YAŞAM DÖNGÜSÜ&OĞLAK BURCU AY TUTULMASI

“Bu bitmek bilmez bir can çekişmeden ibaret olan yaşamımla ilgili olarak şunları söyleyebilirim: ben uçmak isteyip de uçamayan bir kuş gibiydim.”

Aşk ve Acı kitabı

Bulutlarla sevişiyor şimdi gökyüzü; Fırtına koptu kopacak değil fırtına çoktan koptu. Devran döndüğü sürece feleğin çemberi herkese uğrayacak; Sevişmelere, nefretlere, ihanete, kıskançlığa, tutkuya, öfkeye, rezilliğe, mahcubiyete, haksızlığa, intikama ve ölüme davetiye niteliğinde…

Bu hayatın içinde var olduğumuz süreçte, yaşadıklarımızın, iyisi ve kötüsüyle yaşamlarda iz bırakan tüm acıların, mutlulukların, bunlara sebebiyet veren mevzuların, insanların sorgusunu yapacağımız bir tutulma enerjisi ile karşı karşıyayız. İnsanların hiç bir zaman ulaşamadıkları, belki de ulaşsalar bile farkına varmadan yanından geçip gittikleri büyülü bir krallıkta, gökyüzünde elle tutulabilir şeylerin hiçbir zaman somutlaşmadığı sihirli bir aydınlıkta Güneş ve Ay; saat:23:15’de 27 Temmuz 2018 tarihinde Yengeç/Oğlak ekseninde Oğlak burcunun 10:39 enlem derecesi Srahavana Nakshatra Oğlak diliminde yöneticisi Ay olan Takımyıldızında 1.Pada da yöneticisi Mars olan ve Ay’ın Ketu ile retro Mars’a yenik düşen gücü hakimiyetinde Dolunay enerjisi ayyuka olacaktır. Tutulma Oğlak burcunun 2.dekanantında oluşacaktır. Ay göğüs ve mide gibi organlarımızı temsil ettiği için bu süreç de rahatsızlık, ağrı ve hazımsızlık oluşabilir. Ayrıca ameliyat gibi konular haritanın bütünü ile ilgilidir. Görünümler biri için faydalı çalışırken bir diğeri için zarar üretecek kadar dikkatli incelenmelidir. Bu süreç zarfında ki tamamlanma tutulmanın süreci uzun olduğu için uzun bir zamana yayılacaktır. Mars’ın ileri seyri ile birlikte tutulma derecesine yapacağı görünümler 3 yıl gibi bir süreci etkilerken şekil ve netice alacak tüm olaylar hem zümremiz hem ülkemiz nezdinde ki gelişmeler, sebepler yoğun olarak etkisini + ve – olmak üzere 5 günlük dilimde hissettirir. Ego ve hırs hepimizin gözünü bürüyecek mi? Yoksa tüm astrologların zararlı enerji olarak tanımladığı (bana göre öyle değil) bu tetiklenme  zihinler de kariyer ve başarı odaklı mı çalışacak? Enerji yeter ki Dusthana evlerimize denk gelmesin ki üzüntüye sebep olmasın. Bu iki köşe noktası önemlidir. Feleğin 10.kapısında içeriye girip, ağırlanıp 4.kapısında 2018 yılının Ağustos ayında yaşayacağımız Yengeç burcu Güneş tutulması ile arşa ulaşacağız.

Günümüzde hala tartışması yapılsa da Astrolojinin varlığı ve üstünlüğü göz ardı edilemez. İlmin üstünlüğe Astrologların yanı sıra dünyada ki büyük bir kesim tarafından da kabul görüp onay verilmekte. Türkiye’de ise hala mezar taşlarını koyun, Astroloji fal sananların sayısı oldukça yüksek. Gökyüzü aynı her yer de, her ülke kendi kuruluş tarihine göre kendi coğrafyası ve insanların kaderleri ile şekillenmekte. Bilinmezlik duvarlarının çerçevelere bürüdüğü evrende evrenin ötesine olan merak, varsayımlı, bilinmeyeni bol denklemlerin üretilmesine neden olurken tüm yaşanılanlar, yapılabilecek öngörülerle çözümleri de sunabilmekte. Yaşamın anlamını tartışmak yerine evrende ki görevlerimizin anlamını düşündüğümüz de yolumuzun çok daha aydınlık olduğunu bilmeliyiz. JÜPİTER; Din ve dini görüş, felsefe içerikli tüm konular, inanç sistemimiz, öğretmenler ve yüksek eğitim sistemleri, ahlak, adalet duygumuz, hukuk sistemi, hukuk adamları, çocuklar, ruhani yaklaşım, şans, kadın haritalarında ise eş karakasıdır. Terazi seyrinde yatağından alacağı adalet dürtüsü ve Rahu-Ketu kare görünümü etkisi ile şekil verdi bu konulara. Engellerin en büyüğüydü bu enerjisinin blokajlamak adına. Astrolojinin matematiksel, fiziksel ve ruhsal olarak sunduğu tüm bilgilerin ışığında yaşam çarkında daha farkındalıklı olmalıyız. Astroloji muazzam bir sistem.

Evren ve tüm canlılar gündüz bedenlerini GÜNEŞ ile gece zihinlerini AY ile beslerler. Bu sonsuz aşktır. Ay’ın tüm halleri üzerine yapılır Vedik jargonunda yorumlar. Ay zihindir, sezgidir, hissiyattır, düşüncedir ve Dolunay en fevkalade halidir. Yeni Ay fazlarında gündemlerimizde ki konular Dolunay fazlarında, yaşamlarımız Dolunayın gerçekleştiği ev konularınca aydınlanır, olaylar birkaç gün içerisinde ivme kazanır. Açığa çıkan enerji ile etkilerini herkes farklı yaşar. Yaşadığımız Dasa süreçleri ve ağır gezegen transitleri bu oyuna eşlik eder, yön verirler. Ay; sakin gecelerin yıldızıdır. Satürn, Rahu ve Ketu ise karmaşık zamanların…. Nereden vuracakları, feleği ters mi yüz mü edecekleri hiç belli olmaz. Yaşam sahnesinde hiç kimsenin dokunulmazlığı yoktur. O yüzden ısrarla tevazu ve hoşgörü.  Savaşırsan karmana yüklüyorsun karşınızda ki kişiyi uymuyorsa enerji değiştir yolunu, netice de herkes kendi fıtratıyla, her ruh kendine yakın hissettiği enerjilerle daha faydalı yol alır yaşam sahnesinde. Oğlak köklerimizi simgelerken geçmişe yönelik duygu sellerinde sürükleneceğimiz, ardından ise ciddi kararlar vereceğimiz hissiyata dayalı bir evre yaşayacağız. Neden duygu diyorum ki Takımyıldızının yöneticisi Ay’dır da o yüzden. Oğlak burcu öncü işarette, toprak elementinden ve yöneticisi Satürn olması nedeniyle,  Satürn’e özgü konularla ilgili, toplumdaki yerimiz, geleceğe ait ulaşmak istediğimiz hedeflerimiz, kendimizi sağlama almak, güvenlik açıklarımızı kapatmaya yönelmek, duygusal yönün vurgusu kadar daha mantıklı ve somut olanı istemek, bunun için yeniyi inşaya başlamak gibi konularda yeni kararlar kadar sonlanmalar da bizi bekliyor olabilir zira Satürn Yay’da özgür ve felsefe ağırlıklı çalışır. Açığa çıkartmayacağı ve bizleri kadersel anlamda yüzleştirmeyeceği hiçbir konuyu askıda bırakmaz. Duygularımız netice isteyecek çünkü ya hep ya hiç durumları. Ağustos  itibariyle başlıyor 3 yıl yaşayacağımız etkilerin öncü ayak sesleri. Karmik noktalar ve Mars enerjisinin yoğunluğunda hele bir Mars düz seyre geçsin o zaman anlayacaksınız ne demek istediğimi. Kötücül gezegenler Retro zamanlarında güçlerini bir nebze kaybederler, en azından bu kalıplaşmış bir Astroloji kuralıdır. Lakin öyle zamanlardan geçmekteyiz ki gerçekten gezegenlerin transitlerini yaşayıp deneyimledikçe Satürn için Yay yerleşiminin daha bir pasif alan olduğunu kabul ettik. Yay yöneticisi Jüpiter ile Satürn iyi anlaşırlar.

Biz ne ile farkındalık kazanıyor, ne ile aydınlanıyoruz peki? DOLUNAY ZAMANLARIDIR bu sorunun cevabı!

Oğlak gelenekçi, muhafazakâr ve iş kolik bir yapıya sahiptir, kendinden düşük kategoride olanlarla işi yoktur ve gözü hep zirvededir, onun yaratılışından gelen fıtratı da budur ve cidden geldiği konumu hem hak eder hem de hakkını verir. İşte bu yüzden vicdanen rahat olarak ulaştığımız konum köklü olur, içimize sinen her şey gibi ve elbette sabır ve istikrarla. Güven içinde yaşama isteği, insanın temel ihtiyaçlarındandır. Güven Oğlak etkisini yoğun barındıranlar için temel prensiptir. Bu da, başta insanın çevresiyle iyi geçinmesine bağlıdır. Oğlaklar yoğun disiplin enerjileri ile kolay geçinilebilen tipler değildir daha depresif düşünceler barındırırlar. İnsanların gündelik hayatlarında en çok kullandıkları kavramlar arasında eğer, ”aldatılmak” ve ”aldatmak” gibi düşünceler tedavülde ise, o toplumda fertler arası güven bunalımı gittikçe tehlike sinyallerini artırıyor, demektir. Yine arkadaşlıklar, çıkar ilişkilerine ayarlı ise, çıkar ilişkileri bitti mi dostluklar da çöker. Etrafımızda bu durumlara fazlası ile vakıf olmaktayız. Dolunay ve Yeni Ay evreleri bizlerin bir aylık gündem konularımızı belirlemekte. Güven ve sağlamlık denildiğinde işte OĞLAK derim size! Gökyüzü tablosuna baktığımızda, dönüşümün ve ebedi derslerin temsilcisi Satürn’e dair derslerimiz gezegenin yerleştiği noktadan itibaren AY ve Lagna konum Yay-İkizler-Balık-Başak ve Boğa olanlar için kalıcı olacak türden 2020 yılına kadar. Bakalım şöyle bir gökyüzüne; Gezegenler hem Rasi hem Navamsa da yer değiştiriyor bu da esasında hepimiz için etkilidir. Bu tutulma ile ilişkiler ekseninde nefret-bitiş-başlangıç-savaş-ego-sevgi-ihanet aynı anda yer alacaktır. Gurur aşkı bitirir, nefreti doğurur. Ak gezegenimiz Merkür retro seyrinde. Yalancıların maskesi düşecek diyor yıldızlar. Dolunaya görünüm veren Mars olumlu anlamda. Gülmeyin ben zararlı gezegenlerin retro süreçlerini faydalı buluyorum. Düğümler ise benim yazmaktan hayıflanmadığım (beni bile şekilden şekile sokan o düğümler) tam yol yeni mevzillerinde ilerliyorlar KETU için diyebilirim ki rahat ettiği Nakhastra seyrindedir. Hep bana lüp bana olmaz bu dünya. Vediğe göre ruhun bekası, hayatın anlamı, kader ve insan ilişkisi, kul ile Rabbin ilişkisi konularını sorgularken sezgisel davranış metotlarımız ile bizlere klavuzluk  eder düğümler. Ruhun bekası yani iyi ya da kötü olarak değerlendirilmesi Ay düğümlerinden analiz edilir. Güney Düğümü Ketu’nun bulunduğu nokta asla kolay disipline edilemez eğer köşe evlere denk gelirse yaşamdan kolay kolay tat alınmaz kayıplar insanoğlunun yakasını bırakmaz. Analiz ettiğim tüm haritalarda Ketu’nun rahat ya da rahatsız olduğu evler kapsamında bireye hep mutsuzluk ve kayıp verdiğini gördüm. Hatta size yeri gelmişken bir konudan bahsedeyim. Düğümler için Wargottama yerleşimin pek bir kıymetli olduğu söylenir artık nasıl ve neye göre bir kıymetse takdir edilen bence Wargottama etkisi fayda kadar zararı da peşinden sürüklemekte. Haritanın başarı ve ün çıtasında önem arz eden bu iki kör nokta mı yoksa güçlü bir Jüpiter’mi kişiye şans faktörü veren tam karar veremedim. Ne kadar çok harita o kadar deneyim demektir Vedik için ve bu anlamda incelediğim harita sayısını hatırlayamıyorum bile. Zira KETU yerleşimi ve Dasa süreci çok önemlidir. Eğiliyoruz düğümlerin önünde onların tokatı Satürn mastürbasyonuna benzemez.

Temmuz biterken yılından bundan sonra ki evresinde ise gökyüzü sakinlerinin konumu şöyledir; 

26 Temmuz Yengeç burcunda Merkür retrosu

27 Temmuz Oğlak burcunda Ay tutulması

11 Ağustos Yengeç burcunda Güneş tutulması

19 Ağustos Yengeç burcunda Merkür ileri hareketi

28 Ağustos Oğlak burcunda Mars ileri hareketi

6 Eylül Yay burcunda Satürn ileri hareketi

5 Ekim 2018 Terazi burcunda Venüs retrosu

16 Kasım 2018 Terazi burcunda Venüs ileri hareketi

17 Kasım 2018 Akrep burcunda Merkür retrosu

7 Aralık 2018 Akrep burcunda Merkür ileri hareketi

Yaşama dair hepimizin sorumlulukları farklı yönlerde, yetişemez oluyoruz zaman ve hayatla yarış halindeyiz.  Bu transitler yüzünden evlilikler bitebiliyor, yerine bir çok ilişki yeni başlangıçlarla yaşam alanlarımıza girebiliyor, gerek ortaklı konular, gerek gönül ilişkileri. Mesleki alanlarımızla ilgili tatsızlıklar, iş değişikliği, kariyer konuları, maddi sorunlar kadar manevi olgunlaşma evrelerinde bir o yana bir bu yana savruluyoruz. Günlerdir düşünüyorum kaderi; Güney Doğu’da ki çocuklarla Batı’da ki çocukların kaderini! Ebeveyn rollerinde ki bireylerin evlatları ile yaşadıklarını, arkadaşlar ve yakın çevre ile sorunlar oluşturan transitleri, çocuk, genç, yaşlı dinlemeden  ciddi ciddi sağlık sorunu yaşayanları, ülkenin sınırları dahilinde Batı’yı ve Doğu’yu, bunların hepsini incelemek ve incelediğim konuları inandığım ilim kılıfına sokabilmek istiyorum. Yazmış olduğum Dolunay ve Yeni Ay zamanları hangi evinize denk geliyorsa o ev konularında tecrübeler kazanmaktayız. Oğlak ve Yengeç burçlarının olduğu alan kaçıncı eviniz? Birde sizlere bu ev anlamlarını veriyorum ki tutulma  etkilerini hatırlanmanız açısından. Ay ve Lagna itibariyle sayacaksınız Yengeç ve Oğlak kaçıncı evinizdi.? Zira bu iki nokta tetiklenecek yıl sonuna kadar. Bu konumları Batı değerlerinizden 24 dereceye geriye gelerek bulabilirsiniz. Yani yükselen ve Ay konumundan bir geriye geldiğinizde Vedik yükselen ve Ay konumunu elde edersiniz. Bazen de derece bazında yine aynı yerleşimler olabilir.

1.Ev (koç Burcunun evi): Kişilik, maske, dışa gösterdiğimiz yüz, beden, sağlık, kişisel farkındalık ego.

7.Ev (terazi burcunun evi): İkili ilişkiler, ortaklık, anlaşmalar, evlilik, eş, mahkemeler, yabancı ülkeler.

Ay ve Lagna OĞLAK-YENGEÇ; Dış görseliniz, görünüşünüz, imajınızı değiştirmenin tam zamanı bence. Retroların peş peşe yaşandığı bu süreçte Öncelikle ikili ilişkileriniz ve ortaklıklarınızla ilgili yeni kararlar alabilir, mahkemesi olanların ise iletişim kaynaklı sözlü ifadeleri yanlış anlaşılabilir. Mevcut ilişkinizi yeniden gözden geçirebilirsiniz. Yol ayrımına dikkat edin henüz zamanı değil. Eski bir ilişkinizin canlanma ihtimali oldukça yüksek duruyor…

2.Ev (boğa burcunun evi): Maddi güvence isteği, maddi kazanç, para kazanma ve harcama. Konuşmalar ağızdan çıkan sözler, sırlar.

8.Ev (akrep burcunun evi): Ölüm ve yeniden doğum, yenilenme, dönüşüm, gizli ilimler, miras, ortak paralar, cinsellik, kronik rahatsızlıklar, açığa çıkan sırlar, gizli düşmanlar.

Ay ve Lagna YAY-İKİZLER; Umut kestiğiniz ”kesin artık dönmez” dediğiniz paralarınız gelebilir beraberinde para da kaybedebilirsiniz. Hırsızlara dikkat ve özellikle sırlar başkasına ait bilgileri öğrenebilirsiniz. Finansal kaynaklarınız adına kaygı duyabilirsiniz, gelir düzeyinde ani düşüş kadar kaçırdığınız fırsatlar retro bitiminde sizinle olacaktır. Maji, negatif enerji gibi etkilere maruz kalabilirsiniz. Ölüm, miras, borç ve nafaka, hesap da olmayan ödemeler canınızı sıkabilir.

3.Ev (ikizler burcunun evi): İletişim, kısa yolculuklar, bilgi, eğitim, yakın akrabalar, komşular, kardeşler, cesaret. 9.Ev (yay burcunun evi): Baba, yüksek eğitim, uzun yolculuklar, mahkemelik konular ve maneviyat.

Ay ve Lagna AKREP-BOĞA; Çok yakın arkadaşlarınızla yol ayrımı ya da küsmüş olduğunuz arkadaşlarınızla yeniden barış sağlamak evrenin size ödülü olacaktır lakin retro süreçte hiç kimsenin dürüst olmayacağını hatırlatırım. Yurt dışına çıkacak olanların karşısına çıkacak pürüzler can sıkıcı olacaktır. Babanız ve yeni dahil olacağınız eğitim sürecini retro ardına ertlemeniz sizi lehinize.

4.Ev (yengeç burcunun evi): Yuva, ev, dünya, geldiğimiz yer, anne, ebeveynler, gayri menkul, kalp, genel yaşam mutluluğu.

10.Ev (oğlak burcunun evi): Kariyer, şöhret, başarı, yükselme, dünyaya karşı olan sorumluluklarımız ya da hedeflerimiz.

Ay ve Lagna TERAZİ-KOÇ; Öncelik kalp mutluluğu geçmişte yaşadığınız kırgınlığın tekrarı, telafisi belki de olayların yinelenmesi, uykusuzluk, rüyalar, anneniz, gayrimenkul alımı veyahut zararına satışı, sosyal statünüz adına yeni kimlik arayışı. Mahcubiyet yaşamak karar vermeden önde on kere düşünün derim. Güney Ay düğümü devrede iken geçmiş ilişkilerinizin retro Merkür etkisi ile gündeminiz, hatıranıza ve hafızanız acı yönleri ile yeniden bir selam vermesi. Açık düşmanlarınız ile yüzleşme.

5.Ev (aslan burcunun evi): Yaratıcılık, yaratıcı kişiliğin sergilenmesi, sanat, aşk, eğlence, çocuklar, kumar, spekulasyon.

11.Ev (kova burcunun evi): Arkadaşlar, gruplar, grup çalışmaları, organizasyonlar içinde ortak hedefler için çalışmalar, büyük amaçlar, hedefler.

Ay ve Lagna BAŞAK-BALIK; Özellikle kalbi boş bayanlar ve baylar için geçmişte ki tamamlanmamış ilişkilerin yeniden başlayacağı bir süreçtir. Beraberinde çocuklar adına ilginç mutluluklar, sorumluluklarda artış ya da çocukların sağlığı kadar spekulasyona dikkat demek istiyorum. Ahh o hedefler, ahh o arzular bu konuları yeniden revize ederken ve retronun etkisiyle ayaklarınızı sağlamca yere basmanızı tavsiye ediyorum.

6.Ev (başak burcunun evi): İş, çalışma, hizmet etme, faydalı olma, pratiklik, sağlık, kişisel gelişim, temizlik, ayrıntılar, gizli düşmanlar.

12.Ev (balık burcunun evi): Bilinç dışı, kolektif bilinç, ruhsal çalışmalar, içe çekilme, içe dönüş, kapanma, izolasyon, yatak zevkleri, hastaneler, hastalıklar, uyku. Seyahat, yurt dışı yolculukları, uzak ülkeleri dolaşma, felsefe, din, yüksek öğrenim, baba, babanın sağlığı.

Ay ve Lagna ASLAN-KOVA; Dolunayın etkisini en yoğun hissedecek eksen. İki tane Dusthana alan. Günlük hayatınız ve sağlıkla ilgili konularla beraberinde gizli düşmanlarla tanışacağınız ve yeni taktikler geliştireceğiniz bir süreç. Sizleri etkinin başlayacağı ay sonu itibariyle yatak zevklerinden mahrumiyet ve bol bol hastane ziyareti, sağlık sorunları beklemekte. Tutulma enerjisi sizlere yeni bir ufuk açarken, farklı iş sektörlerinde deneyim kazanabilir, yeni bir işe sahip olabilirsiniz. Ekstra çıkacak masraflarda cabası…

Oğlak dediğimizde hatta karşılıklı eksen bazında değer verecek olursak Yengeç/Oğlak ekseni sevgi ve güvene dayalı iki noktadır. Feleğin 4.ve 10.kapısı evin giriş noktası ve evin çatısı. Gerçek sevgide güven çok önemlidir. Bebeklik de öğreniriz güven duygusunu. Bunun gereği olarak karşıdaki kişi güzelliğini, maddi birikimini, itibarını yitirse de sevgi bitmez, bilakis daha da artar. Çünkü önemli olan kişinin ahlâkı ve karakteridir. İnsanlar birbirlerinin, güvenilirlik, şefkat, merhamet, cömertlik, ince düşünce, fedakarlık gibi güzel özelliklerine her şahit olduklarında sevgileri katmerlenir. Bir insan hiç görmediği birine nasıl güvenir, nasıl sever böyle bir durum olur mu? Olur evet insan dünyanın rasyonel değerlerini hiçe sayarak eğer gerçek sevgiye düşmüş ise hiç görmediği biri için iyi temenniler ve aşk besleyebilir. 🙂 Gerçek sevgi de asla bıkma ve sıkılma olmaz çünkü gerçek sevgi maneviyata dayanır. İşte bunu Yengeç de başlatır, Oğlak da tamamlarız. İnsan en çok sevdiğine kırılır, en çok ondan özür bekler ve yine en çok onu düşünür.

Güven bitse de sevgi bitmeyebilir. Herkes ikinci-üçüncü şansı hak eder. Ama güven en az sevgi kadar önemlidir. Bu da kişinin maneviyatından gelir. İnsan kapalı bir kutu zihin Ay konumu, Nakshatrası ile, 4.ev yerleşimi ise kişinin kalbini gösteriyor Vediğe göre. Herkes koşulsuz bir güven ihtiyacı içinde olacak bu Dolunay da. Herkes ”ilk” olmak ister, İlk aşk,,,,, İlk öpücük,,,,,,oysa ilk,,,,, geçicidir. Sahip olduğunuz hangi ilk hala sizin (?)…Ama kimsenin istemediği hoşnut olmadığı, değiştirmeye çalışırken arap saçına evirdiği, duvarlara çarpa çarpa derslerini öğrendiği kader farklıdır çünkü ondan ötesi yoktur doğarken alnımıza yazılan külli irade şekil alır transit yıldızların etkisiyle yaydığımız titreşimlerle iyi ya da kötü (Rasi haritasının natal yerleşim potansiyalleri) neticesinde hayatlarımıza dahil olur.  Heyecandan avuçlarınızın terleyerek tuttuğu ”İlk” elle değil, güvenerek sımsıkı tuttuğunuz ”Son” elle girersiniz mezara. Güven bu demektir. Geçenlerde bir soru yöneltildi şahsıma doğum bilgilerimin ve haritamın diğer Astrologlarca bilinmesinden çekinip çekinmediğim soruldu. Astrolog dediğiniz kişi kimdir o kişilerin dokunulmazlığı mı vardır.? Dikkat ediyorsanız ruhsal anlamda kişisel gelişime daha çok önem veriyorum yazılarımda ve sizlere telkin etmeğe çalıştığım ana fikir kimsenin kaderin karşısında duramayacağına dairdir. Astroloji ile ruhumu, yaratılışı, evreni ve bilinmeyen gizem içerikli pek çok konuyu araştırma, sorgulama ihtiyacına girdim ki bu da bana yeterlidir.

Global anlamda bakacak olursak şayet ki hali hazır da Cumhurbaşkanımızın yemininden sonra oluşan Rasi haritası mı yoksa mevcut Türkiye Rasi haritası mı diye gözlem yapıyorum. Görüyorum ki yaşanılanlar mevcut haritamız ile örtüşürken ben sanırım tercihimi Türkiye Cumhuriyeti kuruluşu olan 29 Ekim 1923 saat:20.30 Türkiye üzerinden kullanacağım. Ülke Natalına göre 8.eve denk gelen bu enerji karşılıklı olarak 2.evi de harekete geçirecektir.8.ev sırların çözüldüğü alandır. Yabancı ülkelerle finans ilişkilerini, halk güvenliğini ve suçların artışını. Ölüm oranlarının hayvanlar ve insanlar olarak gündemleri dolduracağını vurguluyor. Ağustos ayının ilk 10 günü  para, borsa, döviz, sermaye piyasaları ve bankalar arası kredi oranlarında ciddi parametre hareketlenmeleri gözlemlenecektir. Türkiye’de bir çok marka ve faaliyet gösteren firmaların iflası söz konusu olacak diye öngörümüz sosyal medyada yayınlanmıştır. Keza bu ülkede ki yabancı Bankalar ve şubeleri içinde geçerlidir. Türkiye çok ciddi bir ekonomik kriz ile karşı karşıyadır. Oğlak-Yengeç ekseninde ki enerji bu durumlarla yüzleşmemize vesile olacaktır. Toprak gruplarında oluşan Ay fazları yerküreyi birebir ilgilendirir ki 20 Temmuz 20 Ağustos zaman aralığında jeolojik oluşum kayda değer hissedilecektir. Jüpiter’in ülke hartasında 5.ev de simgeleri açısında sermaye-altın-borsa piyasalarında etkili olacağı aşikar.

Yaşımız kaç olursa olsun bu transitlerle büyüdüğümüzü, bazen bir çok konuyu bildiğiniz halde, artık karşınızda ki insanın, olayın, durumun, düşüncenin size bir şey katmayacağını aksine sizden alıp götüreceğini, hiç bir şeyin değişmeyeceğini ve kaldığınız yerden asla devam edilmeyeceğini bildiğiniz halde yine de denersiniz. Denersiniz denemek KADERİN’dir çünkü. Yaşlılarla sohbet etmeyi çok seviyorum engin tecrübeleri var onların haritalarını analiz etmeyi. Karşıma gençler gelince de üzülüyorum yaşayacakları adına ama olgunlaşmaları lazım öyle değil mi? Tüm yaşadığımız acı ve tatlı tecrübelere bir ihtimal belki, diye deneriz ya da kendi yanılma payımızı görmek, gerçeği tam anlamıyla hissetmek için deneriz. Burnu üstü çakılmak ya da kartallar gibi uçmak pahasına deneriz işte. Kalan son parçayı da yok etmek için deneriz bazen de denemeliyiz ki yaşama dair, olaya, duruma, düşünceye dair tek bir soru işareti bile kalmasın yüreklerde bir daha geriye dönmemecesine son şarabı yudumlar gibi yok olmayı hesaba katarak deneriz, ama bilemeyiz ki denediğimiz YANILDIĞIMIZDIR. Hayat bizleri her deneme de aslında MAT etmektedir. Hayat da bir okul derler ya babayani bir sözdür. Sevmesek bile bazı dersleri, o dersler değil midir? İçimizdeki boşlukları da dolduran, yaralar açıp, bazen merhem bazen ise bıçak olan, sonrasında o Aşklar değil midir? Bizleri divane kılan, o UMUT değil midir her yeni güne uyanmamıza sebebiyet. (Kendi hayatımı yaşamaktan ziyade Astroloji ile başka başka hayatların tamir edicisi gibi oldum. Buda benim Balık fıtratıma cuk oturdu).

Yaşanılan bütün anların hatıralarında bir deniz bir okyanus yaratıyoruz zihinlerimizde. Her günün sancısı ve sevinci ayrıdır, kimi kırışık izler bırakır yüzümüzde, kimi ise vakitsiz aklar düşürür saçlarımıza. Gecelerin zifiri yalnızlıklarında düşüncelerin hazin ve özlem dolu efkârı götürür bizleri uzak diyarlara. Özlemler göğün göğsünde ki yıldızlar kadar uzaktır oysa 🙁 her iç çekişte bir yıldız kayar karanlıkta, kayan tutkunun, aşkın gözyaşıdır, bunun için gökyüzünden kayan tüm yıldızlara……Ve sizler benim kıymetli okurlarım; O yıldızı yakalayacaksınız tüm bunları sonrasında hatırlayıp güleceksiniz olumlu transitler gökyüzünde yerini aldığında, olumlu Dasa evresi başladığında her hatıraya tatlı bir tebessüm bırakacaksınız. Mayasıdır gecenin dertler gündüzden devşirilir. Öyle geceler de gelir geçmiş aklımıza. Öyle geceler de ağlarız bir başımıza. Öyle geceler de özleriz geçmişi. Öyle geceler de hatırlarız sevgiliyi. Öyle geceler vardır ki düşler ağlar avuçlarımızda.

Sevinçlerde saklı elbet diyemiyorum. Oğlak zirvelerinde esecek rüzgar hepimizi üşütecektir. Mevsim Temmuz üşümek yakışmaz hiç bir ruha. Avuçlarımızdan kan çekilir gibi gecenin utangaç bir noktası var ya o ana kavuşmak gibi gözyaşını içine akıtmak, sessizce haykırmak gibi. Battı batacak bindiğimiz kayık hala çek babam çek! Geçmeye çalışıyoruz ya o denizi fırtınaya karşı olur da geçemezsek boğulacağız o sularda haberiniz olsun Ağustos ayında. Sorgu harman oluyor cevaplarla. Sorgu, soruyu doğuruyor. Düşünün benim kıymetli arkadaşlarım! Kaybolan ömrün zemherisinde nice mutluluk, nice hazlar bırakacağız geride. İçimizde coşan ve sonrasında kuruyacak olan ırmaklarımıza! Düğümlerin eksenine takılacak olanlara 🙂 Öyküsüne, yaz manzarası, çokça sarı ve derin bir yalnızlığın refakat edeceği 2018 sonuna kadar hiç susmak istemiyorum ben. Zira damarlarımıza acı depolanmışken. Gündemlerinize dikkat edin. Ne varsa zihninizi meşgul eden tutulmaların öncü ayak sesleridir gelen. Dertlerle harmanladığımız ömrümüzde vuslatların rüyalarımızı esir aldığı, rüyaların içinde attığımız çığlığın yangın çıkarttığı, göz görmese de gönül tanıyor sevdiğini dediğimiz ve her rüzgar esişinde uzaklara dalıp gideceğimiz yılın son tutulma serisi. Belki bahsetmek için erken denilebilir lakin ben tezce kirazım, dalında olmayı bekleyen! Anladınız siz onu!

Yay-İkizler-Başak-Balık ekseni için yüreğiniz de ve zümreniz de çıkacak yangını söndürmeye denizler yetmeyecek. Derinlere dalacaksınız. Ekliptik düzlem RAHU ve KETU Yengeç-Oğlak-Koç-Terazi ekseni sıcak yaz da biriktirdiğiniz düşlerinizi prangalara mahkum edecek. Böyle zamanlarda düğüm düğüm olur boğazınız ve böyle zamanlar da yüreğiniz halatlara bağlanır, böyle zamanlar da hıçkıra hıçkıra ağlarsınız, böyle zamanlar da yorgun bir bedende biriktirdiğiniz hüzünler sizi diri diri mezar ile tanıştırır. Ve beklersiniz içine düştüğünüz sonu ve dibi bulunmayan bu derin karanlığın AY ışığında coşan köpüğüyle tadımlık mutlu olacağınız DOLUNAY evrelerini. Peri masallarında ki gibi gök kuşağı tadında yazılar yazmak isterim sizlere. Yaşanmış hayat hikayelerini ve ruhun bedenlendiği andan itibaren tekamül sürecini birebir özümseyerek hissettiğim için yaşayacağınız olayların ruhunuzda yaratacağı etkileri anlatmaya çalışıyorum. Karamsarda bulursanız kızmam çünkü ben duygu kadınıyım. Bu bahsettiğim burçlar derbeder enerjisi ile muhataplar. Ve ne demek istediğimi daha iyi anlıyorlar. Wimsottori, Andardasa ve Prantyandardasa evresi zararlı gezegen ya da iki zararlı bir faydalı gezegen sürecine denk gelmemelidir.

Geçmişe dair özlem biriktirirsiniz ya o tip anılar da düğümlerin etkisindedir. Sonra o anılar acı kapsamında cam kırığı gibi batar kalbinize. Bir deniz sürekli mi dalgalı olur? Dalganın içerisinde terk ettiğiniz ve denizinin durulmasını beklediğiniz ve hakkınızda biçilen her hükme EYVALLAH diyeceğinizi unutmayın! Gönül liman gibidir. Demir atan her geminin limanda da tutulacağı bir kasırga olduğunu bilmelisiniz.

Dün bitti…Dün derken Temmuz Güneş tutulmasıdır baz aldığım süreç. Her şey hatıralarda kaldı, hatırlamak istediklerimiz ve istemediklerimiz. Bugün ise hemen yanımızda, koynumuzda, bilinmezlere gebe, zaman dün ile bugün arasında gel-gitler de Retrolar sayesinde. Geçmişe dair unutamadıklarımızla, aklımızın uzuvlarında köşe kapmaca oynatıyor bizlere. Geçecek ya da geçmesini beklediğimiz bir hafıza kaybı yok maalesef! Yarın belki gelir…Tanığı olmayan umutların, hayallerin, ağırlığı var belleklerimizde. Yarım kalmış bir hikayenin üzerine yeni bir öykü inşa edilmiyor.  Geçmişimizden vazgeçmeden, bugünü yaşayarak, bilinmezlere gebe kalmış ömürlerimize hayıflanarak susmuyoruz, hak edene hak ettiği muamele. Sıcak yaz gününde soğuk bir Dolunay-Yeni Ay fazına, Rahu, Ketu, retro Merkür ve retro Mars görünümü eşliğinde ”Zifiri’yim’’diyebilenlere!

Hürmetler

Ayşen  Tok