Allah’a Ismarladık

 

“Hac ve Umre yapanlar Allah’ın misafirleridir. O’ndan birşey isterlerse, onlara cevap verir. Af isterlerse, onları affeder.”  (Hadis-i Şerif) “Umre, ikinci bir umreye kadar olan günâhlara keffârettir” (Hadis-i Şerif)

Yaşım 45 ve ben bana göre büyük bir değişim yaşamış, hayatın anlamını bulmuş, insanları hataları ve sevapları ile kabul etmiş biri olarak bu yıldızlı sema dönerken ikinci defa kutsal toprakları ziyaret edeceğim. İlk ziyaretim de bana bu şansı 2015 senesinde 9.evimde seyir eden Ketu vermişti. Şimdi ise Venüs dasa evremle beraber 4.ev ve 11.ev yöneticisi Venüs 10.ev alanımda yerleşerek 4.evim Terazi burcunda bulunan Jüpiter’den aldığı görünüm ile bu duygu yoğunluğunu yaşama şansını sundu. Devamı gelecektir. Zira herkes doğum haritasında ki potansiyelleri yaşar ve yansıtır. 9.evimde Balık burcunda bulunan Ay-Güneş-Merkür ve Yay burcunda 6.evimde bulunan Jüpiter beni aşırı inançlı biri yapmıştır.

Sıradan bir insan olarak gidiyorum oraya. Dertleşmek, ağlamak, hüznümü haykırmak ve mutlak yaratıcıdan af dilemek için. Günahlarım varsa şayet kapısında kul olduğumu hatırlayarak özür dilemek için gidiyorum. Nefsimin beni sınadığı, duygularıma yenik düştüğüm hatalarımı bildiğim ve telafisini arz-a sunmak için gidiyorum. Aklım, kalbim, nefsim ellerimde sabır ve huşu içerisinde binler, on binler, sema da yıldızlar Ay ve Güneş ile birlikte hep bir ağızdan ‘’Bismillahi Allahü Ekber’’ sesleriyle dönmek, dönerken teslim olmak için gidiyorum. Her şeyi geride bırakmak, tertemiz bir sayfa açmak için gidiyorum. O açtığım sayfa da kötülere, bencillere, menfaat dürtüsü ağır olanlara yer vermeyeceğim için gidiyorum. Bugüne kadar beni haksız yere üzen, yargılayan, hakkımda gıybet eden, hakkıma tecavüz edenler için af dilemek adına gidiyorum. Seccademle bütünleşip, namazlarımı aralıksız kılmak için gidiyorum. Bu benim yolculuğum ve içime döneceğim. Kendimden geçmek binlerce insan, binlerce millet ile bir olduğumu, onlardan hiçbir farkım olmadığını idrak etmek için gidiyorum. Bol bol sadaka dağıtmak ve sizler için de dua etmek için gidiyorum. O güç ki sizi oraya davet ediyor ve çekiyor. Binlerce insanın tek bir emeli var; Arınmak ve temizlenmek…

Kabe’ye dokunmak istediğinizde yol açılıyor. İlkinde böyle olmuştu. Bu sefer de eminim öyle olacak. Beni uzaktan tanıyanlar kadar yakından tanıyanlar da duygularımı yalın bir şekilde ifade ettiğimi gayet iyi bilirler. Elbette hepiniz için dua edeceğim. Özel olarak tek tek isimlerinizi zikir edemesem de sizler için nafile tavafı yapacağım. Tavaf bittikten sonra Facebook üzerinden haber vereceğim ki iki rekat namazını sizlerin kılması gerekmektedir.

Namaz kılmanın insanı rahatlatan bir enerjisi var. Ben 5 vakit namaz kılan biri değilim fakat güne sabah namazı ve şükürle başlayan biriyim. Orada 5 vakit namaz kılmak ayrı bir huzur. Döndükten sonra tüm namazlarımı 5 vakit kılmayı düşünüyorum. Arınmak ve teslim olmak bunun huzurunu hissetmeniz adına Allah hepinize nasip etsin inşallah! Mültezem kapısında arz-a durmak için gidiyorum. Mültezem kapısı bilmeyenler için belirteyim; Hacer-ül esved ile Kabe kapısı arasında kalan kısımdır. Allah resülü(s.a.s) ‘nün de Mültezeme gelerek göğsünü ,yüzünü ve ellerini açıp oraya yapıştığı ve o şekilde dua ettiği rivayet edilmektedir. Mültezem de yapılacak duaların kabul edileceği rivayetler arasında yer almaktadır.

Dilerim Allah tüm dualarımı kabul eder. İnsan mutluluğu gül kokulu bir kuş lokumunda, belki koparıp atacağımız düne ait takvim yaprağında ya da hareket eden vapurun arkasında bırakacağı bembeyaz köpüklerde arar. Mutluluk kalbinizde ki huzur da saklı. Ne olur sanki dünya denen bu gezegende herkes iyi olsa. Bu söz çok anlam ifade ediyor. Kaderler  şekillenirken her derdin devası mümkün çünkü Allah var. Başımızdan kötü bir olay geçtiğinde, bu genel anlamda Satürn ve Ekliptik düzlem transitlerine denk gelir ve bir başarısızlık yaşadığımızda, bir sağlık sorunu yaşandığında, eş ya da sevgiliden ayrıldığımızda, ” aslında hayatın akışı insanın elinde değildir” manasına geldiği için ezikçe sığındığımız kelime. ”KADER ELDEN NE GELİR Kİ” yaftası diye adlandırıyor bazılarınız biliyorum. Fakat elden gelen yok! Kader işte!

Kime niyet kime kısmet!

Bilmem farkında mısınız? Acıyı aldıkça iyileşiyor yaralar ya da daha çok acıyor. Herkesi vuracak bir noktadan. Kimini kalbinden, kimini sağlıktan, kimini cebinden, kimini beyninden..!

Ben tüm yaşadıklarımı ve bunları bana yaşatanları Beytullah’a anlatmaya, içimi dökmeye gidiyorum…

“Lebbeyk Allahümme lebbeyk !” Anlamı; “Ey Allah’ım! hizmetine geldim” anlamındadır.

“Allah’ım, davetine isteyerek uydum, emrine amadeyim. Senin eşin ve ortağın yoktur. Sana yöneldim, hamd senin, nimet senin, mülk de senindir. Eşin ve ortağın yoktur” demektir.

Allah’a ısmarladık

A.T