ardı üç SUS payı düşünmeniz gereken süreçler. Varsa mangal gibi yürekler hodri meydan diyor bu gezegenler.

Yatağından rahatsız olan gönüllere mavi mavi ülkeler dilerim. T.Jüpiter  Ağustos ayının ilk haftasında geçiş yapacağı Başak yerleşimi ile ödüllendirecek Ay ve Lagna Başak-Oğlak-Boğa bireylerini. Şimdi Aslan seyrinde aldı Satürn karesini veremedi hikmetini. O Jüpiter ki rahmetinden sual olunmaz Rahu ile kavuşumda iken payına hayır düşenler Koç-Yay-Aslan konumları. Hayat sizi sol yanınızı düşünmeye davet edecek. Gönül; zorlu gezegen transitlerinde ufuk çizgisine yaklaşır, sevda tomurcukları fışkırmaz. Felek zorladıkça bir ürperti siner üstümüze oysa ki göğün mavisi, suyun yeşili, incinin beyazı yine aynıdır. Gönül SUS olduğu için göremez. İnsan anlamaya çalıştıkça düşer kör kuyuların dibine, arıtılmış, damıtılmış bir sevgiden ziyade insanların riyakarlıkları ile yüzleşir.

Yeryüzü değişmemiştir değişen sizin atlasınızdır. Gizli bir yara misali içten içe kanayan tüm konular patlak verecek Ağustos itibariyle Sadesati evresi yaşayan Ay konumu Akrep olanlar için evren yeniden start alacak. Sadesati evresinin ilk dönemecine başlayan Ay ve Lagna Yay olan bireyler içinde bilinçaltında oluşan kaygı yeniden alevlenecek. Desem ki sizlere ‘’Hep böyle kalsın şimdi gökyüzü’’ bir çoğunuz evet dersiniz çünkü dediğim zaman geldiğinde ‘’KEŞKE’’ diyeceksiniz. Geceler de ve gündüzlerde gökyüzünün ağlarına takılacak bazılarımız. Kürekleriniz yosun tutmuş vaziyette, öykünüz yorgun, şiirinizin son mısraları avuçlarınızı kanatıyor. Yaşamak zor mesele vesselam. Gördüğünüz gibi işte Balık-Yengeç-Balık halimle karamsar yaptı beni bile. Merhamet ve sevgi en az gerçek duygular kadar bağdaş kurup otursun gönüllerinize zira böyle zor zamanlarda zor kişiler çıkar karşımıza, aşkların en güzelini mundar ederler. Sonrasında büyük bir beklenti ile kalırsınız baş başa. Yeniden başlamalara, yenilenmesi gereken her değere, hareli gülüşlerin SUS payı içermeden kalpleri coşturacağı, günlere, aylara, yıllara ulaşalım. Budur duamız. İnfaz sehpasında bile bir umut kalır insanın yüreğinde……..

Susmak; çaresizlik yada zayıflık demek değildir. Haklıyken bile susmak en büyük erdemdir yerine göre bazen sen susarsın Yaradan konuşur…! Susmak belki kaderdir, susmak belki kaçmaktır, belki haykırış, belki bir cevap…SUSMAK manası derin bir eylemdir! SUSMASI gerekenler; Ay&Lagna; Koç-Terazi-İkizler-Yay-Yengeç-Oğlak….. diye sıralamıyorum SUSMASI gereken HERKES!!!!! Sözler bıçak misali keser……İlişkiler anlamında sınanacak ve dahi gözyaşı dökecek olanlarınız ise Ay&Lagna; Oğlak-Yengeç-Başak-Balık.

Atalım şimdi o suskun tüm cümleleri kuyunun en dibine, aşka hayran bir edayla uyansınlar Yengeç Yeni Ay fazında. Hayat zor olsada yine de çok güzel! Dümeni olmayan bir gemi gibi bazılarınızın duyguları biliyorum o zaman şarkıda ki gibi YALNIZ olsakda Yaratıcı unutmadı bizi!! Bir gün gelecek önünde diz çöktüğümüz fırtınalar bize direnecek…

Yeter artık bu dünyada ve coğrafyamızda insanların ölmeyeceği, değer göreceğimiz zamanlar lazım bizlere. Doğa gel-gitlere hazırlıyor bünyesini, enerji gökyüzünden inerken Oğlak burcuna insad edilen etki ile bir yokluk hissi, adını koyamadığımız türden yalnızlık esir alıyor ruhumuzu. Hazindi 2016 yılının ilk çeğreği. Gönüller yangın yeri, zihinlerde bir tutam yalnızlık, ellerimizde kalan ise acı dolu hatıralar.İçimizde ki harın narına inat bir şarkı çalıyor radyoda sonra ben dayanamayıp yazıyorum o şarkının üstüne. Nasıl bir yıldı atlatmaya çalıştığımız hem hayaller, hem umutlar savruldu gitti. Kalplerimiz unutulmayacak hatıralarla yangın yerine döndü ve dönmeye devam edecek.

Umudunu yitirmeyen birer çocuk gibiydik oysa 2016 başında tüm niyetlerle. Hiç ayrılık olmayacaktı, verilen sözler dahi unutuldu. Gökyüzünden süzülenler yalanlarla birleşti, doğruları yok etti, ihanet esir aldı her yanı. Bir isyan ki sormayın gitsin. Kalpler av, isyan avcı oldu. Kalabalıkların içerisinde ki yalnızlık ile yüzleştik. Ani ölümlerin zehiri yayıldı tüm vücudumuza, kırdı geçirdi gönül köşklerini. Bu öyle bir yazgı ki kalem kırıldı, küstü kendi kaderine.

Gerçekleri kabul etmeyen düşler kurmaya devam etsekde ayrılığın şarabını içen sevgilinin kendisi nerede? Dönüşü olmayan gidişlerin şarkısını söylüyor şimdi mevsime özgü kuşlar. Zihinlerde yaşanılanların aks-ı ile gömüldüğümüz devasa derinliğin dibini bulduğumuz halde hala bir umut yeni yıla özgü sıcacık bir umut ki sormayın. Oysa ki gerçekler arasında gidenlerin dönmeyeceğini bile bile. O yanık sevdanın şarkısı kalacak yine ellerde. Çok uzaklarda ki bir adam ve bir kadın AŞKI gömdüler mezara. Dünden kalma hazin hatıraları ile.

20 Temmuz Oğlak Dolunayı tamamlanacak 3 Ağustos Yengeç Yeni Ayı ile. Gökyüzü sızılı, bulutlar bu sefer başka başka senaryolar hazırlıyorlar. Yürekler sevgilinin suskunluğundan yoruldu. Bir sessizlik esir alacak dilleri Eylül ayında MERKÜR retrosu geliyor ve tutulmalar diyecek ki gökyüzü ”şimdi kaderi öğrenme vakti” müptela bir sessizlik hakim olacak evrene. Gülmeler ne çok yakışır yüzlere. Ay’ın geceye yakıştığı, Güneş’in kalpleri ısıttığı gibi.Ne zaman sevgiliyi düşünse kalp, gülümsemeler hep ayrılıklarla bütünleşti zira Venüs yıl boyunca hiç rahat edemedi.

Gündemlerinize dikkat ediniz ilginç ve zor bir AY FAZI kapımızda. 3.13 enlem değerinde OĞLAK-YENGEÇ-KOÇ-TERAZİ  burçlarında natal gezegeni olanlar bire bir etki alacaklardır. YAY-İKİZLER-ASLAN-KOVA T Ay ve Lagna 1.dereceden üzüntüyü hissedecekler.

Sonra ben ne mi yaptım; 😀 düşündüm ve herkesi kendi ayıbına terk eyledim. Bazen bazı şeyleri bilmek hiç iyi değil arkadaşlar!

Hayırdan hayır, şerden hayır doğması dileklerimle… Önünde tevazu ile eğileceğim tek güç Yaratıcı… AŞK ile…

Hürmetler

A.TOK