Gökyüzünde Demini Almış Dönenceler

Hamd ve şükür yalnız mutlak yaratıcı alemlerin Rabbi’nedir. “Şükür, îmânın yarısıdır…”

(Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 107)

Ne yalnızız ne de bir başımızayız? Gözlüyor semanın sahibi ve melekeleri. Yanmak kül olmaktır çokça! Yandık vesselam! Sükut ikrardandır dedik. Sustuk öylece! İnsan doğar bir gram ettir. Bilmez kaderini oysa ki alnına yazılan, beden büyüyüp geliştikçe vuku bulacak olaylara gebedir. Sonra insan tomurcuk olur, sonra gül ve sonra yine toprak. Arada geçen bu süreçte alnınıza yazılan kader, transit gezegenlerin, doğum anı yerleşimlerini tetiklemesi ile ”mutlak yaratıcının emir ettiği yazgıyı” açığa çıkartır.

Öyle güzel, öyle kıymetli günler vardır ki; Edilen dualar, umutlar kalbe insad eder. Ve huzur oluşur. Dünya imtihan dünyası, zor olacak ki kıymetli olsun…

1 Mayıs 2019-18 Eylül 2019 Yay burcunda Satürn retrosu.

4 Mayıs 2019 Koç burcunda yeniay.

18 Mayıs 2019 Akrep burcunda retro Jüpiter eşliğinde dolunay.

3 Haziran 2019 Boğa burcunda yeniay.

18 Haziran 2019 Yay burcunda dolunay.

2 Temmuz 2019 İkizler burcu Güneş tutulması.

Ve halen Akrep burcunda devam eden Jüpiter retrosu.

Nasıl olacak, ne olacak, neresinden tutunup devam edeceğiz bu tablo ile? Bir bütünün parçaları, payları, paydaları misali, ikiden bir etmek, sanırım bölünmek gerek! Veee ziyadesiyle bölüneceğimiz zamanlarda ilerliyoruz. Ta ki Temmuz ayında ki İkizler burcu Güneş tutulmasına kadar. Yalanlar! Yalanlar! Sahtekarlıklar! Geriye dönüşler! Dil de pişmanlıklar! Yürek harman yeri. Affetsen bir türlü, affetmesen bin türlü dediğinizi duyar gibiyim. Utanma hissiyatından mahrum karmakarışık zihniyetler. Çok güzel hareketler yani tam Satürn retrosu ve Jüpiter retrosuna özgü. En büyük aşkımız öğrenmek olsa da, aşka dair en zor sınavları veremedik hala! Duygularıyla hareket eden bir erkek çekicidir fakat zekasını ve dilini kullanan kadın ise cazibelidir. Duygu mu zeka mı derseniz? İkisi bir arada helva olur derim. Unutulmaması gereken başka bir gerçek ise başarılı ve zeki kadınların romantizme olan düşkünlüğünün tutku boyutunda oluşudur. İstatistiklere göre duygusal kadınları aldatmak ve kandırmak daha kolaymış. Bilemiyorum aşk gökyüzünden iner, ne olduğunuzu anlamazsınız. Önce kanabilir, sonra da ayabilirsiniz. Bu süreç bakalım bu durumları nasıl etkileyecek? Romantizm ve aşk derken gerçek ötesi beklentilerimiz aslında real dünyanın gerçekleriyle buluşunca hüsranlara uğruyor. Aşk bir sandaldır, ayrılık ise deniz peki ya vuslat o da sandalın küreği olsun! Çek Babam çek! Sonuç mu illa ki sandal karaya oturuyor…

Koç burcunda yeniay anında, Merkür, Güneş, Ay birlikte iken Bharani yöneticisi Venüs ile Yay burcunda ki Satürn ve Pluton arasında 4/10 kuralı hakim olacak. Bu durum da Venüs zarar görüyor. Kıssadan hisse; Viran olmuş kalp ocağım, düşmüşüm dermansız derde. Üç gezegen Bharani Nakhastra yerleşiminde ve sıkı durun tamamen ilişkiler eksenini ilgilendiren nokta Mayıs içerisinde Akrep dolunayı enerjisi ile devamlılığı sürdürürken; Kabullenme ve takdir görme adına diğer argümanlar dahilinde ayrıca cinsellik, cinsel içerikli haberler adına olumsuz bir evre olacaktır. Hayırlı olsun gerçekten seven fakat iletişim kopukluğu yaşayan tüm aşkları, sanatçıları, kadınları, çocukları heyecan dolu gelişmeler ile zaman zaman üzücü haberlerin eşliğinde sıcak bir yaz bekliyor.

Erkekler Mars’tan, kadınlar Venüs’ten; Buyurun buzlar, ateşler, sular, havalar karışın karışabildiğiniz kadar unutmayın Satürn ve Mars görünümleri devrede, özellikle Temmuz tutulma dahilinde. Yüreğe dair en güçlü kilit içeriden açılandır. O’da sadece Yaratanın elindedir. Bazı insanlar kaybedilmeyecek kadar değerlidir. Kaybettikten sonra anlaşılan kıymet aslına rücu etmektir. Değerlerle birlikte yok olan GÜVEN duygusunun telafisi asla yoktur. Aradığını bulamamış, daldan dala gezmiş nihayetinde elinde tuttuğuna inandığına dönmüş kişi (retroların etkisindedir). Jüpiter ve Satürn retroları ilişkilerde özel detağıyla ayrıntılara ışık tutacaktır. Yapılması gereken tek şey, geri dönmesini beklememektir. Eğer geri dönerse tekrar kalbiniz paramparça olur çünkü o an bilirsiniz tekrar gidecektir ama yapamazsınız, bile bile kabul edersiniz kendinize çektireceğiniz tüm acılara davetiyedir eski konuların girdabında maziyi yâd etmek. Lagna ve Ay konumu; Yengeç, Oğlak, Başak, İkizler bireyleri sözüm sizleredir. Hele ki bu görünümlerle Ketu devrede iken sakın denemeyin derim. EX olan gelse bile asla GÜVEN kazanılmaz. Giderken ‘bana kal de, kalayım’ diyebilitesi olan, ama imkansız aşklar için yaratılmış bünyenin en imkansız aşkının ortasında asla kal demediği, diyemediği kaderidir. Aşk; Düşünce mekanizmasının kaybedilmesidir. Yaşı, başı, kuralı yoktur. Delirecek kısacası bu süreçte sevda çekenler. Aklınıza sahip olun delirtecek bir Ay enerjilerinin tarihlerini yukarı da verdim. Bir de gittiğini söylemeyen sevgili vardır, bir gün öğrenirsiniz aniden, kilometreler girmiştir aranıza, coğrafi bölgeler, dağlar, açılmayı beklenen tüneller…(Ayşe’ler, Zeynep’ler, Turhan’lar, Kemal’ler) girmiştir. Böyle gidenin ardından susmak gelir, önce susup sonrasından yeniden doğmak gelir. Onu bir mezara gömmek gerekir ve üzerine beton dökmek gerekir. Döktüğünüze inanırsınız ama o hortlar! Eğer geri dönüş kısa bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşiyorsa, şayet kararsız kalan sevgili modeli dengesiz sevgilidir. Aşkı bitmişse bağımlılık yapmış sevgilidir. Sensiz daha kötü olacaksa senle olsun diyen sevgilidir. Kötü sevgilidir, ne istediğini bilmeyen tiptendir. Eğer dönüş bir müddet sonra gerçekleşiyorsa kıymetinizi anlamış, pişman olmuş, özlemiş sevgilidir. Bu değerli olandır. Hatasını anlayıp geri gelmiştir, belki affetmiştir, affedilmeyi beklemektedir. Hatta belki de tükürdüğünü yalayacak kadar seven sevgilidir ama yine de bir nebze de olsa dengesiz sevgilidir. Sevginin önünde hiç bir gurur duramaz. ”Hiç bu kadar küçüldüğüm olmamıştı” diyenleriniz olabilir. Ay’ın şimalinden taşan damlanın sızıntısı eşliğinde ağlayacak bazılarımız, bazılarımız ise sevinecek. Her aldanış bir renk hayatlarımıza. Renklerin harelerinden dökülür sırlar gökyüzünden mutluluk bir yolculuk. Derinlere gömdüğümüz tüm arzular ateş misali esir alacak ruhlarımızı. Aşk acısı, gerçeğin sancısı, derinlerden yüzeye çıkarmaya çalıştıklarmız ile bu yüzden bedenimiz harlı, gönlümüz tavlı ve yüreğimiz isyanlıdır. Sizlerden aldığım mesajlardan anladığım yürekler de sevda yangını ”değer” görmek istiyoruz. Yaşadığımız hüzünler bizi çaresizlikle kaderi kabullenmeye sürüklüyor.

Gizem güzeldir insan karşısında ki kişi hakkında ne kadar az konu bilirse o kadar çok güvenir, bilgi arttıkça malum kirlilik ve yalanlarda artıyor zira duyguları yöneten akıl değil o sadece suç ortağı. Kalp tutulmasının yaşanacağı bir sürece hazır mıyız? Her anlamda tekrarı olmayan bir süreç 🙂 Aşıklar tutkuyla tanışacaklar kıymet bilin derim. Hatırlarsanız sizlere demiştim retro Satürn Yay seyrindeyken sığ ve karanlık bir süreçtir içinden geçtiğimiz, bu enerji hakkında ne yorum yapmış olsak da deneyimle harmanlayacağız. Ketu ile temas kuran Satürn bakalım ne hallere sokacak bizleri. Renkli renkli hareler çiziyorum ki sizlere esas tabloyu anlamanız adına. Bilseniz ne mailler geliyor. En başından söylüyorum sürecin berbat geçeceğini ve yaza damga vuracağını. Eskisi olmayanın yenisi olmazmış. Kimse sütün içinde ki ak kaşık değil, ya da 10 yaşında ergenliğe geçmemiş çocuk saflığında hiç değil. Evet bu namı değer tablo bir çok bitişi tetikleyeceği gibi yeni başlangıçlara da start verecektir. Kim istemez Leyla ile Mecnun olmayı belki de Yusuf ile Züleyha. Sonuç nedir? Bu dönem başlayan ilişkilerin vadesi nedir? Bunu ancak Rasi haritalarınız da yaşadığınız transitler ve Dasa süreçleri belirleyecektir. Hepimizin aştığı dağlar, sahip olduğumuz tecrübe ile orantılı yaşadıklarımız, yaşanmışlıklarımızın boyutudur tüm kelamlarımız. İlişkinin can suyu; Nezakettir, dürüstlüktür, sabırdır, fedakarlıktır, canını yakanın canı elbette yanacaktır. Satürn ise yalanları koynunda saklar ve sizler o sırları uzun yıllar sonra öğrenir, yıkılırsınız.

Kalbi boş ve ilişkisi olmayanlar için bitişler kadar yepyeni başlangıçlar sizlere göz kırpacak. Retro Satürn ve Jüpiter sürecine kişisel gezegenlerinizden hangisi denk geliyorsa içereceği konular deformasyona uğrayacaktır. Bunu kabul edin, o zaman mevcut duruma daha kolay alışacaksınız. Gönlümden çağlayan tüm suları durdursam, süzülüp içime; Güneş’e ve Ay’a açsam yüreğimi, yıkasam yüzümü bir kez daha umut suları ile…Alemlerden, şekillerden, ölümlerden (mecazi anlamda) aşklardan, nefretlerden ne beğenirseniz avucunuzda. Gülüşüm aldatmacı bir gölge oyunu, lakin yazdıklarım hakikatin taaaa kendisidir. Evrene serpilecek aşk polenleri gibi…Gerçek anlam da Ketu-Satürn kombinasyonu tamamen kaderinize hizmet edecek ve sizi de oyuna davet edecektir.

Güneş ve Ay’ın karşıtlık hali tüm gerçekleri görebilmemize vesiledir. Yeniay enerjileri ise daha güçlü çalışmaya başlarken dolunaylar da oluşan konuları tamamlamaktadır. İnsanların akıllarını kurcalayan ve yüzyıllardır yanıt bekleyen bir çok konunun ardında MUCİZE diye tabir ettiğimiz yaşamımızda ki rastlantısının anlamı ne olmalıdır? Doğum horoskoplarınızda ki olumlu yerleşimler, görünümler kişileri birbirinden ayıran yegane etki yaşanılan transitler ise mucize dediğimiz kavramı desteklemekte. Sevmenin de sevilmeninde bir bedeli var, susturmak ne mümkün düşüncelerimizi. Kimler duygularına dur diyebilecek bakalım göreceğiz.

Her burçtan almıştır insanoğlu bir şey, Anne ve Babadan, Ketu tarafı ile Anneden Rahu tarafı ile Babadan…Kova’dan hoşgörü, marjinallik, Yengeçten korumacılık, gizli işlere ve ilişkilere meğil, sahip çıkma ve beslemek, Oğlaktan sabır, çalışma hırsı, pintilik ve düzen, Başaktan etik olanı gösterme, detaylara takılma, hijyene düşkünlük, Teraziden nezaket, hoşgörü, flörtçü tavırlar, asalet, barış ve uyum, Aslandan cömertlik, gurur ve sıcak bir kalp, Koçtan öncülük, liderlik, diktatörlük ve tutku, Akrepten derinde olanı çıkarma, cinsellik ve strateji kabiliyeti, Yay’dan bilgiyi en faydalı olanı bulmak uygulamak, dine yakınlık, Yaradan aşkı, felsefe ve yaymak…

Satürn dönerken;

1-7 ekseni Lagna ve Ay Yay-İkizler hattı; Evlilik, ikili ilişkiler, ortaklı konular, davalar, eşin geliri ekstra çıkan harcamalar, eşin gelirinde artış. Açık düşmanlıklar. Belki de eşin ihanetiyle yüzleşme. Ameliyat gibi sağlık problemleri.

2-8 ekseni Lagna ve Ay Akrep-Boğa hattı; Kazandığınız paranız, geliriniz ve giderleriniz ani oluşan maddi kayıplar, söylemleriniz, eylemleriniz, sırlarınız, cinsel organlarınızda oluşabilecek arazlar, kronik rahatsızlıklarınızla tanışma. Ekstra çıkacak harcamalar ve mahcubiyet sizlerle olacak.

3-9 ekseni Lagna ve Ay Terazi-Koç hattı; Yakın çevreniz, akrabalarınız, kardeşleriniz, uzun yolculuklarda meydana gelebilecek kaza durumları, babanız, cesaretiniz, eğitim aldığınız konular ve eğitmenleriniz. Arkadaşlarla yol ayrımları. Eski arkadaşlarla yeniden diyalog kurma (İnternet üzerinden) gözlemlenecektir.

4-10 ekseni Lagna ve Ay Başak-Balık hattı; Eviniz, anneniz, annenizin sağlığı, hatıralarınız, uykunuz, evinizde oluşabilecek ufak çapta kazalar, satış yapmak ya da almak istediğiniz gayrimenkulleriniz, araçlarınız, kariyeriniz, toplum önünde ki duruşunuz, üst düzey yöneticileriniz ile yaşayacağınız polemikler adına mahcup olmamak için daha fazla çaba harcamanız adına geçecek süreç.

5-11 ekseni Lagna ve Ay Aslan-Kova hattı; Aşk hayatınız, yeni bir ilişki, eski bir ilişkinize yeniden başlama arzunuz, ayrılık, çocuklarınız, hayalleriniz ve umut ettikleriniz, eğlence hayatınız, isminizin karışacağı spekulasyon içerikli konular. Sosyal ortamlar, eğlenmeye duyduğunuz ihtiyaç. Maddi gelişmeler kadar çok arzu ettiğiniz bir durumun karara bağlanması.

6-12 ekseni Lagna ve Ay Yengeç-Oğlak hattı; Çalışma ortamınız, iş arkadaşlarınız, gizli düşmanlarınız, sağlığınız, diyete başlamanız, yaşadıklarınızla paralel dini inanış ve içe dönüşünüz, yatak zevklerinden mahrumiyet, bir yakınınız adına hastane, cezaevi ziyaretleriniz. Ekstra çıkacak masraflar, yurtdışı seyahatleri gözlemlenecektir.

Biliyor musunuz? Bu enerjilerin aksında yaşamımıza sunulan tüm renkler esasında neyi yansıtıyor? Sevgilinin gözlerini mi? Hüznün sıcak sarısını mı? Yoksa asude asude gökyüzünde bulutlarla sevişen gezegenleri mi? Umut serpelim yine kalplerimize, tükenişlerin, savruluşların ve sabrın şifrelerini arıyoruz adeta. Geceler de teslim olduğumuz yalnızlıklarımıza şahit gözyaşları var. Ruhumuz dağılmışlığın ötesinde boğuşuyor dertlerle. Para, sağlık, kariyer, ayrılık, aşk, kavuşma, doğum ve ölüm hayatın renkleri. Bir rüzgar esse de az uzağa götürse tüm bu renkleri.

Biliyor musunuz? Sınandığımızı, gölgelerle seviştiğimizi, ellerimizle bedenimize sürülmüş özlemlerin yalancı bir avutmadan ibaret olduğunu. R.Satürn Yay seyrini 2018 yılında esasen iyice sindirdik. Satürn tahminimden öte vuruşlarla hamleler yapmakta. İki olumsuz gezegen Dasa evresinde olanlar fazlasıyla olumsuz anlamda nasiplenmekte. Bir taş değse camımıza küçük çatlak yerine camı patlatmakta. Sel olup coşsak da, doğan Güneş dahi firari sözler vermekte. Hakimiyet Ekliptik düzlem ve Satürn kontrolünde. Tüm renkler teslim alsa sevgilinin gözlerini, kıskansak biz o gözleri, yokluğun, yoksulluğun, acının, hastalığın, pençesinde savrulmasak daha ileri!

26:31 enlem değeri ile Rahu İkizler, Ketu ise Yay burcunda. Düğümler her zaman 30.00 geriden seyir ederler. Ve dahi kadersel anlamda vurmadıkları insan yaşamına şahitlik etmedim 15 yıllık astroloji yolculuğumda. Ay ve Lagna kadar Güneş yerleşimi beraberinde N.Düğümleri bu noktada olanlar ile kare görünüm alanlar yani Balık, Başak, İkizler, Yay burçları feleğin sillesini yemeye hazırlıklı olsunlar. Ne gibi etki diye soruyorsunuz yazdım işte yukarıda dua edin sağlığa dokunmasınlar birde sevdiklerinizi elinizden almasınlar. Hazin bir yankı sarmasın yaşamlarınızı, ansızın kaybolmayalım, ruh-akıl-beden üçü bir arada ilerleyelim, bu enerji geçici.Hani canınız ateşin üzerinde yürümek ister ya işte öyle bir şey!

Sorarım sizlere; Kim tersine çevirecek bu ruleti? Hep kırmızı mı? Hep siyah mı? Bunun komşuya düşen payı yok mu? Hayat çokçası hüzünlü bir hiciv ve bizler o hiciv dolu yolculuğun yolcularıyız! Satürn retrosu vakitsiz yağmurlar yağdırıyor yaşamlarımıza zira sizlere hep verdiğim doğum tarihleri belirli zaman aralıkları ile 2019-2020 yılına kadar etkilenecektir.

Gönüller bir otağdır ve en derin acılar orada hissedilir. Dimağımınız duracağı bir süreç. Bütün sıradan olayları bertaraf etseniz de yaşanılacakların önüne geçemeyeceğinizi bilmelisiniz. Kısmetinizde ne varsa o, kalbin istediği değil, yazgıda olan! Tartıp hangisi kaç dirhem fazla kararı siz belirleyin. Yürekler müptela, sevdanın mutluluğuna, sevgilinin olmadığı her yer çölden ibaret, dallarımız kırık. Yaza inat sıcacık sevdalar biriktirelim yinede gönlümüzde, mühürler vuralım, bir tek hedefe odaklanalım, hüzünler dolduğu kadar mutlulukta dolacaktır eminim gönül kandillerimize. Arsız bir sevgili gibi yinede dilenmekten vazgeçmesek. Satürn acımasızlığı, ayrılığı, kederi, hasreti, yangını, sıkıntıyı sunuyor yaşamlarımıza. Gözyaşı çocuklara yakışmıyor, hüzün ise kadınlara. Yaz rüzgarları öyle sert esecek ki kimsesizlik hissiyatı saracak benlikleri. Avare avare savrulan umutlar herkesin dilinde. Hayat bir öyle bir böyle. Arada sırada kapıyı aralayan mutluluk; Sokulsun diye hayatın ne penceresini, ne de kapısını kapatmıyoruz. Arada sırada sevgili; Sevdiğini hissettirse ateş alsa tüm duygular, tenimizin unuttuğu tutkuyu sorgulasak. Arada sırada sevinçlerimiz olsa; Şeker ve oyuncak alıp dağıtsak sokaklarda ki tüm çocuklara….

Kelamlar da acı acı dillendirilmeyen kırgınlıklar, yalancı sahneler de, sahte yüzlerle hep aynı oyun, o yüzlerin ardında ki gerçeği görebiliyorsanız eğer önümüzde ki günlerde göğün kefelerinde ki dengesizlik yormayacak sizleri. Anı ve acı dolu bir tablo mu? Ektiğimiz sevgi, değişmeyen koşullar için ne demiştim; İki tutulma arası, sabır Temmuz’a ne kaldı? Şimdi bekleme zamanı…Ateş ile aşkı, düş ile gerçeği, sevda ile sevgiyi, karıştırıp merhem niyetine basıyoruz yaralarımıza. Sabırlar boy veriyor gönül köşkümüz de en azından bunu öğrendik….Tecrübe miydi ismi lügatımızda?

Dualar ile yakarırken Allah’a…

Bir çocuk; Kader insanla körebe oynar. Bazen bir çocuk çocukken tanışır cehennem ile büyüdüğünde ise cennet olabilir hayatı. Başka bir çocuğun ise cennettir çocukluğu, büyüdüğünde ise kaderi girer devreye tanışır cehennem zebanileri ile. Her şeye rağmen çocuklar gülmeli…

Başka bir kadın; Gündüz ve gece yatağı kirlenmiş, bedeni kirlenmiş, bu çirkeflikler coğrafyasında etini satarak evinin geçimini sağlıyor. Meze olmuş sarhoş masalarına, gecesi gündüz, gündüzü gece. Özlem duyuyor güven dolu bir kalbe, başını yaslayacağı bir omuza… Bir kadın; Bileklerinde kelepçeler, ruhu yeni yolculuklara yelken açıyor. Neyi hayal ederken nerede buldu kendini. Anılarının geçmişinde kalan karanlıklar hesaplaşmadan bırakmıyor peşini. Zaman geçince herşeyin değişeceğini hesap etmeden isyan ediyor. Dilinde lanetler… Bir kadın; Yüreğine kilitlediği sevda ile yürür hayata. Tüm kapılarını kapatır dünyaya. Yokluğunda çözemediği anlamları varlığında hiç tatmadığı duyguları yaşatır hayallerinde. Oysa ki ayrılık şerbetini ilk merhabasında içmişti. Kalbinin dehlizlerine gömdüğü sırları AY biliyor…

Bir adam; Gülüşleri artarken henüz başına geleceklerden habersiz. 🙁 Feleğin çarkında dağılışını fark ediyor mu acaba? Sevdanın döşünde içinde biriktirdiği nefreti ruhun kıvrımlarına işlerken gönlünün yıllardır bomboş kalışlarını, özlediği kadını düşündüğünde hissetmiyor mu? Bir adam; Kaderin kaypak kelimeleri arasında geleceğe umut sürerek insanlara inanarak kumar oynayıp, zar attı. O adamın sitemlerini yükleyip rüzgarlara semaya ulaştırmak isterim. Fikri allak bullak olmuş o adamın ihtirasları büküyor boynunu, dilinde bir garip şarkı! Pişman oldu mu kaybettiği için o kadını?

Sema da ki Ay’ın güzelliği sevgilinin sıcaklığını ve soğukluğunu hatırlatırcasına acımasız! O Ay ki en mahrem yaramızı bilir, en yakıcı yaraya tuz niyetinedir. Nice dolunaylar ve yeniaylar oluşacak kahpece iz bırakacak! Bedenim, duygularım ve dahi ruhum! ‘’Neden silinmez ismin?’’ retro mottosu efendim bu düşünceler.  İnsan hep kazanmaz! İnsan arada sırada kaybeder! Kaybettiğinde kıymetini anlar! Bazı kaybedişler yakınlaştırır aslolana. Nasip deyip kabullenmek, kısmet deyip avunabilmek ya da hayırlısını dileyip kadere rıza göstermek fıtratımız gereği olsa gerek değil mi dostlar?

Mayıs ayı bu. Koç-Terazi ekseninin ardından sıcak havanın hakimiyetinde unutulmuşluklar, özlenmeler, mahcubiyetler, bilinmezlik, sağlık, ihanet, ölüm, rüyalar, ahlar pençesinde kıvranır İNSAN! Ufuktan ne görünecek Mayıs koynunda Akrep-Boğa ekseninde ki Ay enerjisi ile geliyor. Esasında 2 Temmuz İkizler burcu Güneş tutulmasının enerjisi bazılarınızın hayatına yansımaya başlayacak Mayıs ayında. Haziran’da yoğun hissedeceğiniz tutulmanın değişim yönünü. Mayıs ve Haziran ayrıca cezaevlerini, hastaneleri, iş ve işçi sendikalarını, doktorları, yetimhaneleri ve halkın genel mutluluğunu ilgilendiren gelişmelerle dolu.

Unuttuğun anda yeniden aynı noktadan vurulmaktır hayat! Ya kalbinden, ya sırtından! Ne düşecek payımıza bulanık gözyaşlarından başka? Dertleri yüzlerine, kalplerine iz yapmış, tebessümden bir haber insanlar. Kocaman kalabalıkların içinde mevsimini terk etmiş karlar yağdırıyor Satürn. Çünkü biliyor musunuz? Zorlaştığında imtihanınız Allah deyip susacaksınız…Belki de arştan inen her tokat buna vesile olan bu menem gezegenlerin enerjileri kendimizi bir bok sanmamızdandır.

Gözlerimiz de bir kırgınlık var! Gözlerimiz de geçmişin geçemeyen hatıraları. Bir eksiklik bu. Nereye kadar taşıyacağız bu manasızlığı. Kundakta ki bebeden tutunda yetimhane de ki çocuğa kadar hazan iniyor bazı yaşamlara.

Bilmezdik, cahildik, sınavımızın bu denli ağır olacağını. Her yanışın mutlak suretle bir sönüşü vardır. Şimdi duanın nasıl edileceğini biliyorum. Öyle bir yangın ki tüm suyu toplasak ateşe hükmü geçmez. Sol meselesi bu! Her şerden münezzeh olanı istemesekte yanışımıza sönüş senden olsun Yarabbi!

Bir çoğunuzun kalbi sığmıyor göğsüne. Ne de sizler benziyorsunuz eski hallerinize. İnsan gitmeli bazen! Kelimelere yükleyip iç çekişlerine uzaklaşmalı. Yemeği, çayı, aşkı ve intikamı soğutmamalı. Zira uzun zamandır dertler sığmaz. Ne gönüle, ne ömüre, ne de göğe.

İdrak meselesi. Nasıl olacaksa bu kadar retro eşliğinde. Zaten sevmek; Vazgeçmektir çokçası, kendinden, malından, canından, toğrağından ve seni seven bir kalpten!

Kalpler buğulu vesselam!

Hıdırellezdir ve Ramazan peşpeşe gelirken edilecek tüm dualar kabul olsun!

“Allahümme Rabbühü Ya Halkalhalas Muhammedin Resulullah Yetiş imdadıma Ya HIZIR YA İLYAS”

Bu dua 40 defa okunuyor. 5 Mayıs günü 39 defa okunuyor. 6 mayıs günü 1 defa okunup 40’a tamamlanıyor. İçinizden geldiği gibi Allah’a dua edersiniz.Allah’tan dileklerinizi ve bu senenin hayırlı olması,bol rızıklı olması ve diğer isteklerinizi bildirirsiniz.

Ayrıca 5 mayıs günü ikindi namazından sonra sabah namazına kadar 2 rekat Allah rızası için namaz kılınır.Şöyle dua edilir; “Ya Rabbi Sen dünyanın kainatın sahibisin.Her canlıyı yaratan Sensin. Benim ve her canlının Rabbi de sensin. Benim hem dünyamı hem de ahiretim güzel eyle. Bana ve tüm kullarına hak ettiğimiz gibi değil lutfunla ve merhametinle muamele eyle. Hızır (as) ve Hıdır(as) bana yoldaş eyle. Bizleri hata ve yanlışlarımızdan döndürsünler. Maddi ve manevi sıkıntılarımızda her zaman yanımızda olsunlar.

Dualarımızı senin güzel isimlerin hürmetine,habibin hürmetine kabul buyur.

HIDIRELLEZ RIZIK DUASI

Yâ Allahu, yâ Rabbi, yâ Hayyü, yâ Kayyûmü, Yâ Zel Celâli ve ikram.

Es’elüke bismikel azîmil-a’zami

Enterzukanî helâlen tayyiben.

Allahümme in kâne rızkunâ fissemâi enzilhu

Ve in kâne fil ardi ezhirhu ve in kane ba’iden karribhu

Ve in kâne kâriben yessirhü

Ve in kâne kalîlen kessirhü

Ve in kâne kesîren ihfazhü bilbereketi”

Rızık Duası’nın Türkçe meali ise şu şekildedir :Yüceler yücesi olan isminin hakkı için senden isterim. Bana helâl rızık ver. Allah’ım, eğer rızkımız sema da ise onu indir. Eğer yerde ise onu çıkar. Uzakta ise onu yaklaştır. Yakın ise kolaylaştır. Az ise çoğalt. Çok ise onu bereketlendir.

Vardır elbet hepimizin dileği. Allah kabul eylesin. Gökyüzünde demini almış dönenceler. Büyücüler devre de. Dil de aşkı zikir etmeye hazır yeni kelamlar. Dönek soytarılar, iltica sevgiler, jelatini açılmamış yeni düşünceler mi? Mazinin kabuk bağlamış yaraları mı?

Hürmetler

AYŞEN TOK